Çalışma Hayatı'na merhaba

Merhaba, bugünden itibaren her Pazartesi bu köşede “Çalışma Hayatı”  ile ilgili konularda bilgi vermeye çalışacağız. Üzerinde durulacak konular seçilirken konunun güncelliği yanında okuyucu isteklerine de yer verileceğinden bilgi verilmesini istediğiniz konuyu e-posta adresi aracılığıyla iletebilirsiniz. Genel olarak bize ayrılan bu kısımda;

 

Bireysel İş Hukuku: İşverenlerin iş hukuku açısından genel olarak yapması gerekenler, toplu işçi çıkarmaya ilişkin düzenlemeler, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş sözleşmesi yaparken dikkat edilecek konular, çalışma süreleri, fazla çalışma,  hafta tatili, yıllık iznin verilmesi ve kullanılması, kısmi süreli çalışma (part-time çalışma), asıl işveren-alt işveren (taşeron) ilişkisi, alt işveren (taşeron) işçilerinin hakları, iş güvencesi hükümlerinin uygulanması gibi konular…

 

Sosyal Güvenlik Hukuku: Son değişiklikler ışığında sosyal güvenlik hukuku açısından işverenin yapması gerekenler iş kazası, sigortalılık, isteğe bağlı sigortalılık, meslek hastalığı, emeklilik sorunları, ölüm durumunda hak sahiplerine aylık bağlanması, malullük aylığı bağlanması, işveren tarafından bildirilmeyen sigortalılığın tespiti, işsizlik sigortası, emeklilerin çalışması gibi konular…

 

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi: Sendikaların kurulması, üyelik, toplu iş sözleşmesinin yapılması, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmamasının sonuçları, grev, lokavt…

Yukarıda genel başlıklar şeklinde ifade edilen konularda ve çalışma hayatına ilişkin tüm konularda bu köşede bilgi verilmeye çalışılacaktır. Sorularınızı e-posta adresinde gönderebilirsiniz.

Not: Emeklilik ile ilgili hukuki sorunlar dahil çalışma hayatına ilişkin tüm sorulara cevap verilmeye çalışılacaktır. Ancak bu kısımda emeklilik hesaplaması yapılmayacağından, ne zaman emekli olurum şeklindeki sadece bir kişiyi ilgilendiren ve başka yollarla cevabı çok rahat bulunabilecek bu soruya cevap verilmeyecektir. 

 

İŞVEREN SORUMLULUKTAN KURTULUR MU?

 

Toplu işçi çıkarmalarda işverenlerin izleyeceği yol-Toplu işçi çıkarmada, işçinin kıdem ve ihbar tazminatını ödemek işvereni sorumluluktan kurtarmaz

 

İşyerinde çalışan işçi sayısı a) 20 ile 100 arasında ise 10 işçinin, b) 101 ile 300 arasında ise %10 oranında c) 301 ve daha fazla ise en az 30 işçinin işine haklı neden olmadan işveren tarafından bir aylık süre içinde farklı tarihlerde de olsa son verilirse toplu işçi çıkarma prosedürüne uymak gerekir.

 

İşverenler, toplu işçi çıkarmalarda Kanundaki usule uymazlarsa bu şekilde işten çıkarılan her işçi için 360 YTL idari para cezası ödemek zorundadırlar. Bunun yanında feshin usulüne uygun yapılmaması işçiye ödenecek tazminat miktarını artıracaktır.

 

İşveren, ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri ve işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirmek zorundadır.

 

İşveren, toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları geri çağırması gerekir.

 

İşverenlerin, işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarını eksiksiz ödemiş olmaları yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.

 

Ölen sigortalının hak sahiplerine aylık bağlanması- Ölüm aylığı almak için askerlik borçlanması yaparak prim gün sayısı tamamlanamayacak-İşçiler için 900 gün prim şartı devam ediyor-Sosyal Güvenlik Reformu yürürlüğe girmeden hayatını kaybeden memurların eş ve çocukları da 1800 gün prim bulunması şartıyla aylık alabilecekler

 

Sosyal Güvenlik Reformundan sonra uygulamaya konulan 5510 sayılı Kanuna göre, ölüm sigortasından sağlanan haklardan yararlanmak için kural olarak en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekir. Bununla birlikte Kanun hizmet akdi ile çalışanlar (İŞÇİLER) için farklı bir düzenleme getirerek, “en az beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş” olmasını yeterli görmüştür. Bu düzenleme önceki dönemdekine benzemekle birlikte 5510 sayılı Kanun her türlü borçlanma sürelerinin sigortalılık ve prim gün sayısında dikkate alınmayacağını ifade etmiştir. Dolayısıyla, sigortalılık ve prim gün sayısının borçlanma yoluyla doldurulması halinde söz konusu haklardan yararlanılamayacaktır.

 

Özetle, 5510 sayılı Kanunla ölüm sigortası yardımlarından yararlanabilmek için 4/b(bağımsız çalışanlar) ve 4/c’lilerin (kamu görevlileri) 1800 gün primi bildirilmiş; hizmet akdi ile çalışanların (işçi) ise her türlü borçlanma süresi hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekir.

 

Bundan sonra prim gün sayısı yetmeyenler için askerlik borçlanması yaparak aylık bağlanma imkanı ortadan kalkmıştır.

 

Sosyal Güvenlik Reformundan önce 10 yıl fiili hizmeti olan memurların eş ve çocuklarına aylık bağlanabiliyorken, reformdan sonra, hayatını kaybeden memurların eş ve çocukları da 1800 gün prim ödeme gün sayısı olmak şartıyla aylığa hak kazanabilecektir.

 

MEMUR EMEKLİLERİNİN YENİDEN ÇALIŞMAYA BAŞLAMALARI

 

Soru: Merhaba, ben emekli olmadan önce eşimin şirketine ortak olmuştum. Şimdi devlet memurluğundan emekli oldum maaşımdan kesinti olur mu? Gülenç Akgün

 

Cevap: Merhaba, Sosyal Güvenlik Reformundan önce Bağ-Kur Kanununa göre emekli olanlar serbest çalışmaya devam ederlerse (şirket ortaklığı da buna girer) Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesilmesi öngörülmüştü. Dolayısıyla Emekli Sandığından emekli olan bir kimsenin serbest çalışması durumunda prim (SGDP) söz konusu değildi.
Ancak 5510 sayılı Kanunla (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) bu durum değişti. Yeni dönemde emeklilik hangi Kanundan kaynaklanırsa kaynaklansın (eski SSK, EMEKLİ SANDIĞI, BAĞ-kUR),emekli aylığı alırken bağımsız çalışmaya başlayanlar veya sürdürenler için (şirket ortaklığı dahil) emekli aylıklarının %15 oranında SGDP ödenecek. Ama bu oran kademeli olarak uygulamaya konulacak (1.10. 2008 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar %12 olarak uygulanacak).

 

Dolayısıyla şirket ortaklığınız sürdüğü sürece 1.10.2008 tarihinden itibaren yukarıda bahsedilen hükümlere göre değerlendirileceksiniz. İyi çalışmalar...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum