Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Çocukları ve Aileleri Nasıl Etkiliyor?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Çocukları ve Aileleri Nasıl Etkiliyor?

Halk arasında genellikle "hareketli çocuk" olarak nitelendirilen ancak ciddi sonuçlar doğurabilen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), tedavi edilmediğinde çocukları ve aileleri olumsuz etkiliyor.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocuklarda sıkça görülen ancak genellikle "hareketli çocuk" olarak değerlendirilen bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. Ancak tedavi edilmediği takdirde bu durum, hem çocukları hem de aileleri üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor. Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, DEHB'nin belirtileri hakkında önemli bilgiler vererek, tedavi sürecinde ailelerin ve öğretmenlerin iş birliğinin önemine dikkat çekiyor.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun belirtileri

DEHB'nin en belirgin belirtilerinden biri, çocuklarda ve gençlerde okul başarısındaki düşüklük olarak ortaya çıkıyor. Aladağ, bu konuda yaş ve cinsiyete göre değişiklikler olduğunu belirterek, "Dikkat eksikliğine baktığımız zaman yaş ve cinsiyete göre değişiklik olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle çocuk ve gençlerde, okul başarısındaki düşüklük bize dikkat eksikliği olarak en büyük belirtilerdendir. Bu tip yetişkin ve çocuklar derse konsantre olamıyor, toplanan dikkati koruyamıyor, hayallere dalıyor ve kendi dünyasına kapanıyor. Anlatılan şeyleri sonuna kadar dinleyemeyen, çok konuşan ama karşısındaki kişilerin konuşmasını bitirmesini beklemeyen ve aşırı hareketlilik olduğunu söyleyebiliriz" diyor.

Yaramazlık değil, rahatsızlık

Aladağ, yaramazlık ile DEHB'nin ayrımına dikkat çekerek, "Bu çocuklar yine aynı şekilde çok hareketli olabiliyor. Burada en önemli dikkat çeken nokta ise yaramazlık ile rahatsızlığın farklı olduğuna dikkat çekmek gerekiyor. Tedavi yöntemlerinde de yaş ve cinsiyete göre değişiklik olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle terapi yöntemleri, ilaçlı ve ilaçsız olarak görülebilirken başka bir önemli nokta ise yaşam biçimlerini değiştirmeleri gerekiyor. Burada anne, baba ve öğretmenlere çok fazla görev düşüyor. Çocukları çok iyi tanımalılar ve eğer bu çocuklara tıbben bir tanı konulmuş ise bu tanıya göre hareket edilmeli. Bu bir yaramazlık değil, bir rahatsızlıktır. Anne ve babaların bunu çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bu çocuklar yaramaz olduğu için değil, rahatsız oldukları için böyle davranıyorlar. Bu nedenle bu anlamda kesinlikle bir doktora gidilmeli ve bu doktorun tavsiyeleriyle tedavi yöntemlerine başvurulmalı" şeklinde konuşuyor.

Çocuğun takibi yapılmalı

Çocuğun takibinin yapılması gerektiğine vurgu yapan Aladağ, bilimsel anlamda tedavilerin kullanılması gerektiğini belirtiyor. "Ebeveynlerin öğretmenlerle ciddi anlamda iş birliği yapması gerekiyor. Egzersizler çok önemli. Beslenme çok önemli. Uyku düzenleri çok önemli ve çağımızın en önemli hastalığı olan teknoloji bağımlılığı bu dikkat eksikliğini arttırmış durumda. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde teknoloji bağımlılığının belli bir noktada tutulması, teknolojiye ayrılan zamanın kontrol altına alınması gerekiyor" diyor.

DEHB'nin farkındalığının arttırılması ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişimine katkıda bulunabilir. Aileler, öğretmenler ve uzmanlar arasında sağlıklı bir iletişim ve iş birliği, çocukların bu rahatsızlıkla başa çıkmasında önemli bir etken olarak öne çıkıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.