Gizli oyun: istihbarat ve strateji

     II. Dünya savaşından sonra başlayan soğuk savaş dönemi ve sonrasında istihbaratın kullanımı ve etki alanı çok yaygınlaştı.

     Bölgemizde ve Dünya’da ‘’göz ile görülmeyen gizli savaş’’ yaşandı. Görünen savaş ve iç çatışmalar ve terör olayları istihbarat savaşının dışa vurmuş aysbergin görünen kısmı oldu.

     ABD, İsrail, Rusya, İngiltere, Fransa,Almanya,  İran istihbaratları ülkelerinin isminin önüne geçmeye başlamıştı.

      Bizi ilgilendiren ülkemize, bölgemize yansımalarıdır. Bölgemizde 70 yıl etkili olan Egemen Dış gücün temsilcisi devletler bölgemizde hep istihbarat teşkilatlarıyla var oldular.

     Bölgede yaktıkları her ateşin ışığını, dumanını, zararını, kokusunu  on yıl sonra fark edebildik.

     Her zaman ve her yerde istihbarat silahını kullandılar. Bölgemizdeki büyükelçiliklerini ve konsolosluklarını amacından ziyade istihbarat noktası olarak kullandılar.

     Büyükelçiliklerini, başkonsoloslarını, ateşlerini, memurlarını  istihbarat elemanı olarak görevlendirdiler.

     Ülkeler arası angajman kuralları  gereği gönderdikleri istihbarat elemanları dışında gizli-kaçak elemanlarda çalıştılar. Girdikleri ülkenin vefasız, muhalif,  bu işe yatkın insanları para karşılığı çalıştırdılar.

     İsrail ve Batılı ülkelerin istihbarat teşkilatları menfaat gereği bazen de ortak çalışırlar. Birbirleri arasında kendileri için stratejik olmayan bilgileri  paylaşırlar.

     Bir ülkede İsrail’in  kendi büyükelçiliği yoksa  başka ülkenin büyükelçiliğini gizlice kullanır.

     Batının istihbarat teşkilatlarının  çalışmalarında vicdan, ahlaki ve insani değerlere riayet etmek  gibi bir kuralları yoktur. Gizliliğe ve istihbarat teşkilatlarının kurallarına bağlı kalmanın dışında onlara her yok mübahtır.

     Bütün devletlerin ve İsrail’in istihbarat teşkilatları bölgemizde her zaman var oldular.

     İsrail ve batılı ülkeler bölgemizde yapmak istedikleri düzenleme, yönlendirme, yönetme,  müdahalelerini hep bu yolla yaparlar. Bütün planlarının başından sonuna kadar stratejilerinin uygulanmasını istihbarat elemanları ile yaparlar.

     İstihbaratla başlattıkları reaksiyonun yavaşladığı veya durduğu yerde kendi ülke bürokratları devreye katalizör olarak girerler.

     Bürokratları da reaksiyonun devamını sağlayamazsa Bakan, Devlet başkanları katalizör olarak devreye girerler.

     Yöneticileri de planlarının gerçekleşmesi, hedefe ulaşılmasında başarılı olmazsa iç çatışma veya o devlete askeri müdahaleyi devreye koyarlar.

     Batılı ülkelerin ve İsrail’in istihbarat teşkilatları ve elemanları hiçbir zaman bölgemizin ve ülkemizin refahı, huzuru, mutluluğu, istikrarına hizmet etmediler.

     Egemen, küresel dış güçlerin bölgemizin bağrında 1948 yılında kurdukları İsrail onların bölgedeki şubeleri olmuştur.

     İsrail bölgede varlığını kendi istihbarat teşkilatı ile korudu. İsrail kurulduğu günden beri Türkiye, İran, Irak, Suriye ve Mısır gibi ülkelerin kuvvetli ve istikrarlı olmalarını hep tehdit olarak gördü.

     Bölgede var olduğu günden bugüne kadar bu ülkelerin istikrar ve huzurunu bozmak ve yönetmek için işi hiç şansa bırakmadılar.

     Bölgedeki ülkelerde İsrail istihbarat ajanları at oynattı, cirit attı. Bölgemizde at izi ile it izi karıştı

     Şah Rıza Pehlevi zamanında İran’da, Saddam zamanında Kuzey Irak’ta. Saddam’dan sonra tüm Irak’ta hep var oldular. Camp David’den sonra Mısır’da oldular. 15 yıl öncesine kadar Türkiye’de hep var oldular.

     İsrail istihbaratı ile içine sızmadığı, bilgi alamadığı, karıştıramadığı ülkeden çok rahatsız olur. İsrail’in rahatsız olduğu ülkelerden batıdaki ağabeyleri de rahatsız olur.

     İsrail’i rahatlatmak, özgürleştirmek için Irak’a müdahale, Mısır’da darbe yaptılar. İran’dan rahatsızlıkları yıllardır malum.

     Son 15  yıl Türkiye’nin bölgede etkili güç, istikrarlı olması, ülkeyi milli hükümetin yönetmesi İsrail ve başka güçleri çok rahatsız etmektedir.

     2002 yılından önce MİT, Emniyet, Genelkurmay istihbaratı arasında tam uyumluluk, bilgi alışverişi yoktu. Artık böyle bir sorunumuz kalmadı.

    İsrail ve batılı istihbarat teşkilatları eski yılları, eskiyi çok özlediler.

     Hedefleri Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Dışişleri işleri, MİT müsteşarı Hakan Fidan’ı ve Ak Parti.

     Türkiye ve Ak Parti diktiği Fidanı sökmez, söktürmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.