Bozdağ, yabancı basın temsilcileriyle buluştu

Bozdağ, yabancı basın temsilcileriyle buluştu

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: (3)- "Bölgede yaşayan Kürtler, bölgede yaşayan diğer unsurlar kadar bu terör örgütlerinden rahatsızdır. O nedenle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı bu Zeytin Dalı Harekatı'nın, onların da bu terör baskısından kurtulma k

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Bölgede yaşayan Kürtler, bölgede yaşayan diğer unsurlar kadar bu terör örgütlerinden rahatsızdır. O nedenle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı bu Zeytin Dalı Harekatı'nın, onların da bu terör baskısından kurtulma konusunda ümitlerini arttırdığına inanıyorum." dedi.

Bozdağ, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Mahir Ünal ve Mehdi Eker ile yabancı gazetecilerle bir araya geldi.

"Türkiye sınırları içine 700 saldırı olduğunu söylediniz. Bu saldırılar, PKK ve PYD'den gelen saldırılar mıydı, DEAŞ da var mıydı?" sorusu üzerine Bozdağ, "700 saldırı, bu bölgeden Türkiye'ye gelen taciz ateşleri ve saldırılar, bunların içerisinde tabii diğerleri de olabilir. Çünkü kimin, tam net olarak tek tek tespiti o kadar kolay bir iş değil." diye konuştu.

Bölgede hangi terör gruplarının olduğunu bildiklerini aktaran Bozdağ, "Bunların önemli bir kısmı, büyük bir kısmı, PKK, PYD, YPG, KCK'dan gelen saldırılar. Özellikle Afrin bölgesindeki saldırıların tamamına yakını, bunlardan gelen saldırılar. Tabii sadece askeri noktalara yapılan da değil, sivil insanların yaşadığı yerlere de bu atışlar yapılmıştır. Bunlarda da hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve yaralanan insanlarımız olmuştur." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye bölgeyi bölgedeki insanlara bırakacaktır"

Bozdağ, "YPG ve PYD şu anda Afrin'deki ana yönetim gücünü oluşturuyor. Sizin de ifade ettiğiniz gibi bu grubun, buradaki gücünü kırdıktan sonra ne olmasını bekliyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:

"Bölgedeki terör örgütleri; bölgede yaşayan insanlara en büyük zararı veren, en büyük düşmanlığı yapan örgütlerdir. Bölge halkı da bu terör örgütlerinin baskısından, zulmünden yılmıştır. Şimdi bu terör örgütleri kendilerine biat etmeyen Kürtleri ya infaz ediyor ya göçe zorluyor. Haraç vermeyenlerin mülklerine el koyuyorlar. Çok küçük yaştaki çocukları zorla ailelerinden alıp, örgüte katıyorlar, onları terörist olarak yetiştirmek için eğitiyorlar. Aileler üzerinde çok büyük bir korku, baskı ve tehdit oluşturmuş durumdalar. O nedenle bölgedeki halk da bu terör örgütü ve teröristlerin bölgeden temizlenmesini gönülden istiyor.

Türkiye, buradaki terör örgütlerini ve teröristleri temizledikten sonra bölgeyi bölgedeki insanlara bırakacaktır. Bizim yapacağımız şey odur. Oranın gerçek sahiplerine bırakmak. Gerçek sahipleri, bu terör örgütleri ve bunların teröristleri değildir. Gerçek sahipleri; orada yaşayan ve bu terör örgütlerinden ve teröristlerden en büyük zararı gören, mazlum ve mağdur orada yaşayan Araplar, Kürtler ve Türkmenler ve tabii Suriye halkı. Son olarak Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında bölgeden terör örgütlerini ve teröristlerin temizlenmesi sonrası orada bir geçiş süreci yaşandı. Esasında burada ne olacağı sorusu Fırat Kalkanı sonrasında bölgede yaşanan somut gerçekliklerde de izah edilebilir. Türkiye buradaki geçiş dönemine katkı sağlamaya devam eder."

Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) Afrin'de, yönetimde bir rol oynamasının beklenip beklenmediğine yönelik soru sorulan Bozdağ, Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında bölgede yapılanları örnek olarak gösterdiğini dile getirerek, "Esasında Türkiye'nin burayı terör örgütlerinden ve teröristlerden temizledikten sonra da o halkın istediği anlamda bir geçişin oluşmasına katkısı devam etmiştir. Fırat Kalkanı bölgesinde olanlar, bu bölge için de örnek teşkil edebilir. ÖSO, o toprakların meşru sahibi." diye konuştu.

Bozdağ, "Afrin'de 8-10 bin terörist olduğunu Başbakan açıkladı, kaç sivil olabilir? Bu harekattan sonra Türkiye yerli halka silah verecek mi?" sorusu üzerine, bölgede yaşayanların sayısının 400 ila 750 bin arasında değiştiğini, farklı rakamların bulunduğunu, bölgeye göçlerin ve bölgeden ayrılışların olduğunu, net bir rakam verme imkanı olmadığını ama tahminlerinin bu sayının 500-600 bin civarında olduğunu söyledi.

Türkiye'nin terör örgütlerine silah yardımı bugüne kadar yapmadığını, bundan sonra da yapmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Bozdağ, "Terör örgütleri, yok edilmesi gereken örgütlerdir, mücadele edilmesi gereken örgütlerdir, desteklenmemesi gereken örgütlerdir. Biz bunu her platformda ifade ettik, bundan sonra da aynı duruşumuzu devam ettireceğiz. Afrin'in teröristlerden ve terör örgütlerinden temizlenmesinden sonrasındaki sürecin nasıl işleyeceğinin en somut örneği az önce de söyledim Fırat Kalkanı bölgesidir. Fırat Kalkanı bölgesinde Azez'de, Cerablus'ta El-Bab'ta, okullar faaliyete geçmiş durumda, sağlık tesisleri ve devlete ait diğer şeyler faaliyetini sürdürüyor, güvenlik sağlanmış durumda, yerel hizmetler devam ediyor. Orada yaşayan insanların huzur, güven ve barış ortamında sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri için bir geçiş süreci elbette olacaktır. Bunun somut örneğini de demin söyledim Fırat Kalkanı bölgesi oluşturmaktadır. Bu nüfusun hepsi bir şehirde yaşamıyor. Orası bir bölge. Bazıları bölgedeki şehir merkezlerinde ama önemli bir kısmı da kırsalda yaşıyor, nüfus bölgeye dağılmış durumda." değerlendirmesinde bulundu.

Bir gazetecinin "YPG'ye bir destek verildiği takdirde, Türkiye Silahlı Kuvvetleri ile Amerika lojistik desteği karşı karşıya gelirse, Türkiye'nin nasıl bir yaklaşımı olur?" sorusuna Bozdağ, şu yanıtı verdi:

"Bu sınırın ötesinde belli bir derinliğe kadar sürecek alanda güvenli bir bölge oluşturma iradesi var. Onun nedeni, hemen sınırın yanı başında oradaki sınıra komşu yerlere, terör örgütlerinin saldırısını önlemek. Çünkü Kilis'e roket attılar, meskun mahale attılar, herhangi bir hedef gözetmeden. Biraz önce de Reyhanlı'da sivil bölgeye atış yaptılar. Dolayısıyla burada bunların mesafesi ve bölgeye zarar vermesini önlemek için güvenli bölgeye ihtiyaç var. İkincisi de bölgede teröristlere karşı yapılan harekatın, sivil halka zarar vermeden sağılıklı bir şekilde yürümesi için de buna ihtiyaç var. O nedenle hem bölgede yaşayan Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizin mal ve can emniyetini sağlamak sınır ötesinde, hem de sınırın bu tarafında yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak için buna ihtiyaç var. Harekatın başarılı bir şekilde hedefine ulaşması için de buna ihtiyaç var. Derinliği ne kadar olur, şimdi şu kadar olur demek doğru olmaz. Onu şartlar gösterecektir."

ABD'li yetkililer ile harekat başlamadan önce görüşmelerin olduğunu, gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını belirten Bozdağ, ABD'li yetkililer bölgede herhangi bir ABD askerinin ve ABD vatandaşının bulunmadığını açıkladığını, bu nedenle Türkiye ile ABD arasında bir sorun yaşanmasının söz konusu olmadığını söyledi.

- "Yaralanmış bir sivil söz konusu değil"

Bozdağ, şu ana kadar, devam eden harekat kapsamında bölgede yaşayan insanlardan yaralanmış bir sivilin söz konusu olmadığını aktararak, ancak terör örgütlerinin Kilis'e attığı roket sonucu 2 vatandaşın hafif yaralandığını ifade etti.

Terör örgütleri ve bu örgütleri destekleyen çevrelerin, TSK'nın sivillere zarar verdiği şeklinde büyük bir dezenformasyon yaptığını, dün sosyal medyada bir küçük çocuğun resmini paylaştıklarını ve bunu dünyanın dört bir yanına yaymaya çalıştıklarını anlatan Bozdağ, bu resimdeki çocuk ile bu harekatın hiçbir alakasının olmadığını, Halep'te üç yıl önce meydana gelmiş olayı, harekatın bir parçası gibi dünya kamuoyuna yaymaya çalıştıklarını kaydetti.

Bozdağ, yabancı basından da objektif ve adil olmalarını beklediklerini dile getirdi.

Bilgilendirme konusunda herhangi bir sıkıntının süreç boyunca olmayacağının altını çizen Bozdağ, hem askeri yetkililer hem Hatay hem de Kilis'te hem de ilgili sınır bölgesinde basınla ilgili koordinasyon merkezleri oluşturulduğunu söyledi.

- "Bölgede yaşayan Kürtler, terör örgütlerinden rahatsız"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bir gazetecinin "Afrin operasyonu tamamlandıktan sonra Türkiye'nin dikkatinin Münbiç'e yönelmesinin söz konusu olup olmadığı"nı sorması üzerine "Tabii Münbiç önemli bir yer. Burada ABD yönetiminin Türkiye'ye verdiği sözler var, teröristlerin Fırat'ın batısına geçmeyecekleri ve buraya girmeyeceklerine dair ama orada buna rağmen bu tarafa geçtiler. Biz bunu kendilerine çok net defalarca ifade ettik. Onlar da o bölgeyi onlardan arındıracaklarını söylediler, söz verdiler. Ama bugüne kadar bu sözlerinin gereğini yapmadılar. Türkiye, ABD'nin verdiği bu sözün gereğini yapmasının takipçisi olacaktır. Bu sözünü gereği yerine gelmezse elbette Münbiç'te gereken yapılacaktır." diye konuştu.

Bir soru üzerine Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin sosyal medyada resmi bir hesabın olmadığını dile getirdi.

Bozdağ, "Fırat Kalkanı Operasyonu'nda Türk Ordusu'nun, Özgür Suriye Ordusu unsurlarıyla Azez ve Cerablus hattına girdiğinde oradaki yerel halkın, her iki unsuru çok sıcak karşıladığı" hatırlatılarak, Afrin'deki durumla ilgili beklentisinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Afrin'de benzer bir tablonun çıkacağını düşünüyorum. Çünkü terör örgütlerinin Afrin'de yaşayan Kürtler üzerinde çok ciddi baskı kurduğunu biliyoruz. Orada, kaldı ki sadece Kürtler yaşamıyor, çoğunluk Arap nüfusta. Biraz Türkmen var, geri kalan da Kürt kardeşlerimizden oluşuyor. Dolayısıyla sadece Türkmen veya Araplara baskı değil, aynı zamanda bu terör örgütlerinin ideolojisini benimsemeyen onların yöntemini benimsemeyen onlara destek olmayan Kürtlere karşı da bir büyük baskı yapılmakta ve orada ideolojik ve etnik bir temizlik de yapılıyor. Yani onların bir kısmı, bazı siyasi Kürt gruplarının önde gelenlerinden bazıları, infaz edildi, bazıları göçe zorlandı, bazılarının mülklerine el kondu, orada haraca insanlar bağlandı. Çok büyük bir zulüm ve baskı var. O nedenle bölgede yaşayan Kürtler, bölgede yaşayan diğer unsurlar kadar bu terör örgütlerinden rahatsızdır. O nedenle de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı bu Zeytin Dalı Harekatı onların da bu terör baskısından kurtulma konusunda ümitlerini arttırdığına inanıyorum. Tabii zaman içerisinde bunu göreceğiz. Oraya Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları ulaştığında halkın tepkisini hep beraber göreceğiz ama ben olumlu olacağına inanıyorum, yaşananlardan dolayı."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türkiye'nin sadece kendi sınırlarının güvenliği ya da bölgeyi terörden arındırmak, terör örgütlerinden arındırmak için çalışmadığını, aynı zamanda NATO'nun da sınırlarını koruduğunu, NATO'nun bu bölgedeki sınırının Türkiye olduğunu ifade etti.

Zeytin Dalı Harekatı'nın dış basın tarafından da takip edilmesi konusunun ifade edilmesi üzerine Bozdağ, "Türkiye'nin ulusal basınının hem de uluslararası basının, alandan doğru haberler almasını ve dünyayla bunu paylaşmasını biz çok önemsiyoruz. Bu talebi değerlendireceğiz. Doğru kanallardan doğru haber almak daha iyi olur. Konuyu değerlendireceğiz." dedi.

Toplantı sonunda fotoğraf çektirildi.

(SON)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :