Konya'da darbe girişiminin ardından avukatlara yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında eski Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan'ın ve firari sanık Memduh Oğuz’un da bulunduğu 20'si tutuklu 45 sanığın yargılanmasına devam edildi. Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanıkların avukatları ile yakınları katıldı. Duruşmanın 2. gününün sabah oturumunda tutuklu Ahmet Bal ile tutuksuz sanık Fatma Betül Okur savunma yaptı.

AHMET BAL MESLEKTAŞLARINI SUÇLADI

 “15 Temmuz alçak ve hain darbe girişimini kınıyorum. "Devletime, milletime, Cumhurbaşkanıma, bayrağıma haince, alçakça, kahpece kastedilmiştir. Bunu yapanlarında cezalandırılmasını talep ediyorum” diyerek sözlerine başlayan sanık Ahmet Bal, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi. FETÖ yapılanması içerisinde “imamlık”, “mütevellilik”, “hocalık” gibi görevler yapmadığını savunan Bal, tanık ve sanık meslektaşlarını suçlayarak, “Kendilerini kurtarabilmek, etkin pişmanlıktan yararlanmak ve çekememezlikten dolayı verdikleri bu beyanları ve suçlamaları kabul etmiyorum. İfadelerini düzeltmelerini bekliyorum” dedi.

‘HTS DÖKÜMÜNDEKİ GÖRÜŞMELERİM MESLEKİ KAPSAMDADIR’

Telefonuna “Bylock”, “Tango”, “Cover Me” vb programları yüklemediğini iddia eden Bal, iddianamede yer alan örgüt mensuplarıyla görüşmelerinin tespit edildiği dökümlerle ilgili olarak “HTS dökümündeki görüşmeler, avukatlık mesleği kapsamında yaptığım görüşmeler kapsamındadır” dedi. Mahkeme Başkanı sanık Bal'a, firari sanık Memduh Oğuz cezaevindeyken, onunla yaptığı görüşmelerde tuttuğu, "cezaevi doktoru ve sağlık memuru araştırılacak", "cezaevi müdürü araştırılacak", "Hakimlere baskı" gibi notları neden tuttuğunu sordu.  Bal soruyu, "Memduh Oğuz, rahatsızlığı olduğu için doktorun araştırılmasını istemişti. Cezaevi koşullarının iyileştirilmesini talep edecekti. 'Hakimlerle görüşün, gidin kapısında bekleyin. Evrakları verip hemen dönmeyin' derdi. Notlar, müvekkilin avukatına söylediği şeylerdir" şeklinde yanıtladı.

İddianamede; Ahmet Bal’ın Memduh Oğuz adına kayıtlı hat üzerinden 13/09/2009-30/12/2014 tarihleri arasında örgütün eyalet imamı Ali Pürbudak 9, büyük bölge imamı İsa Tomakin ile 47, büyük bölge imamı Nuh Özkan ile 1, büyük bölge imamı Derviş Erten ile 6, taşra ilçe imamı Abdulkadir Polat ile 62, eyalet muhasebecisi Ali Çeviker ile 51, örgüt muhasebecisi Celal Uyar ile 79, gurup sohbet hocası Aziz Gökmen ile 8, büyük bölge muhasebecisi Lokman Karaman ile 1, örgüt adına eylem ve faaliyette bulunan Sami Bulut ile 277, küçük bölge imamı İbrahim Balcı ile 2, eyalet muhasebecisi Sinan Taslak ile 5, ünite muhasebecisi Erdal Cengiz ile 589, örgüt muhasebecisi Mustafa Ayan ile 120, örgütün avukatlar il imamı Muhammed Eroğlu ile 57, örgütün avukatlar bölge imamı Abdulkadir Yılmaz ile 194, stajer avukatlar imamı Yalçın Türken ile 222 kez görüştüğüne dair döküm olduğu bilgisi yer alıyor. Savunmasında Kuşadası’nda bir villada yakalanma olayına da değinen Ahmet Bal, olayın yargısız olduğunu savundu.  

KAÇMA PLANI YAPARKEN YAKALANMIŞLARDI

Ahmet Bal, Kuşadası’nda yakalanmasıyla ilgili olarak, kaçma gibi bir düşüncesi olmadığını, müvekkiliyle iş görüşmesine gittiğini söyledi. Savcının Danimarka'ya gitmek için hazırlık yapıp yapmadığını sorması üzerine sanık Bal, "Evrakları hazırladım ama adalete güvendiğim için girişimde bulunmadım" dedi.

Ahmet Bal, aynı dava da tutuklu olarak yargılanan Mehmet Şimşek’le birlikte 13 Ekim 2016’da Kuşadası’nda Yunanistan’a kaçma planları yaparken Kuşadası Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekipleri tarafından yakalanmıştı. Yaklaşık 2,5 aydır sahte kimlikle villada yaşamlarını sürdüren iki avukatın çevreden sürat motoru kiralamak için girişimde bulundukları ve sürat motoruyla Kuşadası’nın karşısında bulunan Yunanistan’ın Sisam adasına kaçarak, iltica etmeyi planladıkları belirlenmişti. Villada detaylı arama yapan Kuşadası KOM ekiplerinin çok miktarda Türk Lirası, Dolar ve Euro ile birlikte dijital verilere de el koymuştu. İddianamede Ahmet Bal ve Mehmet Şimşek’in Danimarka’ya kaçmaya çalıştığı bilgisine yer verildi.  

OKUR, GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Fatma Betül Okur sadece FETÖ’den tutuklu olan ve itirafçı olarak ifade veren HYSK Eski Üyesi İbrahim Okur’la akraba olduğu için bu suçlamalara maruz kaldığını söyledi. İbrahim Okur’un amcası değil kuzeni olduğunu ifade eden Fatma Betül Okur, kendisiyle olan görüşmesinin sadece bayramlarda aile ortamlarında kısa süreli görüşmeler olduğunu söyledi. Hiçbir zaman ne FETÖ’nün ne de başka bir terör örgütünün içerisinde yer almadığını, himmet vermediğini, toplantılara katılmadığını, bunun iddianamedeki ifadelerde de yer aldığını söyleyen Okur, “Bylock” vb programlar kullanmadığını söyledi. Okur, iddianamede geçen intihar olayının zehirlenme olayından ibaret olduğunu söyledi.  Okur,  Can Dündar’a Silivri Cezaevi’nde bulunduğu sırada mektup göndermesiyle ilgili olarak ise, Dündar’a birçok kişinin mektup gönderdiğini, mektubunda suç teşkil edecek unsur olmadığını, bununla ilgili cezaevinden bilgi istenebileceğini söyledi. Savunması sırasında zaman zaman gözyaşlarını tutamadığı görülen Okur, suçsuz olduğunu söyleyerek beraatını talep etti. 

M. Mustafa Özdemir-Memleket