Devletin eli Konya'da soğuk!

Devletin eli Konya'da soğuk!

Büyükşehir Belediyesi kanuni zorunluluk olmasına rağmen 2006’da tamamlanan Kadın Sığınma Evi’ni 'korunmaya muhtaç'lara açmıyor.

180 kişinin kaldığı Hayata Tutunma Evi’nde mağdur kadınlar derneğin kıt imkânlarıyla ayakta durma savaşı veriyor.

 

AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesiyle birlikte ülkenin topyekün gelişmesi ve sosyal refahın artırılması amacıyla başlatılan çalışmalarda yerel idarelerin, üzerlerine düşen sorumluluğu yeterince taşıyamadıkları görülüyor.

“Aç ve açıkta kimse bırakılmayacak” sloganıyla 2003 yılında başlatılan sosyal çalışmalarda valilikler aracılığıyla vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek hedefleniyordu. Aileleri tarafından sokakta çalışmaya zorlanan ve kimsesiz çocukların bakımı ile ilgili Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önemli bir yükü omuzlarken, özellikle soğuk kış günlerinde varlıkları hatırlanan evsiz, barksızlarla, aile içi şiddete maruz kalan kadınların sığınacağı sıcak bir devlet yuvası ne yazık ki bulunmuyor. Nüfusu 50 binden fazla olan yerleşim birimlerinde kanunen sığınma evleri açılması gerekirken Büyükşehir Belediyesi, 2006 yılında yapımı tamamlanan Kadın Sığınma Evi’nin kapılarını açarak ‘devlet şefkati’ni korunmaya muhtaç kadınlara göstermiyor. İçişleri eski Bakanı Abdülkadir Aksu döneminde belediyelere ve özel idarelere gönderilen 26 Şubat 2003 tarihli genelgede yerel idarelerden sosyal hizmetlerle ilgili ‘kaynakları adil, rasyonel ve koordineli kullanmaları istenirken, gerçekleşmesi halinde fayda sağlamayacak yerler için kaynak ayrılmaması’ uyarısında bulunulmuştu.

 

Büyükşehir Belediyesi Yeni Belediyeler Kanunu’nun 14.maddesi, İçişleri Bakanlığı Genelgesi ve Başbakan’ın sık sık yaptığı ‘mağdur etmeyin’ uyarılarını göz önüne alarak 2005 yılında projelendirip 2006 yılında milyarlarca lira harcayarak yapımını tamamladığı Kadın Sığınma Evi’ni aradan 2 yıl geçmesine rağmen bir türlü hayata geçirmiyor.

Sığınma Evi’ni psikolojik tedaviye muhtaç kadınların sorunlarıyla bizzat ilgilenemeyeceği ve bu nedenle Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne devretmek istediği öğrenilen Büyükşehir Belediyesi’nin 2 yıldır devir işlemlerini neden geciktirdiği ise ayrıca merak konusu. 

 

Gazetemiz haber merkezinin haber arşivi üzerinde yaptığı çalışmada Başkan Akyürek’in 2004’ten bu yana hanımlarla bir araya geldiği her toplantıda Kadınlar Lokali, Kadın Sığınma Evi ve KOMEK gibi daha çok kadınlara yönelik çalışmaların yapıldığı yerlerden söz ettiği görülüyor. 

 

3 MÜJDENİN 2’Sİ TAMAM

 

Akyürek, bundan 4 yıl önce 2004 yılında Türkiye Kadınlar Birliği’nin ziyaretinde ‘Sığınma Evi’ sözü vermişti. Ardından 1 yıl sonra 8 Mart 2005’te Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yaptığı bir konuşmada bu günü kuru bir slogan olarak kutlamadıklarını ifade ederek Kadın Sığınma Evi, Kadınlar Lokali ve KOMEK Satış Merkezi müjdesi vermiş, ancak ikinci ve üçüncü müjde hayata geçirilmesine rağmen Türkiye’nin ilk Kadın Sığınma Evi dediği aile içi şiddete ve istismara uğramış kadınların geçici barınma yeri olacak merkezi, bilinmeyen bir nedenle ertelemişti.

16 Ağustos 2005’te Konya’yı ziyaret eden Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya makamında brifing veren Akyürek, her zamanki gibi ‘sosyal belediyecilik’le model olma çabası içinde bulunduklarını ifade etmiş, ilk adım olarak Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin kurulduğunu ve buna paralel olarak Kadınlar Lokali, Gençlik Merkezleri, Kadın Sığınma Evi gibi hedeflerle yeni projeleri tek tek hayata geçirecekleri sözünü vermişti. Bakan Çubukçu da o tarihten sonra Konya’ya birkaç kez gelmesine rağmen ne yazık ki “Kadın Sığınma Evi’ni ne yaptınız?” diye sormadı.

 

HANİ “MAĞDUR KADINLAR HUZUR BULACAK”TI?

 

Yine Başkan Akyürek 8 Mart 2006’da kadın gazeteci ve yazarlarla bir araya geldiği toplantıda, Büyükşehir Belediyesi olarak kadınlara yönelik yapılan çalışmalara değinerek Kadın Sığınma Evi'nin birkaç ay içerisinde tamamlanarak hizmete gireceğini vurgulamıştı. “Kadın Sığınma Evi, bayanlar için geçici rehabilite merkezi olacak. Meslek edindirme kursları sayesinde mağdur olan kadınların hayata yeniden tutunmalarını sağlayacağız. Şiddete uğrayan bir kadın yalnız kalır, terk edilirse, bunun sorumluluğu bizdedir. Gidebileceği bir yeri olmayan kadınların çoğunun öldürüldüğünü duyuyoruz. O yüzden kadınların gidebilecekleri bir yer olsun istiyoruz” diyen Başkan, konuya duygusal ifadelerle yaklaşmasına ve yapımı tamamlanmış 2006- 2007 faaliyet raporunda ‘tamamlandı’ diye yer almış olmasına rağmen Kadın Sığınma Evi’nin kapılarını açmıyor.

 

ŞEFKAT-DER YETERSİZ

 

1995’ten bu yana zorda kalmış, itilip kakılmış, şiddete uğramış insanlara Hayata Tutunma Evi’nde kucak açan Şefkat-Der ise devletin üstlenmesi gereken sorumluğu üstlenip yardıma muhtaç insanlara imkânsızlıklar içerisinde el uzatıyor. Şefkat Der Başkan Yardımcısı Ayfer Erel, Sancak Mahallesi’ndeki 6 dairelik Hayata Tutunma Evi’nde kalan Türk ve mülteci 180 kişinin, devlet elinin sıcaklığını hakkıyla hissedemediğini söylüyor. Erel, derneğin çoğu zaman kirasını ödeyemediği gibi, faturaların ödenmesinde de zorluk yaşadığını belirtiyor. Erel, “Sığınma evinde kalan kalanlar arasında çok sayıda çocuk ve bebek bulunuyor. Isınma yetersizliği nedeniyle fazladan elektrikli ısıtıcıya ihtiyaç duyuluyor, Bu da faturaya yansıyor. Dernek olarak kış şartlarında oldukça zorlanıyoruz” diyor.

 

SOSYAL HİZMET KOMİSYONU TOPLANMIYOR

 

Vilayet bünyesinde sosyal hizmetlerle ilgili bir Vali Yardımcısı bulunmasına rağmen, ilgili kişinin Şefkatder Hayata Tutunma Evi’nin ihtiyaç ve sorunlarını yerinde görmek için bile bir kez olsun ziyaret etmediği öğrenildi.

Öte yandan aç, açık, kimsesiz ve yardıma muhtaç insanların korunması ve kollanması amacıyla yerel idarelerde 6 ayda bir toplanması gereken Sosyal Hizmetler Komisyonu’nun 3 yıldır bir araya gelmediği de edindiğimiz bilgiler arasında.  

 

BAŞBAKAN KANDIRILIYOR MU?

 

Gerek Vilayet’in gerekse Büyükşehir Belediyesi’nin üstlenmesi gereken ‘sosyal hizmet’ sorumluluğunun büyük kısmını vakıf ve derneklere yükleyerek sorumluluktan kurtuldukları sivil toplum kuruluşları tarafından da dile getiriliyor.

Sokaklarda soğukta yaşayan insanlara ve aile içinde şiddete mahkûm edilen kadınlara sivil toplum kuruluşlarının yardım etmesi, devlet şefkatini rafa kaldırmayı gerektirmez. Kıt imkanlarla Sığınma Evi’ne zaman zaman yardım götüren bazı dernekler, Başbakan’ın uyarı ve tavsiyelerinin İçişleri Bakanlığı aracılığıyla valiliklere genelge halinde gönderildiğini ancak ‘nasıl olsa Konya STK zengini’ denilerek sorumluluktan kaçıldığını belirtiyor.

Memleket