TBMM (AA) - COŞKUN ERGÜL - AK Parti Iğdır Milletvekili Nurettin Aras, 1925'te Ermeni zulmünden kaçarak Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelen ailesinin, o süreçte neler yaşadığını duygulanarak ve gözleri dolarak anlattı.

25 Şubat 1992'de gerçekleşen Hocalı Katliamı'nın 25. yılında, geçmiş yıllarda ailesi Ermeni soykırımına ve zulmüne uğrayan AK Parti'li Aras, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Hocalı katliamının, modern zamanların en önemli zulümlerden birisi ve emperyalist güçlerin Karabağ'daki etnik temizleme siyasetinin son halkası olduğuna dikkati çeken Aras, 25 Şubat 1992 Hocalı katliamı ve bu tarihe giden süreçte neler yaşandığını anlattı.

Aras, şu andaki Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Ohanyan'ın tabur komutanı olduğu 366. Zırhlı Rus alayının önce Azerbaycan'daki Karabağlı köyüne saldırdığını ve köyde 54 şehidin verildiğini söyledi. Ermeni askerlerinin daha sonra Hocalı kasabasına yöneldiğini ve orada büyük katliamlar yaptığını belirten Aras, katliamdan önce Azerbaycanlılar ve Ermenilerin orada huzurlu bir şekilde yaşadığını kaydetti.

- "Hocalı, Ermenilerin toprak talebine kurban verildi"

"Ermenilerin toprak talebine, Hocalı kurban verildi." diyen Aras, Hocalı'da yaşananların hiçbir zaman unutulmayacağını ve orada yaşananların soykırım olduğunu söyledi.

AK Parti'li Aras, 1925'te Azerbaycan'dan Ermeni zulmünden kaçmak zorunda kalarak Türkiye'ye gelen ailesinin, o süreçte neler yaşadığını duygulanarak ve gözleri dolarak anlattı.

Annesinin Aras Nehri kıyısında, şu anda Ermenistan toprakları içerisinde kalan Vidili kasabasında dünyaya geldiğini dile getiren Aras, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Annem bize yetim hatıralarını anlatırdı. Bize bazı kelimeler söylerdi ama biz bunun Türkçe'de karşılığını bulamazdık. Daha sonra hasret köprüsünün Nahçıvan'a olan kapısı açılınca, biz annemin söyledikleri kelimelerin karşılığını orada bulduk. Annem ile nenem ve dedem, Bolşevik iktidarı döneminde Ermenilerin ayaklanması üzerine, doğdukları topraklardan sökülerek, atıldılar; Iğdır'a kaçmak zorunda kaldılar. Iğdır'da 'kaça kaç' tabiri çok önemlidir. Yerinden zorla sökülüp atılanların kaçmak mecburiyetinde bırakıldığı ve canlarını kurtarmak maksadıyla her şeyi göze aldığı bir terimdir.

Ermeniler saldırınca, annem annesinin kucağında, babası ve dedesi ile beraber Ermeni zulmünden kurtulmak için Türkiye'ye kaçıyor. Aras Nehri'ni geçerken, Ermenilerin arkadan attığı ateş sonucu dedemiz hayatını kaybediyor ve Aras Nehri'nde kaybolup gidiyor. Annem ve nenem bunları bize, o günleri çok acı bir şekilde hatırlayarak hep anlatırdı. Babam da Azerbaycan'ın Gence şehrinden gelmiştir. Kader onları Iğdır'da birleştirdi ve bizler dünyaya geldik."

Aras, Ermenilerin, "Büyük Ermenistan" hayalinin tutsağı olduklarını söyleyerek, Ermenilerin Asala diye örgüt kurarak Türklerin diplomatlarına saldırdığını, öldürdüklerini ifade etti.

- "Dağlık Karabağ'daki Türk eserlerine zarar verdiler"

Geçmişte birçok Türk hükümdarının yaz aylarını geçirdiği, Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ bölgesinde çok sayıda Türklere ait tarihi eserlerin bulunduğunu belirten Aras, Oğuz Kağan ve hanları ile başta Karaca Çoban olmak üzere, Dede Korkut kahramanlarından birçok kişinin mezarlarının Dağlık Karabağ'da Mağara köyünde bulunduğunu anlattı. Nurettin Aras, Ermenilerin buradaki Türk kültür eserlerine ve mezarlarına zarar verdiğini söyledi.

Yıllar önce Iğdır'da yaşanan Ermeni katliamlarından örnekler veren Aras, Hakmehmet köyünde bir kuyudan 95 kafatası çıkarıldığını söyledi. Aras, "Bu köyde Türkleri sıraya diziyorlar ve tek tek, derin kuyuya insanları atıyorlar ve üzerine kapatıyorlar. 95 kafatasını çıkardıktan sonra maalesef kazıyı devam ettirme imkanı bulamadık. Çünkü çok hüzünlü ve dramatik anlar yaşandı. Oba ve Gedikli köylerinde de insanları tandıra atıp diri diri yakmışlar." diye konuştu.

AA