Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısında konuşuyor

Son dakika haber.. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısında konuşuyor.

Son dakika haber.. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "14 Mayıs'ta Allah'ın izni ile sandıkları da patlatacak, yeni dönemin de müjdelerini vereceğiz" dedi.

AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştiriliyor.

AK Parti'nin seçim beyannamesi 23 ana başlıktan oluşuyor. Programda milletvekili adayları da tanıtılacak. Ankara Arena Spor Salonu'ndaki programda ana tema 'Türkiye Yüzyılı'. Ekonomiden deprem bölgesinde yapılan çalışmalara kadar ayrıntılı bir program sunuluyor. 300 sayfayı bulan AK Parti beyannamesinde en büyük alanın deprem bölgesi ve depremzedelere ayrıldığı öğrenildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Bu yolculuk 14 Mayıs'a giden bir yolculuk. 14 Mayıs için hazır mıyız. 14 Mayıs'ta sandıklar patlatmaya var mıyız. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız. 14 Mayıs'ta Allah'ın izni ile sandıkları da patlatacak, yeni dönemin de müjdelerini vereceğiz.

Şu anda buradaki katılımı görünce mutluluğum daha da arttı. Ankara Kapalı Sor Salonu içerisi tıklım tıklım dolu. Şimdi de süratle inşallah beyannamemizi, bildirimimizi açıklamak suretiyle yola devam edelim. Gerek ana kademe, gerek kadın kolları, gerek gençler olarak gümbür gümbür 14 Mayıs'a ilerliyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Şu karşımdaki tabloyu, Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakmakta olduğumuz bir dönemde, Türkiye Yüzyılının muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahde vefanız, ülkemize ve milletimize hizmet için çarpan kalpleriniz, dosta güven veren, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.

Yine bir 14 Mayıs arifesinde, 1950’deki inanç ve iradeyle bir kez daha 'Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' demek için bir aradayız. Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal'in yeter demesine benzemez.

Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı olarak esas aldık. 2002 seçimlerine 'Tek başına iş başına' diyerek gittik. 2007 seçimlerine 'Durmak yok, yola devam' diye gittik. 2011 seçimlerinde 'İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün' dedik. Milletimiz tercihlerini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine 'Sen ben yok, Türkiye var' diyerek gittik. Türkiye'yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine 'Vakit Türkiye vakti' diyerek gittik. Bugün de Türkiye Yüzyılı için 'Doğru adımlar' diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız.

Hayatlarını mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da, yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi. Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri, bu ateşi söndürmeyi başaramadı.Küresel emperyalistlerin içerideki ve dışarıdaki tetikçilerinin hoyratlıkları, bu ateşi söndürmeyi başaramadı.

Siyasi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla girişilen sayısız teşebbüs, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Hamdolsun milletimiz, her seferinde iradesine sahip çıktı, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı, yönünü aydınlık geleceğine çevirdi.

"TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN DOĞRU ADIMLAR"

AK Parti, işte bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak, milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı, yeni bir safhası olarak yaşadık.

Bugün 'Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar.' diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikte Türkiye Yüzyılının kapısını aralamak için buradayız.

Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı olarak esas aldık. 2002 seçimlerine 'Tek başına iş başına' diyerek gittik. 2007 seçimlerine 'Durmak yok, yola devam' diye gittik. 2011 seçimlerinde 'İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün' dedik. Milletimiz tercihlerini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine 'Sen ben yok, Türkiye var' diyerek gittik. Türkiye'yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine 'Vakit Türkiye vakti' diyerek gittik. Bugün de Türkiye Yüzyılı için 'Doğru adımlar' diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız.

AK Parti, milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Türkiye Yüzyılı sadece bizim değil, İslam aleminden Türk dünyasına tüm dostlarımızın tüm insanlığın ortak yüzyılı.

Bu yürüyüşün gücünü; Türküyle Kürdüyle, Sünnisiyle Alevisiyle, Romanıyla Gayrimüslimiyle, istisnasız bu ülkenin tüm vatandaşlarını, analarının ak sütü gibi helal olan hak ve özgürlükleriyle buluşturmaktan alıyoruz.

AK Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak, ahdimizi yenilemek için bir aradayız.

'Türkiye Yüzyılı' sadece bizim değil tüm İslam dünyasının, Balkanlardan Asyaya, Afrika'ya tüm insanlığın yüzyılıdır.

Tüm dünya, tüm İslam dünyası 14 Mayıs seçimlerini takip ediyor. Türkiye sadece 780 bin km kareden ibaret bir ülke değil, 85 milyon nüfustan oluşan bir toplumun adı değildir.

Şu Ramazan ayında İslam dünyasından bir ülke 200 ton hurma gönderiyor. Nereye, deprem bölgesine. Niçin, oradaki depremzede kardeşlerimiz orucunu hurma ile açsın diye. Bir diğer 100 ton, bir diğeri de 100 ton. Bu bir anlayışın, yaklaşımın ifadesidir. Biz depremzede kardeşlerimizi bu Ramazan'da yalnız bırakamayız demek. Ayni ve nakdi olarak her şeyleri ile yanımızda yer aldılar. Türkiye, bu kardeşleri ile bu yolda beraber yürüdü.

Yaşadığımız her saldırı her felaket her acı birliğimizi daha çok sıkılaştırmamız, kardeşliğimizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Biz altyapımıza güvenliğimiz her şeyimizle ayaklarımızın üzerinde duracağız. Ancak bunun ardından bize uzatılan elleri tutabiliriz. Çünkü canımızla kanımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımı bu coğrafya bugün de dünyanın göz diktiği bir yerdir. Bu coğrafyanın bedeli güçlü olmak, güçlü kalmaktır.

Yaşadığımız her sınama gibi deprem afetleri karşısında da aynı yaklaşımla hareket ediyoruz. Ülkemizin bir köşesindeki insanlarımız evleri başlarına yıkılmışken diğer başka insanımız hayatında hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez. Deprem haberinin ardından her şehrimiz her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu. Devletimiz de şartların zorluğunu kısa sürede aşarak tüm gücü, kurumları, imkanlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo devletin milleti için varolduğu gerçeğini her insanımız kalbinde yeniden işledi.

AK Parti olarak karşılaştığımız her meseleyi önce insan bakışıyla değerlendiriyor, hareket tarzımızı ona göre yapıyoruz. AK Parti'yi farklı kılan da bu vasıflarıdır. Partimiz kuruluşu, üye sayısı iktidar süresi, icraatı gibi bu tür unsurlarla dünyanın en büyük sivil teşkilleri arasında yer alıyor. Dünya sürekli yeni meydan okumalarla kendine yön ararken Türkiye AK Parti'nin kurumsal tecrübesi ve bizim siyasi liderliğimiz sayeesinde herkesten bir adım öne geçme şansını yakalamıştır.

Her şeyden önce AK Parti klasik manada bir parti olmasının ötesinde, hayal sahibi, vizyon sahibi, vicdan sahibi bir harekettir. Partimiz bu vasfıyla milletimizin son 2 asırdır en önemli arayışında en önemli toplanma yeridir. Şu an yaklaşık 12 milyon üyeye sahip başka bir parti ülkede yok.

Allah’ın izniyle, 6 Şubat depremlerinin izlerini de, 'kerim devlet' anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, kısa sürede sileceğiz.

Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde, ülkenin direksiyonunda AK Parti’nin birikimine ve etki gücüne sahip bir kadronun olması çok kıymetlidir. Dünya sürekli yeni meydan okumalarla kendine yön ararken, Türkiye, AK Parti’nin kurumsal tecrübesi ve bizim siyasi liderliğimiz sayesinde, herkesten bir adım öne geçme şansını yakalamıştır.

Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yeniden yuvarlanmamak için güçlü olmaktan, güçlü kalmaktan, gücünü artırmaktan başka çaresi yoktur.

Biz asıl devrimi zihinlerde yaptık, zihniyetlerde yaptık. Geçmişte bu ülkeye “karışamazsın” denilen ne varsa, hepsinde de değiştirici rol oynayabileceğimizi gösterdik. Güney sınırlarımızdan Doğu Akdeniz’e, Karadeniz’den Kafkasya’ya her yerde bunun örnekleri var. Geçmişte bu millete “yapamazsın” denilen ne varsa, hepsinin de olabileceğini gösterdik.

"TEŞEBBÜS EDİLEMEZ" DENİLENLERİ GERÇEKLEŞTİRDİK"

Savunma sanayinden ulaşım ve enerji altyapısına, yerli otomobilimize, uçağımıza kadar her alanda bunun sayısız örnekleri var. İşte dün, üzerinde konuşlanacak KIZILELMASI ve Bayraktar TB-3’üyle, kendi sınıfındaki dünyanın ilk insansız hava araçlarıyla donatılmış savaş gemisini hizmete aldık. Geçmişte bu coğrafyada “teşebbüs edilemez” denilen ne varsa, hepsinin de gerçekleşebileceğini gösterdik.

Darbecilerin hüsrana uğratılmasından Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasına ve sınır ötesi harekâtlara kadar her konuda bunun örnekleri var. Büyük ve güçlü Türkiye’ye doğru giden her adımı, zihinlerde örülmüş duvarları yıkarak, kalplere salınan korkuları yenerek, ayaklara vurulan prangaları kırarak attık.

Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yeniden yuvarlanmamak için güçlü olmaktan, güçlü kalmaktan, gücünü artırmaktan başka çaresi yoktur.Üstelik buna sadece bizim değil, güvenlik ve tabiat tehditleri sebebiyle giderek dengesizleşen dünyanın da ihtiyacı var.

“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR” İTİRAZIMIZA DESTEK ARTIYOR

Bu sebeple, “Dünya 5’ten büyüktür” itirazımıza her geçen yıl daha fazla destek bulabiliyoruz. Bu sebeple, Rusya-Ukrayna savaşında her iki tarafla da görüşebiliyor, tahıl koridoru ve esir değişimi gibi somut ilerlemeler sağlayabiliyor, barış ihtimalini masada tutabiliyoruz. Bu sebeple, Libya’dan Karabağ’a pek çok yerde, tüm dünyanın seyrettiği haksızlıkların düzeltilmesi için fiilen sahaya inip netice alabiliyoruz. Bu sebeple, Balkanlarda barışın sürmesinin ve uzlaşma yollarının açık tutulmasının garantisi haline gelebiliyoruz. Bu sebeple, herkesin sırtını döndüğü mazlumlara kol kanat gerebiliyor, himaye edebiliyoruz. Bu sebeple Türk Devletleri Teşkilatı gibi stratejik adımlar atabiliyor, İslam Âlemiyle işbirliğimizi kimseden icazet almadan güçlendirebiliyoruz. Bu sebeple, Batı Dünyasıyla ilişkilerimizde teslimiyetçi değil, hakkımızı, hukukumuzu savunan dik bir duruş sergileyebiliyoruz.

Sömürge ve zulüm üzerinde kurduğu güvenlik ve refah düzenini korumak için, diğer toplumları asırlardır etnik ve inanç fay hatları üzerinden kontrol eden Batı, artık kendi derdine düşmüş durumda… Ekonomik olarak yükselen ama siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye’nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine kurulu misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor.

Devletin güvenlik güçlerinin canları pahasına yakalayıp, yargısının cezaevine tıktığı teröristleri serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez.

İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de, ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır.

Eğer Türkiye’nin ve 21 yıldır onun yönetiminde olan AK Parti’nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, tüm bunları konuşabilir miydik?

Birileri gibi, “Ne işimiz var Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’da, Akdeniz’de, Afrika’da” deseydik… Birileri gibi “Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz” deseydik… Birileri gibi, herkese duymak istediğini söylesek ama vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık… Kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki dönemde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz. Böylece, coğrafyamızın ve medeniyetimizin iki asırlık hüznünü asırlar boyunca sürecek sevince dönüştürme şerefine de nail olacağız.

"AK PARTİ DÜNÜN VE BUGÜNÜN DEĞİL, YARININ DA PARTİSİ"

Görüldüğü gibi, tarihin seyri bize, AK Parti’nin sadece dünün ve bugünün değil, yarının da partisi olduğuna işaret ediyor. Hep söylediğimiz gibi “Kökü mazide olan ati" olan AK Parti’nin gelecek tasavvuru, geçmişindeki eser ve hizmetlerin üzerine kuruludur. Hatırlarsanız, partimizi kurarken “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediğimizde, birileri bize istihzayla bakmıştı.

Yine hatırlarsanız, bundan 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda, birileri yine bize dudak bükmüştü. Bizim 2023 hedefleriyle, 12 yıl sonrasına kadar uzanan program ve proje yapabilmemizi akılları almayanlar, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı duyunca, tümden zıvanadan çıkmıştı. Ülkemizi doğrudan işgal hareketi olarak gördüğümüz 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, yönetim sistemimizi değiştirecek tarihi bir reformu hayata geçirdiğimizde de aynı tepkiyle karşılaştık.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini yerden yere vuranlar, bugün aynı sistemi, ruhuna uygun olmayan at pazarlıklarıyla, tepe tepe kullanmanın hesaplarını yapıyor. Çünkü bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek gibi bir dertleri yok. Tek gayeleri, tıpkı eski Türkiye devrinde olduğu gibi, milletin derdini ve beklentisini istismar ederek bir avuç muhterise ikbal devşirmektir. Bunların siyaset derinliği, bırakınız çeyrek asırlık, yarım asırlık vizyonu, ertesi günlerini bile göremeyecek kadar sığdır.

"CUMHUR İTTİFAKI BİR İLKE VE MEFKÛRE İTTİFAKIDIR"

Biz 2023 hedeflerimizle milletimize ilan ettiğimiz projelerin çoğunu hayata geçirdiğimiz gibi, şimdi daha geniş ufuklara, daha büyük vizyonlara doğru yelken açıyoruz. İşte bunun için “AK Parti geleceğin partisidir” diyoruz. İşte bunun için “Cumhur İttifakı bir ilkeler ve mefkûreler ittifakıdır” diyoruz.

Hiçbir ayrım olmaksızın, milletimizin her bir ferdinin bu aydınlık gelecekte yeri vardır. Çünkü AK Parti, herhangi bir sınıfın, hele hele yıllarca kendini seçkin bir yerde görerek milleti aşağılayan kerameti kendinden menkul zümrelerin değil, 85 milyonun tamamının hayallerinin ortak paydasıdır.

Bugüne kadar hangi partiye oy verirse versin, her bir vatandaşımızı AK Parti’nin tabii bir mensubu sayıyoruz. Sadece bugüne kadar kendisini henüz partimizin ve ittifakımızın saflarına katamadığımız, kazanamadığımız için hayıflanıyoruz. Etnik, dini, kültürel kimlik siyasetiyle ülkemizi eski günlerine döndürmenin, milletimizin bünyesindeki fay hatlarını tetiklemenin peşinde koşanlar, bu birlik, beraberlik, kardeşlik siyasetini asla anlamadı, anlayamayacak.

Biz, bu milleti, içindeki tüm renkleriyle birlikte kucaklamayı, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmeyi, temel hak ve özgürlükleri lütuf değil asli müktesep olarak kabul etmeyi sürdüreceğiz. Tarihi tecrübemize ve irfan geleneğimize uygun şekilde, “insanları yaratılışta eş, dinde kardeş” görme yaklaşımıyla, vatan topraklarının her karışına hizmet vermeye devam edeceğiz. Siyasete başladığımız günden beri vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan, milim sapmadan hep daha ileriye gitmenin mücadelesini vereceğiz.

AK Parti’nin Türkiye’de, milli iradenin üstünlüğü ilkesini gerçek manada hayata geçirmiş ve daha önemlisi, azimle bunu sürdürmüş parti olduğunu kimse inkâr edemez. Umudunu millet dışı her odağa, her güce, içeride ve dışarıda yaşanan her arızi gelişmeye bağlayanların da, milli iradenin tercihlerine saygı duyacağı günleri göreceğimize inanıyorum. Türkiye’nin istiklaline ve istikbaline ancak, siyaset kurumu bu dönüşümü tümüyle gerçekleştirdiğinde güvenle bakabiliriz.

Aksi takdirde; İktidarı vesayet güçlerinde arayan faşist zihniyet bitmez. Darbecilerin karşısına dikilmek yerine onlara alkış tutan demokrasi düşmanları bitmez. Bay Bay Kemal niçin HDP'nin Genel Merkezi'ne gitmek yerine Parlamento'da görüşme yaptı.Terör örgütlerinin temsilcileriyle kapalı kapılar ardında pazarlık yapan muhterisler bitmez. Devletin güvenlik güçlerinin canları pahasına yakalayıp, yargısının cezaevine tıktığı teröristleri serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez. Ülkesini yabancılara şikâyet eden, yatırım yapmamaları, yaptırım uygulamaları çağrısında bulunan idrak yoksunları bitmez.

Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi, biz 21 yılda Türkiye’yi her alanda ileriye götürdük, ama muhalefeti yerinden zerre miskal kıpırdatamadık. Hatta, zihniyet ve kalibre bakımından daha da geriye giden bir muhalefetle karşı karşıyayız.

"GELMEYENE GİDECEĞİZ, KARARSIZLARI İKNA EDECEĞİZ"

İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de, ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır. Cumhur İttifakı olarak biz, seçimlere kadar gece-gündüz çalışarak, milletimizin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız.

Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını, seçimin sandıkta kazanıldığını asla unutmayacağız. Her seçimin önemli olduğunu, ama 14 Mayıs’ın bu milletin tüm evlatlarının geleceğini şekillendireceğini aklımızdan çıkarmayacağız.

Bunun için sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görmenizi istiyorum.

AK Parti olarak, kurulduğumuz günden beri girdiğimiz 15 seçim ve halkoylamasının tamamından da birinci çıkmayı başardık. Bu özelliğiyle AK Parti, sadece Türk siyasi hayatına değil, dünya demokrasisine ismini altın harflerle yazdırmış bir partidir. Milletimizin bize gösterdiği teveccühün bunca yıldır kesintisiz sürmesi, sorumluluğumuzu daha da artıyor. Ülkemize geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız her eser, her hizmet elbette önemlidir.

Ama önümüzdeki 5 yıl boyunca milletimize ne vereceğimiz, evlatlarımızın geleceği için hangi ilerlemeleri sağlayacağımız daha önemlidir. Bu doğrultuda ilk adımımızı, geçtiğimizin yılın 28 Ekim’inde açıkladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonuyla atmıştık. Türkiye Yüzyılını 17 temel başlığın üzerinde inşa edeceğimizi söylemiştik. Neydi bu başlıklar?

17 TEMEL BAŞLIKTA TÜRKİYE YÜZYILI

Türkiye Yüzyılı, şefkatin, üretimin, verimliliğin, istikrarın, kalkınmanın, sürdürülebilirliğin, huzurun, iletişimin, istikbalin, gücün, haklının, değerlerin, dijitalin, gençliğin, barışın, başarının ve bilimin yüzyılıdır.

Evet, seçim beyannamemizi de işte bu temeller üzerinde şekillendirdik. Seçim beyannamemizde, altı ayrı bölüm altındaki onlarca başlık ve binlerce maddede, hem ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin özeti, hem de Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz yer alıyor.

"Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar" yaklaşımıyla hazırladığımız, oldukça hacimli bir esere dönüşen beyannamemizde yer alan tüm hususları, burada tekrarlamayacağım. Beyannamemiz kitap olarak sizlere ulaştırıldı, dijital mecralar vasıtasıyla da milletimizle paylaşıldı.

Burada sadece kısa hatırlatmalarla yetinerek, asıl işi, hep birlikte evlerde, sokaklarda, mahallelerde insanımızla ruberu, yüz yüze yapacağımız çalışmalara bırakmak istiyorum.

Bugüne kadar milletimize yapmayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şeyi söylemedik, söylediğimiz hiçbir şeyden de geri dönmedik. Meydanlarda ağzına geleni söyleyip, iş başına gelince hepsini unutanların, inkâr edenlerin, tersini yapanların, vaatlerinin üzerine beton dökenlerin ülkemize ne büyük zararlar verdiğini biliyoruz.

Biz ne kendimizi, ne milletimizi asla böyle bir zelil duruma düşürmedik, düşürmeyiz. Bunun için verdiğimiz her sözü, beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonunda ortaya çıkardık. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır. Allah’ın izniyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak, afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız.

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği bizim için her şeyin önünde gelir. Bütüncül risk yönetimiyle, ülkemizi sadece depreme karşı değil, her türlü afete, felakete, tehdide karşı, tüm boyutlarıyla hazırlayacağız.

Varlığımızın teminatı olan değerlerimizi, “Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet" ilkeleri etrafında, insanımızın refahı, huzuru ve mutluluğunun evreni, diğer çalışmalarımızın temeli olarak görüyoruz.

Biliyorsunuz, 2002 yılında iktidara gelirken ülkemizi eğitim, sağlık, emniyet ve adalet üzerinde yükselteceğimizi söylemiştik. Eğitimde, okulundan öğretmenine, üniversitesinden yurduna tüm unsurlarıyla güçlü bir altyapı kurduk. Şimdi bu altyapı üzerinde değerler eğitiminin esas olduğu bir anlayışla kaliteyi artıracak çalışmalara yöneliyoruz. Bu çerçevede çocuklarımızın yeteneklerinin, eğitimin ilk kademelerinden itibaren keşfedilerek, becerilerine uygun yönlendirmeyi sağlayacak bir sistem kuracağız.

Sağlıkta, hastaneleriyle, personeliyle, genel sağlık sigortasıyla, hizmete erişimin kolaylığıyla, dünyaya örnek olan bir seviyeye geldik. Salgın ve deprem döneminde, bu güçlü sağlık sisteminin işlerliğini hep beraber tecrübe ettik, gördük, hakkını verdik. Yeni dönemde, ülkemizin ilaç ve tıbbi sektörlerindeki geliştirme ve üretim kapasitesini artırarak, savunma sanayiindekine benzer bir atılımı hayata geçireceğiz.

Aile sağlığı, aile diş hekimliği, evde bakım, palyatif bakım gibi hizmetleri ülke sathında güçlendireceğiz. Sağlık turizminde, dönem sonunda 3 milyon misafir ve 10 milyar dolar gelir hedefliyoruz.

İktidarlarımız döneminde ülkemize sağladığımız kazanımların en başında, her bir vatandaşımızın huzurla evinde oturacağı, işini yapacağı, çocuğunu okuluna göndereceği güvenli Türkiye iklimi geliyor.

Terör örgütlerinin başını sınırlarımız dışında bile ezerek, suç çetelerine göz açtırmayarak, asayişten taviz vermeyerek, insanlarımızın geleceklerine güvenle bakabilmelerini temin ettik.

Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların giderek ağırlaştığı bir dönemde, önleyici güvenlik çalışmalarıyla, Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.

"YENİ SİVİL ANAYASA SÖZÜMÜZÜ TUTMAK İÇİN ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"

Partimize de adını verdiğimiz adaletin, tüm kurum ve kurallarıyla, vicdanları mutmain edecek şekilde tecellisi için çok büyük mücadele verdik. Vesayetin ve FETÖ’cü hainlerin tasallutundan kurtardığımız adalet sistemimizin fiziki imkânlarını ve insan kaynağını geliştirdik. Türkiye Yüzyılının anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil Anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Hukuk devletimizi güçlendirecek reformları kesintisiz devam ettirecek, kapsamlı bir yasama reformu için uzlaşma zemini arayacağız. Yüksek standartlı demokrasi için dönüştürücü reformlar ve koruyucu reformlar döneminden tamamlayıcı reformlar dönemine geçeceğiz.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmaya devam ederken, terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız.

"AİLE YAPIMIZI SAPKIN AKINLARDAN KORUYACAĞIZ"

Bilhassa Kürt kardeşlerimizi, ne CHP faşizminin, ne HDP sapkınlığının, ne PKK zulmünün, ne de geçmişte acı örnekleri yaşanan baskı düzeninin karanlığına asla ve asla teslim etmeyeceğiz. Aile yapımızı, tüm sapkın akımlardan koruma yanında, her türlü maddi-manevi destekle güçlendireceğiz. Hayata geçireceğimiz “gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle”, hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz.

Aile Koruma Kalkanı Programıyla, ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten, her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek çok uygulamayı başlatacağız. Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için, eğitiminden istihdamına, evliliğinden çocuk bakımına kadar her alanda kendilerine maddi katkı vereceğiz. Bu hedeflere ulaşmak için, kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.

Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıca aylık 10 cigabayt ücretsiz internet vereceğiz.

Sosyal yardımlarımızı, yoksul insanlarımıza destek vermenin ötesinde, insanlarımızın yoksulluk seviyesine düşmesini önleyecek bir yaklaşımla yeniden yapılandıracağız.

ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞECEK

Sahip olduğumuz kültür-sanat değerlerimizin, her alanda işlenmesini sağlayacak mekanizmalar kurarak, ülkemizin potansiyelini en üst düzeyde harekete geçireceğiz. Ekonomimizi; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz.

Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek, ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız. Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak, refah düzeylerini yükselteceğiz.

Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle, yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız. Ülkemizin halen 300 bin civarında olan uluslararası öğrenci sayısını, 1 milyonun üzerine çıkartarak, küresel pazarın yüzde 10’unu elde edeceğiz.

Bilişim ihracatında 15 milyar dolara ulaşarak, ülkemizi bu alanda küresel bir merkez haline dönüştüreceğiz. Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz.

Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla, milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından da asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız. Kişi başına düşen milli gelirimizi 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara yükselttiğimiz gibi, önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından da daha yüksek seviyelere ulaştıracağız.

Bu büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak, işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz. Kadın ve genç istihdamına özel önem vermeyi sürdüreceğiz. Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.

Girişimcilerimize verdiğimiz destekle ülkemizden en kısa sürede 15 adet milyar dolar ve 5 adet on milyar dolar değerinde şirket çıkmasını sağlayacağız.

Üretimin tabana yayılmasında çok önemli görev ifa eden KOBİ’lerimizi, büyüyen ekonomimizin lokomotifleri olarak, finansmandan istihdama her alanda daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Bugüne kadar hassasiyetle devam ettirdiğimiz bütçe disiplininden önümüzdeki dönemde de taviz vermeyeceğiz. Tasarım ve kriptoloji altyapısını kurduğumuz yeni nesil Dijital Türk Lirası projemizi hayata geçireceğiz.

(Ayrıntılar geliyor..)

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.