FETÖ'nün Atatürk Havalimanı'nı işgal girişimi davası

FETÖ'nün Atatürk Havalimanı'nı işgal girişimi davası

Darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması davasında savunma yapan tutuklu sanık Mustafa Bilgin:- "Albay Yusuf Özdemir yanındaki tanımadığım bir rütbeliye, 'Birazdan buraya Cumhurbaşkanı ve Başbakan getirilebilir. Gelir gelmez d

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanığın yargılandığı davaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'deki Alibey Spor Salonu'nda yapılan duruşmada tutuklu sanıklardan er Mustafa Bilgin savunma yaptı.

Bilgin, olay günü albay Yusuf Özdemir’in SAK timini VIP bölgesine çağırdığını, bunun üzerine bahsi geçen yere gittiklerini, Özdemir’in yanında albay Barbaros Akça, astsubay başçavuş Aslan Özkan, binbaşı İsa Öztürk, ve üsteğmen pilot Kerime Kumaş’ın bulunduğunu söyledi.

Yusuf Özdemir’in Kerime Kumaş ile bir şeyler konuştuktan sonra kendilerine dönerek, "Komutanınıza hangara kadar eşlik edin." dediğini anlatan sanık Bilgin, "Sanıklardan Kemal Tanboğa ile birlikte binbaşı Yusuf Yenihayat’ın kullandığı araçla Kerime Kumaş’ı hangara götürdük. Hangarın önünde harbiyeli öğrenciler vardı. Vardıktan sona Kerime Kumaş, ‘Siz VIP bölgesine geri dönün’ dedi. Hangarda normalde uçuş teyyareleri olurdu, helikopter olduğunu ilk kez o gün gördüm. Kerime Kumaş ile öğrenciler helikopteri hangardan çıkardı. Biz VIP’e geri döndük." dedi.

Albay Yusuf Özdemir’in VIP bölgesinde, Kuzu Grup’a ait inşaatın orada terör saldırısı olabileceğini söylediğini dile getiren Bilgin, şunları kaydetti:

"Bizi araçlara bindirdiler. Direkt geçiş kapısını kullanarak apron bölgesine götürüldük. Barbaros Akça etrafa dağılıp beklememizi emretti. Dağıldık. Bulunduğum yerin 20 metre ilerisinde Aslan Özkan’ın polislerle konuştuğunu gördüm. Ağabeyim de polis olduğundan merak ettim, yanlarına gittim. Aslan Özkan, yanındaki ere polislerin silahını aldırmıştı. Polislere ‘Neden silahınızı veriyorsunuz?’ diye sordum. Polisler, telsizden emir geldiğini söylediler. Şaşırmıştım. Bir süre sonra Barbaros Akça ile Aslan Özkan’ın sivil bir aracın yanında güvenliğe tekme attıklarını gördüm. Aslan bir eliyle yeri göstererek, diğer eliyle silahını havaya tuttu, ‘Bu bizim davamızın haklı olduğunu gösteriyor’ dedi. Bunları görünce korktum. Polis ağabeyimi aradım, durumu anlattım. Ağabeyim bana yaşananların darbe girişimi olduğunu, birliğime dönmemi, hiçbir olaya karışmamamı söyledi. O sırada valizleri taşıyan araç geçiyordu. Aracı süren sivil kişi, arkadaşım Ersin Erden ile bana, halkın üzerimize doğru geldiğini söyledi. Oradan geçen harp okuluna ait transite bindik ama iki arkadaşımızı daha bekliyorduk. Bu sırada halk geldi, darbedildik."


- "Birazdan buraya Cumhurbaşkanı ve Başbakan getirilebilir"

Sivil halka, darbe girişiminden haberleri olmadığını söylediklerini, bazı kişilerin kendilerine yardımcı olduğunu, bazılarının ise kendilerini araçtan indirmeye çalıştığını beyan eden Bilgin, "Aracı kullanan sözleşmeli er Haydar Yıldırım, kalabalığın içinden çıkamadığımız için, 'İnin havaya sıkın, yolu açarlar' dedi ama biz bunu yapmadık. Bir süre sonra araç hareket etti ve oradan ayrıldık. VIP bölgesine giderken kompozit başlıklı bir asker önümüzü kesti. 'Geçemezsiniz' dedi. Araçtan indim. VIP bölgesinde birkaç tane helikopter ve bir sürü rütbeli vardı. Şeref salonunun önünde dururken, çok yakındaki çimenlik alanda, albay Yusuf Özdemir’in yanındaki tanımadığım bir rütbeliye, 'Birazdan buraya Cumhurbaşkanı ve Başbakan getirilebilir. Gelir gelmez derdest edip tutuklayacağız' dedi. Bunu çok net duydum. Yolun ağzında ise Aslan Özkan, askerlere, 'Sıkmayacak olan gelmesin' diyor ve dönen askerleri havalimanına geri götürmeye çalışıyordu. Bir er arkadaşımızın sivil aracıyla bölüğe geri döndük." şeklinde konuştu.


- Şehit annesi sinir krizi geçirdi

Olay günü sanık Mustafa Bilgin’in yanında bulunan Kemal Tanboğa da Bilgin ile benzer beyanlarda bulunarak savunma yaptı.

Savunmasını tamamlayan Tanboğa’nın çapraz sorgusuna geçildiğinde, tutuklu sanıklardan Muhammed Ömer Saldamli (iddianameye göre bazı sanıklar tarafından vatandaşların üzerine ateş edenlerden biri olduğu öne sürülen sanık) soru sormak için ayağa kalktı.

Bu sırada 15 Temmuz’da havalimanında şehit düşen 16 yaşındaki Mahir Ayabak’ın annesi Muhteber Ayabak, ayağa kalkıp bağırarak sanık Saldamlı’ya su şişesi fırlattı. Sinir krizi geçiren anne Ayabak, "Ne istediniz benim evladımdan? Allah belanızı versin. Sizin anneniz de aynı acıyı yaşasın." diye bağırdı.

Duruşmaya ara verilerek, anne sakinleşmesi için dışarı çıkarıldı. Yaklaşık 20 dakika sonra yeniden başlayan duruşmada, çapraz sorgusuna devam edilen sanık Tanboğa, "Diğer sanıklardan hiçbirinin sorusunu cevaplamak istemiyorum." dedi.

Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Duruşmaya, 14 Mayıs Pazartesi günü, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :