Bir Caninin Sonu…

Konya, son günlerde polisin başarılı takibi ve çalışması ile önemli operasyonlara sahne oluyor. Hele bunların içerisinde çok önemli bir olay var ki, o da iki kayıp kız çocuğunun akıbetidir.

Bundan beş yıl kadar önce Konya halkı, her elektrik direğinde ilkokul önlüklü fotoğrafı yapıştırılmış olan Ebru Çiftçi adlı minik yavruyu hatırlar. Annesinin ve babasının çaresiz feryatları ile aradığı, medyanın bulunması için seferber olduğu bir kayıp olayı idi. Aradan beş yıl geçmesine rağmen, kaybolan minik Ebrudan haber alınamamıştı. Bundan başka Haziran ayı içerisinde de Emine Dudu Ertekin isimli 9  yaşında bir kız daha kaçırılmış ve bir daha haber alınamamıştı.

Ve bu iki faili meçhul çocuk kaçırma olayı, Cuma günü aydınlığa kavuştu. Beş yıldır kızının bulunacağını ümit eden ve hatta kendisinin çocuğunu öldürdüğünden şüphelenildiğini belirten baba, büyük bir acıya boğuldu. İki kızımızın hunharca öldürülmesi ve bir kum ocağına gömülmesinin ardından katilin tespit edilmesini çok önemli bir olay olarak görmek gerekir. Bu cinayetlerin failini ortaya çıkaran emniyet mensupları her türlü iltifatı hak ediyor.

Cumartesi günkü gazeteleri okuyunca bir manşet dikkatimi çekti: “Al sana Rahşan affı.”  Bu manşet beni hep düşündürmüştür zaten. Daha başka bir sürü cinayet, hırsızlık ve dolandırıcılık olayında bu affın olumsuz yansımalarını görmek mümkündür. Irza geçmeden ceza almış adamı tahliye ederseniz, hırsızlıkta ün yapmış, dolandırıcılıkta en önde gelenleri çabucak bir afla salıverirseniz, toplumun huzurunu sağlayamazsınız. Bu ve buna benzer haberler ortaya çıktıkça bu af, daha çok can yakacağa benziyor. Polisin bin bir güçlükle yakalayıp adalete teslim ettiği suçlunun, bir daha yapmasını teşvik eder gibi afla salıverilmesi, adalet mekanizmasında güven bunalımını beraberinde getirir…

Öte yandan son aylarda bir şey dikkatinizi çekiyor mu bilmem ama, Konya’nın merkezi ve bazı ilçelerinden her gün çete haberleri medyaya yansıyor. Konya’nın bir huzur kenti olduğu hemen hepimizin konuşmasında sık kullandığımız bir kanaattir. Ancak gün geçmiyor ki, bir çete ortaya çıkarılmasın. Adeta her hafta yeni bir suç örgütü çökertiliyor. Elbette polisin başarılı müdürleri, bu tür sorunlu konuları çok güzel bir şekilde ortaya çıkarıyor. Ancak Konya’nın huzur kenti tanımını yeniden gözden geçirmek mi gerekiyor? Yoksa büyüyen ve sürekli göç alan bir kentte, bu tür olaylar kabul edilebilir bir sınır içerisinde midir? Bunu kamuoyu takdir edecektir…

Önce tecavüz edilmiş ve sonra da barbarca katledilmiş olan bu yavruların anne babalarının feryatları yürekleri dağladı. Böyle hasta ruhlu insanların içimizde dolaşması, ebeveynleri oldukça tedirgin etti. Ancak katilin yakalanarak suçunu itiraf etmesi, bir nebze halkımızı rahatlattı. Katil cezaevinde kendisinin korunmasını talep etmiş. Acaba neden korunmaya ihtiyaç duyar ki böyle caniler? Nitekim önceki akşam televizyonlardan duyduk ki, iki masum çocuğun kanına girmiş katil, cezaevindeki hücresinde kendini asarak intihar etmiş. Acaba bu cani kurtuldu mu? Bu dünyasını da öbür dünyasını da heder etti.

Bu dünyada kötülük yapan bir kimse, karşılığını mutlaka bir gün görüyor. Allah’ın şaşmaz adaleti öbür tarafa kalmadan mutlaka bu dünyada tecelli ediyor. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Ancak ateş düştüğü yeri yakıyor. Acılı ailelere Allah sabır versin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.