Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Fethe hazır olmak

Fethe hazır olmak için fethin rüyasını görmek gerekir!

Kelime olarak açmak anlamına gelen fetih, kavram olarak İslam’ın önündeki tüm engelleri kaldırma, gönülleri, beyinleri hakikate açma hareketidir.

Fetih bir işgal değil, inşâ hareketidir! İstanbul Fatih’i, fetih öncesi şehrin dış surlarını yıkmış ama fetihten sonra şehri, manen ve maddeten inşâ ve imar etmiş, onun kapılarını insanlık ve İslam’a açmıştır!

Mekke, fetihle maddî ve manevî kirlerden arındırılmış ve mükerrem şehir olmuştur. Bizans entrikalarının merkezi olan Kostantiniyye de fetihle İslambol/İslam’ın bol olduğu, rahatça yaşandığı şehir olmuştur.

Bizim fetih ordularımızın taşıdıkları sancaklarda şu ayetler yazılı idi. Mehterimizin sloganı da bu ayetlerdi:

Nasrun minallah ve fethün karîb, ve beşşiri’l-müminîn/Yardım Allah'tandır ve fetih yakındır. Müminleri müjdele.[1]

İnnâ fetahnâ leke fethan mübînâ/Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.[2]

Bu ayetler, fetih erinin her zaman Allah ile irtibatlı olduğunun, önce O’nun yardımına müstehak olması gerektiğinin ve yardımı O’ndan istediğinin ifadesidir. Yine ayetler fetih ordusunun büyük hedeflerinin olduğunun/olması gerektiğinin, büyük düşünmesi gerektiğinin açık göstergesidir.

Fetih eri, savaş öncesi, savaşta ve savaş sonrası hep Allah ile irtibatlıdır. O’nun için yola çıkar, O’nun için savaşır, O’na dua eder, O’ndan ister, O’nun ölçülerine göre hareket eder, yardım ve fethi O’ndan bekler.

Evet, manevî gücünü bu ayetlerden alan ve bu ayetlerle yola çıkan mümin, en olumsuz şartlarda bile ümidini yitirmez ve yoluna devam eder.

Elli üç yıllık baba ocağı, çok sevdiği Mekke’sinden ayrılmak zorunda kalan Peygamberimiz, Medine’ye hicret ettikten sonra asla Mekke’yi unutmamış, bir gün ashabı ile Mekke’ye döneceği günlerin hayali ile yaşamıştır. Zira hicret, kaçış değil; olumsuz şartları olumlu hale getirmek, yeni çıkış yolları aramaktı.

Nitekim Fetih suresinde Hz. Peygamberin Mekke özlemi şöyle ifade edilmektedir: Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı[3]. Bu ayet, Mekke Fethinden en az iki yıl önce inmişti. İnsan dert edindiği, çokça düşündüğü şeylerin düşünü görür. Demek ki Peygamberimiz Medine’de Mekke’sini düşünüyor ve düşlüyordu.

Peygamberimiz, ashabı ile birlikte Mekke’ye girdiğini ve Ka’be’yi tavaf ettiğini rüyasında görmüş ve onlara hazırlanmalarını emretmişti. Bin beş yüz kadar sahabe başlarında Peygamberimiz olduğu hale Mekke yollarına düştüler. O sene Mekke’ye girmek müyesser olmadı, ancak Hudeybiyye’de seneye Mekke’ye girmenin sözünü aldılar. Bir yıl sonra umre için Mekke’ye girdiler, ertesi yıl da Mekke fethedildi.

O halde şunları söyleyebiliriz: Fetihlere erebilmek için, fethe hazırlanmak, fethi özlemek ve fethin rüyasını görmek gerekir. Asla ümitsizliğe düşmeden yola devam etmek gerekir. Zira Fetih namzetleri oldukça, fetihler müyesser olacaktır.

IV. Ahmed’e ait olan şu beyitin aydınlığında kararlılıkla yola devam öyleyse:

İmtisâl-i Câhidû fillah’ oluptur niyetim/Din-i İslam’ın mücerred gayretidir, gayretim.

Yani, Yüce Allah’ın Allah için cihad edin emrine tutunarak, O’nun adına yola çıkıyorum ve yalnızca İslam dininin hedeflerini gerçekleştirme adına yürüyorum…

[1] 61 Saf 13.

[2] 48 Fetih 1.

[3] 48 Fetih 27.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.