Servet R. Çolak

Servet R. Çolak

Bir maşallah da karnelerden

Yine bitti bir dönem, herkes kendinden mutlu, anneler mutlu, babalar mutlu, öğretmenler mutlu…

2016 – 2017 Eğitim Öğretim Güz yarıyılı artık bitti. Karneler dağıtıldı üniversiteler de dahil tüm okullar yarıyıl tatiline girdi. Şimdi başarılar konuşuluyor artık. Öğrencilerin eve getirdiği karnelerin birçoğu Maşallah ‘Pekiyi’. Karnesini alan herkes yanında aldığı başarı belgelerini de sosyal medyada paylaşan paylaşana.

Her şeyi hesaba katarak alalım bazı şeyleri. Milyonlarca paylaşımların ardından yapılan yorumların bir çoğu çocukların artık çok zeki olduğunu söylüyor. Peki gerçekten öylemi; yani çocuklarımız çok zeki mi? Başarılı mı da? Bu sonuçlar ortaya çıkıyor.

Bu konuda bir örnekle açıklayayım size; geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın kardeşinin bir değerlendirme ödevinin inceledim. İçeriğini anlamakta bin bir güçlük çeksem de aklımdaki olumsuzluk bu değil. Ödevin yazısı 4 sayfadan oluşuyor. Bu 4 sayfalık ödev kağıdındaki yazılarda noktalama ve imla işaretleri çok rezalet bir durumda. Öğrenciye noktalama işaretlerini neden bu kadar düzensiz olduğunu sorduğumda, bildiğinin bu kadar olduğu cevabını aldım. Yani lise düzeyindeki bir öğrenci tam olarak imla ve noktalama kurallarını bilmiyor diyebiliriz. Asıl şaşkınlığım bu değil geçtiğimiz Cuma günü karne alan aynı genç elinde takdir belgesini gördüğümde eğitim manzarasının ne denli başarısız olduğunu daha iyi kavradım. Sadece bu yaklaşımımla yola çıkmam tabiki de geçerli bir sebep olmuyor. Tehvid-i Tedrisat kanunundan 8 yıllık eğitimi dönemine geçişe 4+4+4 sistemden son olarak son olarak yeni öğretim programının açılmasına kadar süreci incelediğimizde de istenilen sonuçların ortaya çıkmadığını açıkça ortada yatıyor. Cumhuriyet tarihinden bu yana olan eğitim sistemimizi ele alalım hep sistem değişikliğine gidilmekle çareler aranmış. Yeni sistem bulma çabalarımız son 15 yıllık iktidarda da devam ediyor. Halen de en iyi sistemi bulma, deneme – yanılma yöntemiyle yapılıyor. Nereye kadar sürecek bu arayış gerçekten en çok merak edilen konular arasında kafamı kurcalıyor.

      *        *

İçerde bu kadar başarılıyken takdirler, teşekkürler, pekiler havada uçarken aynı öğrencilerle uluslararası alanda nasıl bir seviyemiz var. Uluslararası Öğrenci Performansı yani PISA 2015 sonuçları herşeyi ortaya koyuyor. Türkiye 72 ülke arasında 50’inci sırada yer aldı. Türkiye PISA başarı sıralamasında geçmiş yıllara göre gözle görülür bir düşüş yaşadı. Matematik, dil ve mantık okumalarında,  ülke olarak gerilere düşerken, Singapur, Güney Kore  gibi Asya ülkeleri aldı başının gitti. PISA sonuçları gibi  bir sınavın sonuçlarını herkesin incelemesi gerektiği kanısındayım. İşte bu karşılaştırmaya bakın ülke olarak neredeyiz. Kendi içimizde kendimizi başarılı sanıyoruz ama uluslararası alana bunu getirdiğimizde gerilerde kalıyoruz. Başarılar karşılaştırmayla ortaya çıkar. Yani kendimizi başka sistemlerle karşılaştırmalıyız. Değişen ve gelişen dünyada kendi yerimizde sayarsak kendi içimizdeki başarıları büyüterek ‘Oldukça başarılıyız’ sonucu ortaya çıkacaktır.

Özellikle öğretmenlerimiz ve öğretim uzmanlarımızın dikkate alması gereken  PISA sonuçlarıyla ülkemizde takdir, teşekkür belgesi alan başarı sıralamasını kıyaslamaları gerekiyor. Şimdilik bize davulun sesi hoş gelebilir ama gelecekte bu durumun önüme geçilmezse ülkemizde herkes başarısını kendi içinde kutlayacak, uluslararası alanda hiçbir değeri olmayacak. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.