FETÖ'nün darbe girişimi

FETÖ'nün darbe girişimi

CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Boratav:- "(FETÖ'cü askerlerin yayını basmasıyla ilgili) Gerçekten tamamıyla kontrolden çıkabilecek bir durum yaşadık ve dün gece polisin özellikle o tampon olma çabası olmasaydı burada çok daha kötü bir sonuç olabilir

İSTANBUL (AA) - CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, "Gerçekten tamamıyla kontrolden çıkabilecek bir durum yaşadık ve dün gece polisin özellikle o tampon olma çabası olmasaydı, burada çok daha kötü bir sonuç olabilirdi." dedi.

FETÖ mensuplarının darbe girişimi sırasında yayını kesilmek istenen CNN Türk'ün sergilediği yayın politikası, medya dünyasında takdirle karşılandı.

CNN Türk Haber Genel Yayın Yönetmeni Boratav, AA muhabirine dün gece yaşadıklarını aktardı.

"Yaşanan bütün garipliklerin arasında farklı bir gariplik olduğunu, binanın önünden geçen bir helikopter sesi duyduğumuzda anladık." diyen Boratav, helikopterden inen askerlerin iki gruba ayrılarak Hürriyet gazetesi ve CNN Türk'ün binalarına geldiğini anlattı.

Askerlerin gazetecilere silahlarını doğrulttuklarını aktaran Boratav, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçeriye girdikleri andan itibaren buraya üst kata kadar gelen bir bağırış çağırış duymaya başladık. Son derece gergin, son derece sinirli bir şekilde 'Binadan çıkın' diyorlardı. Hem bina güvenliği hem tüm arkadaşlar onlara, 'Biz gazeteciyiz burada işimizi yapıyoruz, bizim işimize engel olmayın' diyerek onları engellemeye ve ikna etmeye çalıştı ama adım adım önce ilk kata geldiler, sonra ikinci kata Kanal D katına geldiler sonra en sonunda buraya (üçüncü kat) kadar geldiler. Yani şu anda konuştuğumuz yerde elinde silahlı ve silahlarını insanların üzerine doğrultan askerler dolaşıyordu. Bir noktadan sonra, biz onları ikna etmeye çalıştık, konuşmaya çalıştık, belli ki bir yere gidilemiyordu, bir noktadan sonra tamam dedik, boşaltacağız, madem siz öyle istiyorsunuz, boşaltacağız. Tüm bunlar olurken yayın devam etti. Arkadaşlar görüntü almaya devam ettiler. Tabii görüntü alınıyor olması onları daha da gerginleştirdi onu engellediler önce. Adım adım arkadaşlarımız yavaş yavaş binayı boşaltmaya başladılar ama biz mümkün olduğu kadar ağırdan alarak gittik ki bütün derdimiz mümkün olduğunca yayını devam ettirebilmekti."

Çalışma arkadaşlarını aşağıya indirdiklerini ve rejide kimsenin kalmadığını aktaran Boratav, "Ekrana boş bir stüdyo görüntüsü yansıdı. Erdoğan Aktaş, Genel Müdürümüz, olayın devamında bir mikrofonla telsiz mikrofonuna zaman zaman o boş görüntünün üzerine konuşarak bir şeyler anlatmaya devam etti. Böylece hiç olmazsa ne olduğuna dair bir seyirciye fikir verebileceğimizi düşündük. Ben, en aşağıdaydım o sırada bende başka birtakım yayın kuruluşlarına bağlanarak burada ne olduğunu anlattım. O sırada boş görüntü tüm Türkiye'ye yayıldı ve herkes burada bir şey olduğunu, garip bir durum olduğunu fark etti. Bu gerginlik sürerken itiş kakış sürerken biz, yeni bir durumla karşı karşıya kaldık. Bahçede polis vardı. Dış kapının hemen dışına da kalabalıklar toplanmaya başladı" dedi.

Sosyal medyadan da CNN Türk'e destek olunması yönünde çağrılar üzerine kalabalık bir grubun CNN Türk binası önüne geldiğini aktaran Boratav, şunları anlattı:

"Kapıdaki kalabalık giderek büyümeye başladı. Bunlar bir noktada aşağıdaki giriş kapısına yığıldılar. Güvenlik ve polis o arada içeri girmişti, hem asayiş hem de özel harekatçı polisler, onlar kalabalığın içeriye girmesini engellemeye çalıştılar. Çünkü askerlerle o kalabalığı karşı karşıya getirmek istemiyordu. 'Asker dışarı' diye slogan atan müthiş bir kalabalık, müthiş öfkeli, müthiş sinirli gösterici grubu... Onları içeriye sokmamaya çalıştık ama sonuçta kapıyı kırarak oradaki engelleri yıkarak bariyeri aşarak alt kata girdiler. Bağırarak, çağırarak sloganlar atarak yavaş yavaş yukarıya doğru çıkmaya başladılar. Şöyle bir durum düşünün 4. katta askerler var ve bu kalabalık grup, 'Asker dışarı' diye slogan atarak yavaş yavaş asker dışarı diye yukarıya doğru çıkıyor. Arada da küçük bir grup polis var. Polis, askerlerle bu kalabalık arasında uzun bir süre tampon görevi yaptı ve neyse ki bu iki kesimin karşı karşıya gelmesini engelledi. Askerlerle göstericiler doğrudan doğruya karşı karşıya gelmediler, o ilk kızgın anlarda."

Göstericilerin tekrar yukarıya çıktığını aktaran Boratav, polisin de askerlerin silahına el koyduğunu ve ellerine kelepçe taktıklarını kaydeden Boratav, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O noktadan sonra konu o askerlerin sağlıklı bir biçimde binadan çıkartılması haline dönüştü. Göstericilerin ikna edilmesi ve yavaş yavaş binayı terk etmeleri epey uzun sürdü. Buradan daha uzunu yanda komşuda Hürriyet'te oldu. Orada askerlerin bir kısmı silahlarını bırakmaya razı olmamışlardı. Orada daha fazla silah kullanılmış. Burada birkaç el olduğu yalnızca orada daha fazla silah kullanılmış. Polis gaz bombası atarak müdahale etmiş, orada daha ciddi ve daha uzun süren bir müdahale oldu. Burada en sonunda göstericiler çıktılar ortalık oldukça sakinleştikten sonra belli bir noktadan sonra polis gözaltına aldığı askerleri başlarında subayları olacak şekilde dışarıya götürdü ve burada bir ölçüde yayın normale döndü. Arkadaşlarımız dışarıya çıkartıldılar, o yüzden Erdoğan (Aktaş) ile ben bir süre yayını götürdük, başımızdan geçenleri anlattık. O sırada Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'a geldiği zaman ilk yaptığı açıklamaları yayınlayamamıştık, onu bir hatırlatmış olduk seyircilerimize, sonra da yavaş yavaş yayın normal haline döndü."

Boratav, gergin ve zor bir gece olduğunu kaydederek, "Benim yaşım 12 Eylül'ü hatırlamaya elveriyor. O zaman da medya kuruluşlarına yönelik darbecilerin ilk şeyi hep odur zaten ama orada bir tebligat gelir, bir düzen içinde olurdu bu hikaye. Burada öyle değil. Gerçekten tamamıyla kontrolden çıkabilecek bir durum yaşadık ve dün gece polisin özellikle o tampon olma çabası olmasaydı burada çok daha kötü bir sonuç olabilirdi." ifadelerini kullandı.

Darbeci askerlerin amacının yayını kesmek olduğunu belirten Boratav, "Binayı boşaltmamızı istediler. Spekülasyon yapmak gerekir mi bilmiyorum, belki baştaki talimat bütün medya kuruluşlarına gitmekti de bir tek bizimki gerçekleşti. Belki de biz, Sayın Cumhurbaşkanının ilk açıklamasını yayınlayan kanaldık. O açıklama bence dün geceki kırılma noktasıydı. Orada Cumhurbaşkanı ilk defa küçük bir grubun işi olduğunu çok net bir şekilde söyledi. Gülen cemaatiyle ilgisi olduğunu çok net bir şekilde söyledi. Belki ondan dolayı böyle bir şekilde hedef alındık. Şu anda benim daha fazlasını speküle etmem doğru değil." değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye için çok zor ve uzun bir geceydi"

Canlı yayındayken askerlerin müdahalesiyle programını bırakmak durumunda kalan gazeteci Başak Şengül ise yaşadıklarını şöyle aktardı:

"Yayıncılık tarihi açısından bilmiyorum dünyada bir örneği var mı benim dağarcığımda yer aldığı kadarıyla bir ilk oldu. Bir yandan biz kamu görevi de yapan bir mesleğin içindeyiz. Kamuyu bilgilendirmek önceliğimiz, üstelik de olağanüstü bir hal içinde biz en hızlı biçimde, en doğru biçimde elimize ulaşan son bilgileri izleyicilerimizle paylaşmaya çabalarken o anda yayında ben ilk helikopter sesini fark ettim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken de son dakika bilgilerini, son dakika gelişmelerini aktarmaya çalıştım. Bir yanda haber merkezimiz zaten bütün çalışanlarıyla teyakkuz halindeydi. O sırada aşağıdan gerginliğin sesleri yükselmeye başladı. Anladım ki buraya da gelindi. Bir şekilde içeriye askerlerin zorla girmeye çalıştığını fark ettim. O anda tabii aklınızdan birçok şey geçiyor. Yayına ne kadar devam ettirebileceğiz, ne kadar sürede stüdyoya ulaşacaklar, ne olacak, yayının akıbetiyle ilgili ne göreceğiz, bunları düşünürken işte gördüğünüz sizin de izlediğiniz o yayın süreci ekranlara yansıdı."

Görevlerini yaptıklarına inandığını ifade eden Şengül, "Gerçekten biz elimizden geleni yaptık, görevimiz gereği ama Türkiye için çok uzun ve çok zor bir geceydi." dedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler