Cemaatlerden 'şartlı' destek

CHP’nin tek parti dönemi uygulamalarından yakasını silken dindar-muhafazakar Anadolu halkı çok partili hayata geçtikten sonra, ceberrut uygulamalara Demokrat Parti’yi iktidar yaparak cevap vermişti. Yarım yüzyılı aşan demokrasi tarihimizde tarikat ve cemaatler büyük rol oynadı. 83’te Özal’ı, 95’te Erbakan’ı, 2007’de de Erdoğan’ı iktidara getiren seçimlerde, dindarların beklentileri ve talepleri belirleyici oldu…

Özellikle 12 Eylül darbesinden sonra tarikatlar ve cemaatler, siyaset kurumu içinde kendilerini temsil edebilecek başarı potansiyeli olan isimleri, merkez sağın bütün partilerine yerleştirdiler. Artık bu yapılar sadece oy veren olmaktan çıkıp aktif siyasette yönlendirici bir konuma ulaştı.

Son on yılda eğitim çalışmalarıyla öne çıkan cemaatler, politikada varlıklarını çekinmeden gösterdiler, hatta kamuoyu açıklamalarıyla seçimler öncesi tavırlarını belli ettiler.

Medyada bu seçim öncesi konu, ilk kez Süleyman Demirel’e yakınlığıyla bilinen Süleymancılar cemaatine mensup DYP eski Milletvekili İsmail Amasyalı’nın CHP’ye katılmasıyla gündeme gelmişti. Süleymancı Amasyalı’nın ‘sağ’dan ‘sol’a geçişi, Süleymancıları fena halde kızdırmış, cemaatten aforoz edilmişti.

Uzun yıllar AP-DYP içinde kendilerini ifade eden Süleymancıların bu dönem rota değiştirdikleri ve MHP'ye yöneldikleri konuşuluyordu. Ancak seçime doğru,

cemaatin Erbakan’ın da tek tek sıraladığı “bilinen gerekçeler”le AK Parti’ye destek vermeyip, oylarını DP’ye verecekleri kesinleşti.

Nur cemaatinin en büyük organizasyonu olan Fethullah Gülen grubu, Nakşibendiler’in Altınoluk/Erenköy grubu bir dönem daha “istikrar ve demokrasi” adına AK Parti’ye oy veriyor. Gülen cemaatinin rotası, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra çok net bir şekilde AK Parti'ye çevrilmişti. Nur hareketinin Yeni Asya kolu ise, gazetenin birinci sayfasında Ağar’ı öne çıkaran haberlerine bakıldığında, DP’ye açıktan destek vereceğini gizlemiyor. Ancak bu grubun içindeki bazı entellektüller, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde antidemokratik zorlamalara ve 27 Nisan e-muhtırasına tepki göstererek AK Parti’ye “kayıtlı ve şartlı” destek verilebileceği görüşünü taşıyor…

Oylarına Saadet Partililer göz dikseler de Nakşibendilerin İsmailağa kolu geçen seçimde AK Parti’ye verdiği desteği bu seçimde de yineliyor.

Bu seçimde oylarının rengi belli olan bir grup da Nakşilerin İskenderpaşa kolu…

Hangi partiye destek verecekleri henüz belli olmayan ya da bir anlamda tercihi üyelerin insiyatifine bırakan Nakşibendiler’in İskenderpaşa kolundan gelen açıklama oldukça şaşırtıcı… Önceki gün kamuoyuna duyurulan dün de gazetemizin birinci sayfasında yer alan haberde cemaatin lideri Nurettin Coşan, 3 Kasım seçimlerinde, AK Parti’ye, inanç özgürlüğü ile ilgili hedefleri itibariyla şartlı destek verdiklerini, bu seçimde ise şartlı desteklerini geri çektiklerini belirtti. AK Parti’nin son beş yıl içerisinde “özgürlükler alanında somut bir gelişme kaydetmemesi” gerekçesi haklı olsa da seçim arifesinde böyle bir açıklamanın gelmesi manidar… Coşan’ın açıklamasında “Seçimlerden inanç özgürlüğü ve sağduyunun galip çıkması dileği”ne yer vermesine gelince… Babası merhum Esad Coşan Hocaefendi’nin Erbakan’la yollarını yıllar önce ayırmış olmasını ve bu partiye kesinlikle oy vermeyeceğini göz önüne alırsak, Nurettin Coşan’ın seçim sonuçlarından “inanç özgürlüğünün çıkması”nı beklemesi çok garip geldi bana…

İskenderpaşa cemaatinin oylarının hangi partiye gideceği gerçekten merak konusu…

Ülkemizde tarikatlar ve cemaatler, siyaset kurumunu yönlendirirken bundan sonra da şaşırtmaya devam edecek görünüyor.

Burada bir şerh de ben düşecek olursam...

Manevi liderler müridlerini disipline ederken, siyasi tercihlerini de satın almamalı… Siz ne dersiniz?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.