Binali Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

Binali Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım: (5)- "Gençlere ortak üretim merkezleri kuracağız. Proje üreten gençler, bir hangarda bir araya gelecekler. Her birine birer masa tahsis edilecek. Burada projelerini anlata

İSTANBUL (AA) - TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, gençlere yönelik ortak üretim merkezleri kuracaklarını belirterek, "Proje üreten gençler, bir hangarda bir araya gelecekler. Her birine birer masa tahsis edilecek. Burada projelerini anlatacaklar, imkanları, kaynakları olanlarla bunları buluşturacağız." dedi.

Yıldırım, CNN Türk'te Buket Aydın'ın sunduğu "40" adlı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Hiç siyasete girmeseydim dediğiniz oldu mu?" sorusu üzerine Yıldırım, "İyi ki de siyasete girmişim." diye düşündüğünü belirterek, "Girmeseydim, bu bölünmüş yollar belki de yapılamayacaktı. Belki başkası da yapabilirdi ama bunun yapımında bulunmuş olmak benim için büyük bir iftihar meselesi. Torunlarımla gezerken 'Dede bu köprüyü sen mi yaptın?' sorusunun verdiği huzur, başka hiçbir şeyde yok." diye konuştu.

İDO'da genel müdürlük, 12 sene Ulaştırma Bakanlığı, Başbakanlık yaptığını, darbe ile karşılaştığını, Türkiye'nin 95 yıllık yönetim sisteminin değiştirildiği bir dönemi yaşadığını hatırlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Siyasette dolu dolu bir 16 yıl geçirdim. Hiçbir zaman da niye siyasete girdim diye bir pişmanlık duymadım. Çünkü ben siyaseti, hizmet için bir araç olarak gördüm. Hiçbir zaman partizan bir tutum içinde olmadım. Hizmet yaparken, oy versin vermesin herkesin hizmetini yapmak için gayret ettim. Bu benim hayat felsefemdir, anlayışımdır. İnsanlar arasında ayrışmayı, kutuplaşmayı asla kabul etmem. Böyle bir anlayışa da sıcak bakmam. O bakımdan siyaset, raylı sistemler, tüneller, köprüler, yollar, hızlı trenler... Arkamızda çok güzel eserler bırakmayı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Rabb'im bize nasip etti. Bütün bunların arkasında milletin duası ve desteği var. Arkanızda millet olmazsa, hiçbir iş yapamazsınız. İstediğiniz kadar kabiliyetli olun hiçbir faydası yok."

Binali Yıldırım, siyasetin dışında nasıl biri olduğuna ilişkin soruya karşılık, "Ben herkes gibi biriyim. Kendimi ayrı bir yere koymuyorum. Normal vatandaş nasılsa, ben de oyum. Beni farklı yapan bir şey yok. Üzerime konan sıfat gelip geçici bir şey. Bu sıfatlar öyle bir şeydir ki size verilir, bir müddet sonra alınır. Alındıktan sonra kimyanız bozulmuyorsa, o zaman siz doğru iş yapıyorsunuz demektir. İnsanlar arasında gezip, insanlarla haşır neşir oluyorsanız, insanlar hala size itibar ediyor, ilgi gösteriyorsa o zaman doğru iş yapmışsınız demektir. Hamdolsun bunu defalarca test ettim. Aktif görev de olduğumdan daha fazla insanların sevgisini, muhabbetini gördüm. Kendimi kasmadım, hiçbir sıfat hiçbir makam benim hayata ve insanlara bakışımı değiştirmedi. Ben onun hep gelip geçici iş olduğunu kabul ettim. O yüzden de hiç mutsuz olmadım." yanıtını verdi.

- "Orta Çağ'da birisi gibi hissettim"

"Teknoloji ile aranız nasıl, torununuza yetişebiliyor musunuz?" sorusu üzerine Yıldırım, torununun anlatımı üzerine e-sporu internette araştırdığını, e-sporun bilinenden daha geniş bir şey olduğunu, Türkiye'den 4 milyon gencin e-sporu takip ettiğini, 10 milyon kişinin ise ilgi duyduğunu öğrendiğini söyledi.

Dünyada ise e-sporun çok büyük bir pazar olduğunu belirten Yıldırım, "Bizde de yavaş yavaş bu işten para kazanma da başlamış. Anneler, babalar çocukları bilgisayar başında oyun oynuyor diye endişe ediyor ya esasında bu bir profesyonel işe dönüşmeye başlamış. Z kuşağı bir araya geldiğimde kendimi Orta Çağ'da birisi gibi hissettim. Ben Z kuşağının daha doğrusu bilgi toplumunun bir ferdiyim. Bilgi toplumunun göçmeniyim. Bilgi toplumunun yerlisi ise Z kuşağıdır. Yani 1990'lı yıllarda doğan çocuklar bilgi toplumu içinde doğuyor ve dijital vatandaş. Biz, dijital göçmen. Biz sonradan bilgi toplumuna giriyoruz. Biz çocuklarımıza alfabe öğrettik, onları alfabe okuryazarı yaptık. Şimdi çocuklarımız da bize bilgisayar okuryazarlığı öğretiyor. Türkiye böyle bir dönüşüm yaşıyor." diye konuştu.

Türkiye'de geniş bant internetin bakanlığı döneminde başlatıldığını hatırlatan Yıldırım, 2003'ten itibaren Türkiye'nin her tarafından geniş bant internet erişimi sağladıklarını belirtti.

Yıldırım, "2G, 3G teknoloji vardı, 4,5G oldu şimdi 5G üzerinde çalışılıyor. Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor. İnternette hızı istediğiniz kadar arttırın daha çok iş yaparsınız. Bilgi, akıl yollarını daha çok kullanırsınız. Ben fazla sosyal medya ve internetle haşır neşir olan birisi değilim. Bilirim ama buna vakit bulamıyorum. Ama gençlerin bu alanı doya doya kullanması için vaktiyle çok güzel yatırımlar yaptık ve Türkiye sayısal uçurum denilen, bölgeler arasındaki internet erişimi bakımından en iyi konumda ülkelerden birisi. Nüfusun yüzde 99'unun internete erişimi var. Okulların tamamında internet var. Akıllı tahtalar var. Bütün bunları biz yaptık. Türkiye bilgi toplumu konusunda Avrupa ülkeleri arasındaki yerini aldı." dedi.

- "Gençlere ortak üretim merkezleri kuracağız"

"İstanbul'da çocuklar için projeleriniz var mı?" sorusu üzerine Yıldırım, İstanbul'da 0-4 yaş arasında 1 milyon 13 bin çocuğun bulunduğunu, bu çocukların anne ve babalarının çalışması halinde, kreş ve çocuk yuvası ihtiyaçlarının doğacağını, Milli Eğitim Bakanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının çalıştığını ancak belediyelerin de bu hizmeti vermesi gerektiğini söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin de bu hizmeti verdiğini hatırlatan Yıldırım, "(Niye kreş açtın, niye kreş için para verdin?) diye Sayıştay bunlara zimmet çıkarmış. Böyle kepazelik olur mu? Çalışan kadınların çocuklarına kreş için para verildiği zaman, bunu suç diye kabul edip cezalandırma yaparsan, nasıl bu hizmetleri bu insanlar verecek." dedi.

Eşi Semiha Yıldırım'ın hayır sahipleriyle, "81 İlde 81 Kreş ve Anaokulu" projesini yaptığını belirten Yıldırım, bunların 15'inin açıldığını, 20 tanesinin açılışa hazır olduğunu, diğerlerinin de devam ettiğini ama bunun yetmeyeceğini dile getirdi.

Çocukları hayata hazırlamanın herkesin görevi olduğunu, belediye olarak bunu öncelikle yapacaklarını aktaran Yıldırım, ayrıca 5-14 yaş arasında 2 milyon 240 bin çocuk, 1 milyon üniversite öğrencisinin bulunduğunu, nüfus dilimlerine bakıldığında 25 yaş altı nüfusun 6 milyon 400 bin olduğunu söyledi.

Bunun bir zenginlik olduğunu, Avrupa'nın bunun için büyüyemediğini, kalkınamadığını, dışarıdan işçi almak mecburiyetinde kaldığını çünkü nüfusun yaşlı olduğunu dile getiren Yıldırım, Türkiye'de böyle bir sorunun olmadığını, gençlerin Türkiye'nin en büyük kaynağı olduğunu vurguladı.

Yıldırım, "Belediyecilik anlayışında gençlere nasıl kapılar açabileceğinizi düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık, belediyecilikte gençler için yapılabilecek çok şeylerin olduğunu söyledi.

Dünyada 2008 yılında yaşanan ekonomik krizin etkilerinin hala devam ettiğini belirten Yıldırım, "Dünyada genç işsizlik sorunu en büyük sorun. Yunanistan'da gençlerin yüzde 43'ü, İspanya'da yüzde 34'ü, İtalya'da yüzde 32'si, Türkiye'de de 20'in üzerinde işsiz. Bu küresel bir sorun. Biz, buna duyarsız kalamayız. Dijital devrim dediğimiz yapay zeka, robotlar, sürücüsüz arabalar, akıllı telefonlar, bunlar gençler için bulunmaz bir fırsat. Bu fırsatı katma değere dönüştürmek bizim elimizde. Bunun için gençlere ortak üretim merkezleri kuracağız. Proje üreten gençler, bir hangarda bir araya gelecekler. Her birine birer masa tahsis edilecek. Burada projelerini anlatacaklar, imkanları, kaynakları olanlarla bunları buluşturacağız. Gençliğin elinde dijital dünyaya yönelik fırsatlar var. Gelecek de bilişimle gelecek. Bu iki fırsatı birbiriyle buluşturmak da bizim görevimiz olacak. Bu hem merkezi hükümet düzeyinde olacak hem de belediye düzeyinde bunu yapacağız." dedi.

Gençlerin kendilerine fırsat verilmesini istediğini ifade eden Yıldırım, gençlerin, büyükler tarafından anlaşılamadığını düşündüklerini, bu algıyı ortadan kaldıracaklarını aktardı.

Asosyal, memleket meseleleriyle ilgilenmediği düşünülen gençlerin 15 Temmuz gecesi sokaklarda bayrağa, ülkeye, demokrasiye sahip çıktığını dile getiren Yıldırım, "İletişim problemi var. İletişim problemini de aşacağız. Gençlerimizin karamsar olmalarına gerek yok. Sadece gençler değil, kadınlarımızı da asla unutmamamız lazım. Kadınlarımızın hayatın her yerinde olmasını önemsiyoruz. Ayrıcalık tanıyarak değil, fırsat eşitliği vereceksin. Kadın kendi kabiliyetini gösterecek." ifadesini kullandı.

(Sürecek)



Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :