Gene arı kovanına çomak soktuk…

Ereğli’de bazen işler öyle bir hal alıyor ki şaşırmamak ne mümkün. Biz de yerimizde duramıyoruz tabii. Geçen haftaki “6 yaşındaki çocuk ağlamasın, azıcık insafa gelin…” başlıklı yazımız ses getirdi. Ses getirdi getirmesine de, kimin kovanına çomak soktuk, onu net anlayamadım.

Şimdi kaynak kitap diye anaokullarında istenen ve fiyatları 45 YTL ile 60 YTL arasında değişen kitaplar velileri canından bezdirdi. Okul masrafları, Ramazan ayı, odun kömür derdi derken bir de bu setler çıktı. Sağolsun İlçe Milli Eğitim Müdürü, okul müdürleri ve öğretmenler bu konu karşısında o kadar duyarlı davranıyorlar ki, bıraksan bazıları kitapları almayan velileri dövecek.

Bu konu Ereğli’de ciddi anlamda kafa karıştırıyor. Kusura bakmasınlar ama, öğretmenlik kutsal bir meslek, binlerce öğretmeni zan altında bırakmak istemiyorum. Ama okullarda ihtiyaç olmayan, adına kaynak kitap denen kitapları aldırmayı bırakmalarını tavsiye ediyorum.

Katıldığım veli toplantısında yaşananları bugün burada yazmayacağım. Çünkü gerekli yerlere şikâyet dilekçesini verdim. İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Ataç beyle bu konuyu görüştüm. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz anaokullarında bu şekilde kaynak alınmasına müsaade etmediklerini söylüyor. Ama okullarda öğretmenler maalesef üzülerek söylüyorum kitap satıyor, kitap paralarını topluyorlar. İşin daha ilginci ise Recep Bey kendi çocuğundan dahi istendiğini söylüyor. O zaman bu işe bir çözüm üretmek lazım. Öğrenci velilerinin durumu belli, hayat şartları belli, illa kaynak kitap alınacak, devletin verdiği kitaplarda bir şey yok demek yeterli olmuyor.

Anaokullarında ve birinci sınıflarda tamamen tüketime yönelik aldırılan kitaplar asgari ücret düzeyinde geliri olan bir aileye büyük sıkıntı veriyor. Bunu görün artık. Herkes çocuğunu en iyi şartlarda okutmak ister, her anne baba daha iyi şartlar sunmak ister. Ekonomimiz belli. Bir fotokopi ile halledilecek kitaplara bir sürü para vermenin de mantığı yok. İnşallah bu konu üzerinde hassas bir şekilde durulur.

Buradan bir kez daha seslenmek istiyorum. Bazı öğretmenler ve okul müdürleri bu kitapları aldırmanın mantığını çıkıp televizyonda anlatsınlar. Velileri öğrencileri ile tehdit etmesinler. Siz bu öğrenciler sayesinde maaş alıyorsunuz. Ve bunu hak etmek zorundasınız. Biz biliyoruz ki öğretmenlik peygamber mesleği, bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün en çok önem verdiği meslektir. Bunları yazılarıma taşıdığım için kulağıma gelen bazı çirkin şeyleri de yazmıyorum. Ben sadece evine etmek götürmek için çalışan garibanların sessiz çığlıklarını dile getiriyorum. Kimseden de bu anlamda korkum yok. Birileri bu işlere kızıyorsa yaptıklarının doğru olup olmadığını düşünsünler. Bu konuya ilerde tekrar döneceğiz.

***

Ereğli Belediyesi iftar çadırını geleneksel hale dönüştürdü. Bu yıl sayı gittikçe artıyor. Bazı günler 2 bin kişiye ulaşıldığı belirtiliyor. Netgaz’ın verdiği iftar yemeğinde de böyle bir kalabalık vardı. Netgaz firması Ereğli’ye doğalgaz getirmesi ile tanındı. Ereğli’de para kazanan firmanın Ereğli’deki sosyal etkinliklerde de kendini göstermesi sevindirici bir olay.  Nusret Bey yoktu. İşlerinden dolayı gelememiş. Ama Ali İhsan Bey ve Yılmaz Bey çadırdalardı. Ereğli halkı adına ben kendilerine teşekkür ediyorum. Onları Ereğli’nin yanında görmek bizim için büyük avantaj diyorum.  Ereğli içinden böyle iş adamları çıkardığı için de büyük onur taşıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum