CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)"Halkın iradesiyle korunamayan bir egemenliğin başka hiçbir güçle korunması mümkün değildir. Bu nedenle, sandıkta kararın verileceği 16 Nisan'a kadar, önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan m

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Halkın iradesiyle korunamayan bir egemenliğin başka hiçbir güçle korunması mümkün değildir. Bu nedenle, sandıkta kararın verileceği 16 Nisan'a kadar önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan milletin egemenliğiyse, bu konuda asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. İşte bunun için Anayasa Mahkemesine gitmeyeceğiz, başvurmayacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Anayasa değişikliğinin geçmesi durumunda, başkanın yardımcı sayısının belli olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "İsterse bin tane başkan yardımcısı olur, 50 tane bakan olur. İsterse 3 gün sonra değiştirir, 20 tane bakan olur, bin 500 başkan yardımcısı olur. Elini vicdanına koy ve düşün sevgili vatandaşım, bu uygulama Türkiye'yi bir maceranın içine sürükler mi sürüklemez mi? Peki şimdi bu yetki kimde? Bu yetki TBMM'de. Kaç bakanlık kurulacağını, bakanların isimlerini, bakanlıkların görevlerini TBMM belirler." ifadesini kullandı.

"Elini vicdanına koy sevgili vatandaşım ve düşün, bir kişi mi doğru karar verir 550 kişi mi doğru karar verir? 550 ortak akıl mı daha önemlidir, bir kişinin aklı mı daha önemlidir?" diye soran Kılıçdaroğlu, referandumda halka sunulan Anayasa değişikliğinde güven oyunun olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, milletin oylarıyla seçilen 550 milletvekiline güvenmeme anlamına geleceğini savundu.

Kılıçdaroğlu, "Bir hükümet, TBMM'den, yani milli iradeyi temsil eden 550 milletvekilinden güven oyu istesin mi istemesin mi? 'Güven oyu istemesin' diyorsan ayrı ama 'istemelidir' diyorsan o zaman buna 'hayır' diyeceksin kardeşim." diye konuştu.

Değişiklikle, TBMM'nin, yolsuzluğa karışan başkan yardımcısı ve bakanlar hakkında gensoru dahi veremediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi elini vicdanına koy ve düşün sevgili vatandaşım, sen kul hakkının, kul hakkı kavramının ne kadar önemli ve değerli olduğunu bilirsin. Bir kişi yolsuzluk yaptığında senin seçtiğin 550 temsilci ona 'Arkadaş bu parayı nereye harcadın?' sorusunu soramıyorsa, sen sandığa gidip buna alın teriyle ve bütün inancınla 'hayır' oyunu vurmalısın." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, değişiklikle bir kişinin devletin yapısını ve işleyişini düzenleyebileceğine dikkati çekerek, bu kişinin bir kararnameyle bakan ve bakanlık sayılarını artırabileceğini, kurum ve kuruluşları kapatabileceğini, kimin müsteşar, genel müdür, büyükelçi olacağına karar vereceğini öne sürdü.

Bu bir kişinin, amcasının oğluna, bacanağına, kızına göre şartlarını belirleyebileceği bir kararname çıkarabileceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Koskoca Türkiye Cumhuriyeti böyle bir maceranın içine sürüklenebilir mi? 'Efendim bunu kimse yapmaz.' Ne demek kimse yapmaz? TBMM'den Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi alıyorlar, terörle mücadele etmek için çıkardıkları Kanun Hükmündeki Kararnamede, terörle hiç ilgisi olmayan pek çok düzenleme yapıyorlar, hocalarımızı kapının önüne koydular hangisi terörist Allah aşkına?" değerlendirmesinde bulundu.

- "Muhtarlığı mı feshetmeyecek"

Bu yetkinin bir kişiye verilmesi durumunda Türkiye'nin felakete sürükleneceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, başkanın bir kararnameyle "Bütün muhtarlıkları kapattım" diyebileceğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Sen istediğin kadar 'Ben muhtarım, seçildim, kapatamazsın...' Adam TBMM'yi fesih yetkisi almış, muhtarlığı mı feshetmeyecek? Böyle birşey olabilir mi? Başbakanlığı kapatıyor, başbakanlık olmayacak. Bütün muhtar kardeşlerime sesleniyorum, ben demokrasiyi nasıl savunuyorsam, senin de savunma hakkın ve görevin vardır, sen de savunacaksın. Böyle bir rezalet olabilir mi?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yapılan değişiklikle milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılacağına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niye çıkarıyorsun kardeşim? 550 milletvekili bile fazla normali 450 milletvekili. 600'e çıkarıyorlar ne için? Yetkisi yok, gensoru veremiyor, hükümet programı hakkında görüş beyan edemiyor, oturacak maaşını alacak. Niçin? 'Onlar da evet desinler, kimse itiraz etmesin, Anayasa değişikliği böyle geçsin' bir anlamda güvencesi olacak. 550 milletvekilini 600'e çıkarıyorsunuz, ek 50 milletvekilinin aldığı para haramdır, haram, doğru para değildir. Şimdi sevgili vatandaşım vicdanında ölç, tart 16 Nisan'da sandığa gideceksin. Niye kardeşim? Senin çocuğun işsiz. Sor bakkala, manava, lokantacıya durumu iyi değil. Niye 50 tane daha milletvekilini artırıyorsun? 5 yıllık maliyeti kaç biliyor musunuz? 187 milyon 950 bin lira, yani eski parayla 187 trilyon lira bu vatandaşın cebinden çıkacak. Yazık günah değil mi? Vicdanında ölç, biç, tart ve sandığa öyle git. Bu bir parti seçimi değil, bu normal bir seçim değil. Bu bir demokrasi, bir ahlak oylamasıdır. Onun için gideceksin ve Türkiye'de en hayırlı işi yapacaksın, toprak renginde, kahverengiye tercih yapacaksın?"

- "Değişiklik geçerse çift başlılık olur"

CHP "Rejim değişikliği" dediğinde itiraz edenlerin "Cumhuriyet kuruldu, başka rejim yok" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Libya'da, Suriye'de, İran'da, Mısır'da, Irak'ta cumhuriyet var mı? Var. Bizim Cumhuriyetimizle onların cumhuriyeti aynı mı? Aynı değil. Sen ne yapıyorsun. Irak'taki, Suriye'deki gibi bir tek adam rejimi getiriyorsun. Meclis, üçüncü sınıf bir Meclis oluyor, hiçbir yetkisi olmayan, sadece maaş alan bir Meclis. O kadar ki artık vatandaş da gelmeyecek milletvekilinin yanına. Çünkü hiçbir bakan, başkan yardımcısı Meclisten olmayacak." dedi.

"Neden biz bir rejim değişikliği yapıyoruz, hangi gerekçeyle?" diye soran Kılıçdaroğlu, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açıldığını ve bunun bayram olarak çocuklara armağan edildiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Şimdi o çocuklar demiyecekler mi 'Baba, anne bizim Meclisimize ne oluyor? Bu Meclis bize bayram verdi, bu Meclisi siz neden üçüncü sınıf Meclis haline getiriyorsunuz?' diye çocuklarınız size soru sormayacak mı?" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidarın "çift başlılığı engellemek için değişikliği getiriyoruz" dediğini anlatarak, şöyle konuştu:

"Şimdi Binali Bey, Erdoğan'ın söylediğinin aksine bir cümle kullanabilir mi? Mümkün değil. 500 metre öteden görse, 80 düğmesini 10 saniyede ilikler. Çift başlılık yok, ortada çift başlılık yok. Ama bu Anayasa değişikliği geçerse asıl o zaman çift başlılık oluyor. Çünkü tepedeki başkan hem başkan hem bir partinin genel başkanı, bir adamda iki şapka, yeni çift başlılık. Vilayetlere bakalım, orada ne olacak? Orada da çift başlılık. Vali kimi temsil ediyor? Başkanı. Partinin il başkanı kimi temsil ediyor? O da başkanı temsil ediyor. Bunlar kavga etmeyecekler mi? Edecekler. Yani millete doğruları söylemiyorlar. Bize diyorlar ki 'Siz doğruları söylemiyorsunuz.' Ben de diyorum ki benim doğruları söylemediğime inanıyorsan ve kendine güveniyorsan gel arkadaş, beraber çıkalım, senin kanalında çıkalım. Sen bana anlat ben de kapı gibi bu anayasada yapılan değişiklikleri sana söyleyeceğim, bak bakalım kim yalan söylüyor, kim doğru söylüyor."

- "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"

"Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu, Genelkurmay, Merkez Bankası, bakanlıklar hepsi varken, Türkiye Cumhuriyeti'ni terör örgütlerine teslim ettiler. Valisi, kaymakamı, emniyet müdürü hepsi bir baktılar ki bir terör örgütü. Devletin kozmik odasına, harimi ismetine teröristleri soktular." diyen Kılıçdaroğlu, yapılan değişiklikle, bir kişinin kandırılmasıyla devletin teslim alınabileceğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi ben bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, seçimde gitsin oyunu hangi partiye istiyorsa versin ama bu normal bir referandum değil. Türkiye'nin bekası, geleceği, huzurumuz, barışımız için önemlidir. Diyorlar ki 'Hayır çıkarsa kavga olur', hiçbir kavga olmaz. Hayır çıkarsa Türkiye derin ve güzel bir nefes alır. Hayır çıkarsa ne olur? Sayın Erdoğan yine Cumhurbaşkanlığı görevinde kalacak, Binali Bey gene başbakan olacak, bakanlar görevlerini yapmış olacaklar ama ne olacak? Millet diyecek ki 'Sevgili yöneticiler, Sayın Cumhurbaşkan anayasal sınırlarına çekil, Sayın Başbakan 'Otur Türkiye'yi adam gibi yönet, sana yetki verdim.' 'Devleti yönetiyorsunuz, hesabını verin' diyecek. Dolayısıyla herkes görevine dönmüş olacak."

Kılıçdaroğlu, CHP'nin 18 yaşta seçilmeye karşı olmadığını vurgulayarak, "Halka doğruyu söylemiyorlar. 18 yaşında milletvekili olabilirsin diyor, güzel ama devam ediyor, diyor ki askerlikle ilişiği olanlar milletvekili olamazlar. Peki askerlik yaşı kaç? 21. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Gençlerin oyunu almak için onları kandırıyorlar. Sevgili gençler, 18 yaşını aşan ve ilk kez oy kullanacak gençler size sesleniyorum, bu sahtekarlığa izin vermeyin." diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, "18 yaşında milletvekili seçilenlerin, askerlikten muaf olacağı" yönünde açıklamaların yapıldığını aktararak, "Kendi çocuğunu yapacak, ömür boyu askerlikten muaf olacak. Garip gurebanın çocuğu nereye gidecek? El Bab'a gidecek, eksi 35-40 derecede terörle mücadele edecek." dedi.

- "Söz, karar, yetki millettedir"

Vatandaşlardan, provokasyonlara karşı dikkatli olmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Bir minibüste, 'başı örtülü bir kızımızın başının zorla açıldığı' söyleniyor. Şunu söylüyorum, biz CHP olarak, herkesin giyim kuşamının güvencesiyiz, teminatıyız." ifadesini kullandı.

Referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin gerek içerik, gerekse görüşme usulleri açısından birçok yönüyle Anayasa'ya da hukuka da aykırı olduğunu savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Egemenliği milletten alıp, tek adama veren bu değişiklik, başlı başına demokratik Cumhuriyeti ve hukuk devletini yok etme projesidir. Anayasa değişikliğinin bütün sakıncalarını önce TBMM Anayasa Komisyonunda daha sonra TBMM Genel Kurulunda ısrarla ve kararlılıkla anlattık. Milletin meclisini yok etme projesine TBMM'den onay çıkmaması için, milletvekili arkadaşlarım takdire şayan ve tarihe geçecek bir mücadele verdiler. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum." diye konuştu.

"90 yıl önce 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' diyerek kurulan TBMM ne yazık ki milletin hakimiyetini yok eden bu değişikliği kabul etmiştir. Şimdi söz, karar ve yetki milletedir." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Konu milletin divanına gelmiştir, Meclisin yanlış hesabı milletten dönecektir, sözün asıl sahibi, son sözü söyleyecektir. Kuşkusuz anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine gitme yolumuz bulunmaktadır. Ancak sorun salt bir hukuk tartışması sorunu değil, halkın konuya doğrudan el koyup siyasal olarak kesin bir şekilde çözmesi sorunudur. Halkın egemenliğini koruyacak olan yine halkın öz iradesi ve gücüdür. Amasya Tamiminde denildiği gibi, 'Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' Halkın iradesiyle korunamayan bir egemenliğin başka hiçbir güçle korunması mümkün değildir. Bu nedenle, sandıkta kararın verileceği 16 Nisan'a kadar önümüzdeki 60 günü milletin hakemliğine emanet edeceğiz. Söz konusu olan milletin egemenliğiyse, bu konuda asıl yüce divan halkın divanıdır, milletin divanıdır. İşte bunun için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğiz, başvurmayacağız."

Kılıçdaroğlu, CHP olarak, milletin ferasetine, engin sağ duyusuna, vatana ve bayrağa bağlılığına, demokrasiye, TBMM'ye sahip çıkacağına güvendiklerinin altını çizerek, "Son söz milletindir." dedi.

(Bitti)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler