Değişimin Yüzü

Değerli Sporseverler;Zaman zaman bu köşede sizlerle beraber olacağım. Güzide şehrimiz Konya’nın güzide takımı Konyasporumuzu irdeleyip sizlerle paylaşacağım.2004–2005 sezonunu iyi bir yerde tamamlayıp, tüm spor kamuoyunda takdir toplayarak kendinden bolca bahsettiren Konyasporumuz, gerek attığı gerekse yediği gollerle adından sıkça bahsettirmişti. Tüm müsabakalarda yüksek kalite ve bol gol keyfi yaşattıran takımımız, sezon sonunda gidenlerle ve gönderilenlerle gündemde kalmıştı. 2005–2006 sezonuna flaş transferler yaparak bu konumunu korumaya çalışan Konyaspor, hem eksik gidermeye hem de kadroyu zenginleştirmeye çalıştı.Çok gol yiyen defansa takviyeler yapılmasına rağmen çok gol atan forvette gidenlerin yerine sanki yeterli transferler yapılamadı… Transferlere gelince kararlı, uyumlu ve genç yeteneklere önem veren bir transfer komitesi takdire şayan çalışmalarla tüm Konya’nın beğenisini kazanmıştır. Yapılan transferler içinde en büyüğü en kocamanı vardı ki oda Aykut KOCAMAN’DI. Aykut hocayı ısrarla isteyen Konya nihayet bu dönemde muradına erdi.Hocamızı çok iyi tanıma fırsatım olmadı ama hepimizin bildiği gibi gençlere önem veren gittiği takımlarda genç yıldızlar çıkaran yapısı hepimizce bilinmektedir. Konyada’da bunu başaracağına inanıyorum. Yeni transfer edilen gençleri ve alt yapıdan çıkan sporcuları oynatarak bir nevi yeni yıldızlar çıkaracağının işaretini veriyor.Her sezon öncesinde yaşanılan sıkıntılı başlangıçlar, hoca konusu, transferler, yabancılar, kamp dönemi, hazırlık maçları derken herkese daral gelir. Hocası, futbolcusu, yöneticisi maçlar bir başlasa derler. Maçların başlaması her şeyi bitirecekmiş gibi sanılır. Hâlbuki tam maçlar başlar; peşinatlar, maç başları, pirimler derken kaybedilen maçlar, kazanılan puanlar, hesaplar birbirini kovalar. Artık her şey aşikârdır. Eksiklikler, maddi konular, sakatlıklar, kartlar cezalar derken sezon almış başını gitmiş olur. Bahsettiğimiz dönemi ufak tefek sıkıntılarla atlatan takımımız Galatasaray malubiyeti ile lige başlamış, görüntüde normal, sonuçta iyi olmayan bir netice ile Trabzon maçına gelindi. Burada önemle üzerinde durulacak birkaç konu var. Galatasaray maçında sanki takımımız biraz hücum gücünden uzak kanatlarda zayıf ve hep denilen son vuruş eksikliği ortaya çıktı.Galatasaray’ın her iki devre başındaki baskısı kırılamamış, bir de müdafaa hatası eklenince 2-0 geriye düşmenin kaygısı, forvet elemanlarının gününde olmamaları neticeyi belirlemişti. Son dakikalarda baskı kurma çabalarımızda yetersiz kalmış hatta yeterli risk almamamız beklide en azından bizi beraberlikten etmiş oldu. Trabzon maçına gelince, Galatasaray maçından daha önemli bir müsabaka. Umut ederim ligin ilk maçındaki gibi kanat ve forvet organizasyonlarımız eksik olmaz. Bu eksikliğimizi giderirken de Trabzon’a karşı oynadığımız unutulmamalı. Türkiye liginin en hızlı hücuma çıkan takımına karşı oynayacağız, kanatları iyi kullanan temposu yüksek bir ekip. Bunları dikkate alır, savunma zafiyetinde bulunmaz isek, orta alanda top kayıpları yapmaz dikine oynayabilirsek Trabzon’u eli boş göndeririz.İyi bir kadroya sahibiz, iyi bir de hocamız var. Topun bizde kalmasını sağlar, kontrolü elimizde tutarsak puan ve puanlar hep bizim olacaktır. Unutulmamalıdır ki kontrolsüz güç güç değildir.Saygı ve Sevgilerimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.