DÜZELTME"AB Bakanı Çelik Lizbon'da" başlıklı haberimizin 6. paragrafındaki "milyon" ifadeleri "milyar" olarak düzeltilmiştir. Haberimizi düzeltilmiş haliyle yeniden yayımlıyoruz.Saygılarımı

DÜZELTME"AB Bakanı Çelik Lizbon'da" başlıklı haberimizin 6. paragrafındaki "milyon" ifadeleri "milyar" olarak düzeltilmiştir. Haberimizi düzeltilmiş haliyle yeniden yayımlıyoruz.Saygılarımızla,AA

Çelik: - "Türkiye üzerine düşeni yapmıştır artık adım atma sırası Avrupa Birliği'ndedir" - "Vize serbestisi bugün mü yarın mı olacak onların işi. Tarih zaten geçti. Ama bu Türkiye’ye verilmeden geri kabul anlaşması konusunda hiçbir adım atmayacağız" - "Tü

LİZBON (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB ile varılan mutabakat ve vize muafiyeti süreciyle ilgili, "Türkiye üzerine düşeni yapmıştır artık adım atma sırası Avrupa Birliği'ndedir" dedi.

Lizbon’da iki gün süren resmi temaslarının sonunda Türk basın mensuplarına değerlendirmede bulunan Ömer Çelik, "Birçok Avrupalı liderin dile getirdiği 'Türkiye üzerine düşeni yapsın biz de adım atarız' sözü, jenerik bir sözdür ve çok fazla reel anlamı olmadığı görülmüştür. Türkiye üzerine düşeni yapmıştır ve kimsenin yapmadığını yapmıştır. Dünyadan hiçbir yardım görmeden 3 milyon kişiyi misafir eden Türkiye, aynı zamanda DAEŞ'e karşı olduğu gibi terörle de mücadele etmiştir. Dolayısıyla adım atma sırası AB'dedir." şeklinde konuştu.

Bakan Çelik, şöyle devam etti:

"Biz 18 Mart mutabakatının çerçevesine bağlıyız. Ama yeni mekanizmalar gerekmektedir. Vize serbestisini anahtar konu olarak görüyoruz. Bu olmazsa bire bir anlaşması artık işlevsiz hale gelecektir. Anlaşmayı Türkiye olarak çok yüksek bir kapasiteyle uygulasak da yetersiz olacaktır. Çünkü Esad rejiminin faaliyetleri ya da başka katliam girişimleri göç dalgasını artırıyor. Öylesine büyük bir göç dalgası geliyor ki bire bir anlaşmasını ne kadar güçlükle uygularsanız uygulayın bu anlaşmanın oluşturduğu set bir süre sonra hiçbir işe yaramayacak."

Avrupa'nın, tarihte kavimler göçü olarak bilinen büyük bir göç kriziyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Çelik, Avrupa'yı şimdiye kadar bu büyük krizden Türkiye'nin koruduğunu vurguladı.

Çelik, "Türkiye, bire bir anlaşmasını tam kapasite ile yürürlüğe geçirerek Avrupa'yı korumuştur. 1 günde 7 bin kişi Akdeniz'e açılırken şu anda bu sayı 20-30 civarındadır. Üstelik en sevindirici şey geçen Mayıs ayında Akdeniz'de hiç kimse ölmemiştir. Ama şimdi Halep, Humus gibi yerlerin rejim tarafından kuşatılması göç dalgasının geçici değil kalıcı olacağını gösteriyor. Bizim gördüğümüz, bire bir mekanizmasının çok yakın zamanda yetersiz kalacağıdır. Yeni mekanizmalar getirilmezse bu durum Avrupa’nın önüne büyük acı faturalar koyabilir." değerlendirmesini yaptı.

AB yetkililerin dile getirdiği, Türkiye'ye vadedilen 3 milyar avroluk yardımın 2 milyar avrosunun serbest bırakıldığı sözlerinin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Bakan Çelik, "2 milyar avro bir retorik tabirdir. Biz, AFAD ve ya Sağlık Bakanlığı’na para girişi olmadan böyle bir serbest bırakmayı kabul etmiyoruz. Çünkü AB'nin savunduğu gibi STK'lar aracılığıyla yardım ulaştırmak demek etkisiz ve uzun vadeli bir şeydir. AB, yardımını AFAD ve Sağlık Bakanlığı aracılığıyla yapsın ve tüm kurumlarıyla bunu denetlesin. Diğer türlü AB'nin yavaşlığı sadece trajedi doğurur." ifadelerini kullandı.

AB'nin Türkiye'ye verdiği vize serbestisi vaadiyle ilgili de görüşünü aktaran Çelik, "Vize serbestisi bugün mü yarın mı olacak onların işi. Tarih geçti. Ama bu Türkiye’ye verilmeden geri kabul anlaşması konusunda hiçbir adım atmayacağız." dedi.

Bakan Çelik ayrıca, Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefinin aynı çizgide devam ettiğini belirterek, "1 Temmuz-31 Aralık tarihleri arasında Slovakya'nın yürüteceği AB dönem başkanlığında, 23. ve 24. fasılların müzakereye açılmasını bekliyoruz." açıklamasında bulundu.

Bu arada özellikle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe girişimi sonrasında Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı karalamaya yönelik Avrupa basınında bir kampanya yürütüldüğünü vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanı hakkında otoriter, diktatör deniliyor. Ancak tarih boyunca bildiğimiz diktatörler hep tankların arkasında olur. Oysa bizim Cumhurbaşkanımız halkıyla beraber tankların, savaş uçaklarının önüne çıkmıştır. Yüzde 52 oy oranı ile seçilmiş ama demokrasiyi koruyalım çağrısı üzerine halkın yüzde 100’ünü sokaklara dökmüştür. Türkiye birinci sınıf demokrasi anlaşıyı vardır. Ve bu, dünya kamuoyu için ilham kaynağı olması gereken bir konudur."

Avrupa'nın "Brexit" sonrasında geleceği, göç krizi ve ekonomik kriz gibi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğuna işaret eden AB Bakanı Çelik, "Yeni bir Avrupa vizyonuna ihtiyaç var. Türkiye’den yükselen demokrasi sesi Avrupa'da iyi değerlendirilemedi. Demek ki Avrupa'da demokrasi krizi de var." ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak FETÖ'nün Avrupa'daki yapılanmalarına karşı da adımlar atılacağını dile getiren Çelik, "FETÖ'nün devletin damarlarına nasıl sızdığını, nasıl zehir enjekte ettiğini tam olarak gördüğümüzde birinci işimiz dünyanın her yerinde bu örgütle mücadele etmek olmuştur. Avrupa’da çok sayıda şirketleri ve yapılanmaları var. Bunlarla ilgili dosyaları paylaşıyoruz. Bu çabalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

Öte yandan Türkiye'nin Suriye'de DAEŞ'e karşı yürüttüğü operasyonu "dünyanın ayakta alkışlaması gerektiğini" vurgulayan Çelik, "Suriye'de bu zamana kadar koalisyon güçlerinin yürüttüğü politikanın ne kadar yanlış olduğunu Türkiye göstermiş oldu. Koalisyon güçleri, Afganistan'daki hatayı Suriye'de tekrarladı ve bir terör örgütüne karşı başka bir terör örgütünü kullandı. Oysa DAEŞ'e karşı PYD değil, Özgür Suriye Ordusu ve diğer muhalif güçler faaliyete geçirilmeliydi." görüşünü savundu.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :