Dağda silah sıkışınca demokratik hak!

Dağda silah sıkışınca demokratik hak!

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu:

Sancar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Her türlü baskı, sindirme ve tehdit politikaları karşısında halkımız asla boyun eğmeyeceğini bütün dünyaya açık bir şekilde gösterdi. Halkımızın iradesi bize emanettir, bu iradeyi koruyacağız.

Milyonlar kapatma girişimlerine, vekilliklerin düşürülmesine, kumpaslara, kayyım gaspına ‘Beni çiğneyemezsiniz’ diyerek meydanlardan haykırmıştır.  Yanlış hesap halktan döner.

En genç Nevruz'u yaşadık.

Sevgili kadın yoldaşlarımız, Nevruz alanlarının en güçlü sesi, iradesi ve rengi şüphesiz siz kadınlar oldunuz. Kadınların gücünü, kararlılığını ve cesaretini bir kez daha ortaya koydunuz. Güçlü meydan okuyuşunuz bu ülkenin kadın düşmanı ceberrut ülkenin tekelinden mutlaka çıkarılacağının müjdesini verdiniz. Ne mutlu sizlere. Mücadelenizin önünde saygıyla eğiliyorum.  Barış; ekmek, su ve hava kadar bu toprakların kadim haklarının yaşamsal ihtiyacıdır. 2021 Nevruz’u yaşadığımız tarihsel büyük acıların son bulması için barışın aciliyetini ortaya koymuştur.  Halkımız barış konusunda kararlı ve ısrarlıdır.

Tüm demokrasi güçlerinin, parlamentonun Nevruz'da verilen barış mesajlarını dikkat ile değerlendirmeli.

Bu güçle yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz. Mücadelemizi mutlaka ama mutlaka başarıya ulaştıracağız.  Demokrasi elbette bedel ödemeye göze alarak, büyük mücadeleler vererek kazanılır. Kimse ihsan etmez, lütfetmez.

Bu ülkede demokratik siyaset yürütmek de bu bedeli göze almadan mümkün değil. Cesaret ve kararlılık gerektir. Demokratik siyasetteki ısrarımızı sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu yoldan dönüş yoktur.  Bize açılan kapatma davası yargı süsü verilmiş siyasi bir intikam davasından başka bir şey değildir. Hukukla tartışılan bir tarafı yoktur.

Kapatma davasının savcısı iktidarın başıdır, dava bizzat Saray’da hazırlanmıştır.

HDP, kurulduğu günden beri fiili olarak kapatılmak amacıyla zulmü uygulamalarıyla karşı karşıya kalmıştır.  Bu iktidar yalanlarla toplumun hafızasını bastırmak istiyor. O nedenle örneklerin bir kısmını yeniden hatırlamak gerekiyor. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, pek çok milletvekili arkadaşımız, binlerce yöneticimiz, üyemiz, belediye eş başkanımız tutuklandı. Hâlâ siyasi rehine olarak cezaevinde bulunuyorlar.

Vekillikler düşürüldü, halkımızın binbir emekle kazandığı belediyeler gasp edildi, medyada bize karşı akılalmaz bir ambargo uygulandı, nefret söylemi kullandı, iftira yürütüldü.  Ne oldu peki? Her saldırı dalgasından daha çok büyüyerek, demokratik olmayan seçim yarışlarından bile yüzümüzün akıyla çıktık.

HDP bir bina mıdır sadece, dükkân mıdır, ne sanıyorsunuz siz? HDP meydanlardaki milyonlardır. HDP’yi kapatamazsınız. Karanlık bir yola girdiniz, ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz.

Sizi durduracağız, kaybedeceksiniz.Bu dava iktidarın tükendiğinin de itirafıdır.

Merkezi bir iktidar aklı var, bu her şeyin sorumlusudur. Hiç kimse sorumluluğu birinden diğerini atıp birini aklamaya çalışmasın. Karşımızda ceberut bir iktidar var, faşist bir zihniyet var. Bu koalisyon bütün sorumluluğu birlikte paylaşıyor.

İddianame bir itirafnamedir. İktidarın bildirisinden öte bir anlam taşımıyor. Hayatta olmayan arkadaşlarımıza siyasi yasak talep etmişler. Bugün aramızda olmayan arkadaşlarımızdan da korkuyorsunuz. O miras burada bugün mevcutsa o zaman ödenen bedeller dolayısıyladır.

Korkuyorsunuz. Her türlü korkuyorsunuz. HDP fikriyatı nerede varsa ondan korkuyorsunuz. Korkmakta da haklısınız. HDP, size nasıl kaybettireceğini ve demokrasinin yolunun nasıl açılacağını çok iyi biliyor. 7 Haziran 2015’i unutmadınız, unutmayınız,  31 Mart ve 23 Haziran 2019’u unutmadınız, unutmayınız.

Bu dönem yazılan iddianameler kadar ayıp olanları görmedim.Bu iktidar geçmişteki bütün kötülükleri geride bırakacak kadar kötülük yarışında hırslıdır. Hangi kötülük hayatta kalabildi?  İşte tarih, işte gerçekler… İddianameyi hazırlayanlar o kadar hızını alamamışlar ki, iktidarın küçük ortağının genel merkezinde hazırlanmış, son hali sarayda verilmiş bir belgedir budur.

İddianamede ‘HDP, milli meselelerde devletin yanında durmamıştır’ denilmiş. Sizin gibi olsaydık adımız niye HDP olsun? Tabii ki karşı çıkacağız, hepsinde haklı olduğumuzu bu ülkenin halkları ve dünya görüyor. Bu ülkeyi savaş politikalarıyla sefalete, kana, açlığa, yoksulluğa mahkûm etmenize elbette onay vermeyeceğiz.

Milli mesele diye iddianamede verilen örneklere bakarsınız hepsi çökmüş dış politika maceraları. Libya’da hangi iddialarla vardınız, şimdi neredesiniz? Dünya, bu ülkenin insanları görmüyor mu? Bunu gerekçe yapacak yargı organı bin kere mutlaka düşünsün. Bunu iddianameyi okuyan hâkimler çok zor durumda kalacaklarını biliyorum.  AYM’de de değerli hukukçular olduğunu biliyorum. Bu iddianameyi gördüğünde içleri sızlayacak hâkimlerin olduğunu biliyorum. İktidar, hâkimlerin iradesine el koymaya çalışıyor, yine de iradesine, vicdanına sahip çıkacak hâkimler vardır, bu inancımı korumak istiyorum.

İlk incelemeyi yapan raportör arkadaşımız, reddet iddianameyi, tarihe aydınlık sayfalarda geç. Vicdanlı insanlara seslenmeye devam edeceğiz. Bu dava tasfiye planın parçasıdır, intikam manifestosudur. Bu dava kaybettikleri büyükşehir belediyelerinin intikamıdır.

Kapatma davası açıldı diye mücadeleden vazgeçecek değiliz. Meydanı bu karanlığa asla bırakmayacağız. Bugüne kadar engelleri nasıl aştıysak öyle aşacağız..  Onlar HDP’yi siyaset dışına itebileceklerini zannetsinler, biz ülkenin yönetimine doğru yürüyüşümüzü kararlı ve güçlü adımlarla, demokratik seçeneklerle daha etkili bir biçimde devam ettireceğiz.

Bizim yolumuz bellidir. Bu ülkenin insanlarını açlığa, sefalete, baskıya ve şiddete mahkûm eden zihniyeti değiştireceğiz. Bizim yolumuz bu.  Yol haritamız için tüm demokrasi güçleriyle konuşacağız. Bu dava sadece HDP’yi hedef alan bir dava değildir. Arkamızdaki halk desteğiyle biz yürürüz bu yolu. Mesele HDP’nin çok ötesindedir. Varacağımız sonucu halkımızla paylaşacağız. Kimse kaygıya bile kapılmasın. Yol yoksa yol yapacağız. Bu mücadelenin sonunda kapanan halkın iradesi olmayacak. Kaybeden demokrasinin önüne duvar ören zihniyetin kendisi olacak. HDP, büyüyerek devam edecek, bu iktidar dönemi mutlaka kapanacak.

Bu iktidarın kaybedeceğini görüyor, zulmünü daha fazla artırıyor.

Önce Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini hukuksuz bir biçimde düşürdüler. Barış dediği için yargılandı, mazlumun, haklının yanında yer aldığı için mahkûm edildi. Jet hızıyla davası tamamlandı. Gergerlioğlu güçlü bir ses oldu, vicdanlı insanları bir araya getirmeye başladı. O nedenle vekilliği düşürüldü. Zulümden tatmin olmuyorlar.  Gergerlioğlu grup odasında “Adalet Nöbeti” tutmak istediğini söyledi. Bu şartlarda olabildiğimiz kadar yanında olduk. Vekil arkadaşlarımızın sayıca az  olması, Nevruz kutlamaları dolayısıyla bölgede olmasını fırsat bilerek Meclis’e yüzlerce polis soktular, abdest alırken gözaltına aldılar.

Gelen polislerin ellerinin ve seslerinin  titrediğini söyledi Ömer kardeşim. İbadetini yapmasına dahi tahammül edemeyen zihniyet zalimdir.  Götürdüler de ne oldu. O görüntüler silinmeyecek bir kara leke olarak alınlarına kazandı. Bizler için onur belgesidir.

Kötülüğe batanın dipte yolculuğunun sonu yoktur. Ya arınacaksınız ya da dibine kadar gideceksiniz. Yapmayın. Bu mücadele sizleri de kurtarmak için çağıran mücadeledir.

Sizin için de mücadele ediyoruz. Bunu da bilin görün. Bilmeyen de Gergerlioğlu ne yaptı diye düşünüyor olabilir. Çaldı, çırptı, cinayet mi işledi, bu ülkenin kaynaklarını mı talan etti? Barışı savundu. Bu ülkeyi her gün soyanlar, şiddetin içinde olanlar soruşturmaya bile uğramıyor.

Bir de işin içinde yalan var. Video servis ettiler, güya slogan atılmış. Bu görüntülerin kurgu olduğu o kadar belli ki. Canlı yayında çıktılar oradan arkadaşlarımız.  Hakikat mücadelesi veriyoruz. Yalanlar sadece bir kesime mağdur etmek için kullanılmaz. Her bir yalan faşist siyasi gücü artırma hamlesidir. Bu yürüyüşü en geniş katılımla savunalım.

Birlikte yürürse kazanırız. Bu çağrı HDP’ye yardım edin çağrısı değildir. Bu mücadelede de yolumuzdan sapmayacağız.  HDP’ye kapatma davası açılıyor. Ömer kardeşimiz yaka paça gözaltına alınıyor, anayasaya darbe yapılıyor. İstanbul Sözleşmesi feshediliyor, Merkez Bankası Başkanı görevden alınıyor.  Yaptığımız her şey özgürlük içindir.

Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. Niye yaptılar bunu? İstanbul Sözleşmesi ne içeriyor da bundan korkuyorlar. Türkiye, AKP yönetimi zamanında ilk imzayı koyan ülkedir.  Günde 3 kadın erkek şiddetiyle hayatını kaybediyorlar.  Katillere kadınları öldürmeleri için açık çek veriyorsunuz. Kadınlar direnmeye devam ediyor. HDP de bu mücadelenin içindedir. İktidar bu mücadelede de kaybedecektir.  Bir iktidarın kaybetme konusunda atabileceği etkili adım kadınlara saldırmasıdır.  Ekonomide yaşadıklarımız ortada. Bir avuç yandaş zenginleşmeye devam ediyor.  Bu iktidarın politikalarına karşı demokratik alanlarda durduracağız.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.