ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, olağanüstü halin (OHAL) ülkede işsizlik, açlık, döviz kurlarının patlaması, faizin yükselmesi anlamına geldiğini savunarak, "Eğer ekonomide bir düzelme isteniyorsa, derhal OHAL kaldırılmalıdır. Bugün OHAL kaldırılsın, bir aylık bir süre içerisinde faizler 5 puan kadar, kur 3,5 lira seviyesine inecektir." dedi.

Erdoğdu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ekonomisinde bir türbülansın yaşandığını, döviz kurlarının hızla yükseldiğini söyledi.

Dünyada yaşanan önemli gelişmelerin, Türkiye'yi de etkilediğini belirten Erdoğdu, "Türkiye'deki işler, dünyadaki işlerden daha kötüye gitmektedir. Döviz kurunda son bir ay içerisinde yüzde 6,4, OHAL'in ilan edildiği andan itibaren de yüzde 27'lik bir kayıp söz konusudur. Dünyanın diğer para birimleriyle Türk lirasını karşılaştırdığımızda, Türk lirası daha hızlı erimektedir. Şu an itibarıyla Rus rublesinde de benzer bir durum söz konusu." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin kısa vadeli borçları ve cari açık eklendiğinde 225-226 milyar dolarlık bir döviz açığının olduğunu ifade eden Erdoğdu, dolardaki her bir kuruşluk artışın, Türkiye'yi 2,25 milyar liralık zarara soktuğunu dile getirdi.

Erdoğdu, döviz kurundaki bu artışın, şirketleri zora soktuğunu, vatandaşa ise enflasyon olarak yansıdığını vurgulayarak, "Bu kur artışı durdurulamazsa önümüzdeki dönemde iğneden ipliğe her şeye zam gelecek ve yurttaşlarımız geçim zorluğuyla karşılaşırken, bazı firmalarımız iflas riskiyle karşı karşıya kalabilecek." değerlendirmesinde bulundu.

"Motorine bugün bir zam daha yapıldığının" açıklandığını, bunun tarımdan ulaşıma başka fiyatlara da yansıyacağına dikkati çeken Erdoğdu, Türkiye'nin çift haneli enflasyondan dönemez hale geldiğini, üreticilerin girdi maliyetlerinin artmasının, enflasyonu daha yüksek noktalara taşıyacağını savundu.

- "Halk fakirleştiriyor"

Enflasyonun harcamaları artırırken, gelirleri eriterek halkı daha da fakirleştirdiğini belirten Aykut Erdoğdu, enflasyon yükseldikçe faizin de arttığını söyledi.

Erdoğdu, kur artışının piyasada belirsizlik ve korku ortamı yarattığını, bunun piyasada durgunluğa yol açtığı belirterek, özellikle konut satışlarında hızlı düşüşlerin yaşandığını öne sürdü.

Türkiye'nin şubat ayı itibarıyla 4 milyar 150 milyon dolar cari açık verdiğine dikkati çeken Erdoğdu, "12 aylık baktığımızda bu rakam 53,3 milyar dolardır. Türkiye cari açık şampiyonlar liginde ilk 5'tedir." görüşünü savundu.

Erdoğdu, Türkiye'nin turizm gelirlerinde de büyük bir düşüşün olduğunu ileri sürerek, Türkiye'nin cari açığını finanse etmek için çok yüksek faizle borçlandığını, dış borcun 453 milyar dolara ulaştığını ifade etti.

- "Ne işe yaradı bunlar"

İktidarın, piyasadaki durgunluğu aşmak için teşvik paketi açıkladığını hatırlatan Erdoğdu, "Son 10 yılda 7 istikrar, 26 teşvik paketi açıklandı. Ne işe yaradı bunlar? 6 milyon işsizimiz, 16 milyon yoksulumuz var. Faiz, enflasyon, işsizlik çift haneli. Hem cari açık hem bütçe açığı veriyoruz. Yeni açıklanan teşvik paketi, sadece seçilmiş, belirli şirketlere kamu kaynaklarının aktarılması mantığına dayanıyor. Kayırmacılığa, kamu kaynaklarının heba edilmesine ve yolsuzluk riskine açık bir teşvik paketidir bu." diye konuştu.

Erdoğdu, büyük şirketlerin bankalarla yeniden yapılandırma görüşmeleri yaptığının altını çizerek, bütün teşvik paketlerinin sermaye çevrelerine göre açıklandığını, dar gelirli halkın, emeklinin, çiftçinin, esnafın da teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

"Bugün Türkiye'de yaşadığımız bu türbülans, tarihte görülmemiş bir ekonomik krize dönebilir." iddiasında bulunan Aykut Erdoğdu, şunları kaydetti:

"Eğer bu ülkenin ekonomisini düzeltmek istiyorsak ilk yapacağımız şey OHAL'i kaldırmaktır. OHAL bu ülkede işsizlik, açlık, döviz kurlarının patlaması, faizin yükselmesi demektir. Eğer ekonomide bir düzelme isteniyorsa derhal OHAL kaldırılmalıdır. Bugün OHAL kaldırılsın, bir aylık bir süre içerisinde faizler 5 puan kadar, kur 3,5 lira seviyesine inecektir. Bir ekonomik paket açıklanacaksa birinci maddesi 'OHAL'in kaldırılması' olmalıdır. Diğer bir sorun da tek adama dayalı başkanlık sistemi. Bu bütün sermaye, emek çevrelerini, ekonomik karar alma birimlerini ürkütmektedir. Eğer Türkiye'de ekonomide bir normalleşme bekliyorsak kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sisteme geçmek zorundayız. Yargı bağımsızlığı ve hukuk güvenliği sağlanmalıdır. Demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik yoksa fakirlik, geçim sıkıntısı, icra ve iflas vardır."

AA