Eski karakışlardan anılar -2

Bundan önceki yazımızda Konya Mutfak Kültürü ile ilgili uzun kış gecelerinde  tertiplenen “Sıra Gecelerinde”  yenilen içilen “Kırıntı”  çeşitlerini  hatırlatmıştık. Bu defa yine Mutfak Kültürü ile ilgili  “Konya Yemeklerini”  tanıtmaya daha doğrusu hatırlatmaya  çalışacağım.

       Yüzyıllar öncesinden bu günlere gelinceye kadar babalarımızın da kendi aralarında tertipledikleri sıra gecelerinde sıra hangi evde ise oturulacak evin erkek evladından birisi  misafirlere hizmet yapmakla görevlidir.  Sıra bizim eve geldiğinde evin delikanlısı olarak ben hizmet ederdim. Girerken çıkarken amcalarımızın konuştuklarından kulağımda kaldığına göre Konya mutfağı Türkiye’nin hatta sınır dışı komşu ülkelerin mutfağından daha çok   zengin ve kaliteli konuşulurdu. Anlata anlata bitiremezlerdi.

       Konya  mutfak kültürü hakkında  yazarlarımızın geçmiş yıllara ait  çıkan kitaplarından  zamanımıza çok şeylerin aktarılmış olduğunu görüyoruz. Bunlardan kıymetli araştırıcılardan Ortaokul ve lise yıllarında  Tarih hocam rahmetli  Mehmet Ferit Uğur  ile araştırmacı Sadeddin Ergun’un 1926 yılında yayınladıkları Konya vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı  adlı kitapta bahsi geçen  müellifi ve bestekarı Bülbül hoca  namı ile Maruf Şerife hanımın eseri olan  YEKDA,  diğer adı ile Yemek Destanı  müzikal toplantılarda terennüm yolu ile söylenen  eserde Konya’nın mutfak kültürüne ait bütün yemeklerin listesi bulunmaktadır.

       Bu eserden başka Araştırmacı yazar arkadaşlarımızdan Merhum Selçuk Es ve Sayın Nevin Halıcı hanımefendinin, “kendilerine saygılarımı arzediyorum” Konya mutfağına  asırlara hükmedecek eserlerinden kaynak gösterilerek  bahsedilecektir.

       Yemek destanının  müellifi ve bestekarı Şerife hanım’ın  öz geçmişini şu şekilde özetleyebiliyoruz. Şerife hanım  1847 yılında Konya’da doğmuş, 1932  yılında vefat etmiştir. Kendisinin yemek destanından başka “İlahi” türünde bir çok eserleri olup “Anonim” eserler meyanında okuna gelmektedir. Kendisi kadın hocası olarak  kadınlar arasındaki  vaktiyle okunan Mevlid-i Şeriflerin  okuyucusu olduğundan  kendisine “Bülbül Hoca”  takma ismi kullanılmıştır.  Babam folklorcu yazar İbrahim Aczi Kendi’nin kayınvalidesi ayni zamanda benim de anneannemdir.

                   YEMEK DESTANI

           Evvela yürüttük başdan çorbayı.

           Sarımsakla terbiyolmuş paçayı,

           Domatesle  pişirmeli bamyayı

            Midemizi açsın hoş misal olsun.

                              Yekda yavrum yekda.

                               Basdırmalar denkde

                              Ah ne olursa olsun

                              Delikanlılıkda.

                              Kasalak kasalak yürüyüşün

                             Emmim oğluna benzer

                             Civelek civelek gülüşün

                             Diyzem kızına benzer.

         Devamı haftaya…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.