'Bilim İlaç'ı yaratan Konyalı
"Konya Mekteb-i Hukuk" mezunu avukat Mustafa Fevzi Karaağaç'ın dördüncü oğlu, Konyalı Adil Karaağaç'ın yaşam öyküsü üzerine bir yazı...
Bir başarı öyküsü: 'Bilim İlaç'ı yaratan adam
Fransızcadan dilimize geçmiş "doyen" kelimesi bizim imlamızla "duayen" olarak yazılır. Fransızca seslendirilişi de böyledir. Duayen lafı yüksek kıdeme sahip diplomat ve akademisyenler için kullanılır. Tıpkı "ordinaryüs " gibi sıradan olmayanı ifade eder. Hatta kelimenin etimolojisine inilirse biraz bilgelik, güngörmüşlük ifadesi de vardır. Bizim Anadolu halk ağzında "pir " kelimesi de bunu karşılar bir bakıma. "Pir " Farsça edebiyat dilinde "kâmil insan" demektir ki, tüm "kemâli" (olgunluğu mükemmeliyeti) ifade eder. Tasavvufta da aynen böyledir: "Aşkın" (transcendental) varlıkla bütünleşmiş kişiler için hep "insan-ı kâmil " tanımı kullanılır.
Ben bu ülkenin "duayenlerinden" gençlerin alacağı birçok ders olduğuna inanırım. Özellikle de zor koşullar içinde işadamlığı yapmış meslek erbabından... Kimler yoktur ki; Tanrı uzun ömürler versin Selçuk Yaşar , İbrahim Bodur , Feyyaz Berker , İzzet Özilhan , Kamil Yazıcı , Asım Kocabıyık, İshak Alaton , Eli Acıman , Halit Narin ve daha niceleri... Kamuoyu önüne özellikle çıkmamayı tercih etmiş çok başarılı işadamları da vardır bu arada. İşte Adil Karaağaç bu grubun simgelerinden biridir. Her tarafı katı disiplin duvarıyla örülü zor bir sektörde harika işler başarmıştır. Tam da 29 Ekim 1923`te cumhuriyetin coşkuyla kutlandığı saatlerde doğan Adil Karaağaç'ı yenilenmiş bir ulusun yüce erdemini temsil eden örnek bir işadamı sayarım üstelik.
Adil Karaağaç , "Konya Mekteb-i Hukuk" mezunu avukat Mustafa Fevzi Karaağaç'ın dördüncü oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Atatürk ile yaşıt olan babası tek parti döneminde Konya mebusluğu yaptı. Ankara Hukuk Fakültesi'nin kurulmasında büyük emeği geçen babasının aydınlık izinden yürümeyi bilen Adil Karaağaç tam bir cumhuriyet çocuğu olarak yetişti. Önce İstanbul'a gelerek Eczacılık Fakültesi `ni bitirirken görüyoruz onu. Sonra Konya'da bir eczaneyi satın alıp mütevazı bir işyerinin sahibi oluyor. Lisede Fransızca hocalığı filan derken bir "ecza deposu" açıyor. Zamanın "tüm entelektüel gelişmelerini" de yakından izlemektedir bu arada. Hasan Âli Yücel `in bakanlığı döneminde dilimize çevirttiği Türk ve dünya klasiklerinin neredeyse tümünü okuyor. Hayat görüşünün inceliklerini babasından ve daha sonra yüksek hâkim olacak ağabeyinden devşiriyor.
Edebiyata merakı ise Türkçeye olan aşkından gelmektedir. Türkçeyi en arık biçimde konuşan birkaç aydın arasında yer alıyor. Duru Türkçesi ve etkileyici ses tonuyla gençlerin örnek aldığı bir insan oluyor çevresinde.
Son derece atak kişiliği hemen sonra İstanbul `da yeni arayışlara itiyor onu. İlaç hammaddesi ticareti yapan bir ithalat şirketini İstanbul `a taşıyor. Derken, 1965`te yakından tanıdığı Bilim Laboratuvarı`nın ortakları arasına giriyor. "Bilim" o zamanlar Bomonti Fırın Sokak`ta mütevazı bir ilaç imalathanesidir. Genel müdür koltuğuna oturur oturmaz, "Türk Sevk ve İdare Derneği "nin yayınlarını takibe başlıyor. Sıkı bir teşkilatçıdır aynı zamanda; kurumsallaşmaya ikna ediyor ortaklarını...
O zamanlar Nejat Eczacıbaşı her yönden örnek bir işadamıdır kendisi için. Onu kariyerinde bir idol olarak görüyor. İlaç sanayiinde "Squibb" ve "Sandoz " gibi firmaların teşkilat yapısından ve pazarlama tekniklerinden epey etkileniyor. Kendisi modern anlamda tıbbi tanıtım faaliyetini başlatanların en başında yer almaktadır üstelik. Sonra 1974`te İtalyanlardan "Leda" firmasını satın alıyor. Tokalon, Ponds, Cire Aseptin gibi gözde markalar sayesinde "Kopaş"ı kuruyor. Kozmetikte asıl atılım kısa bir süre sonra "Dalin "le gerçekleşecektir... Aynı yıl hem ilaç hem de kozmetik şirketlerini çatısı altında toplayan "Bilfar Holding" doğuyor. Kurumlar Maslak `taki modern fabrika binası altında büyüyerek yollarına devam ediyorlar.
İki oğlunu çok iyi yetiştiren "Adil Karaağaç ", kozmetikte "Dalin ", "Voila ", "Alix Avien " gibi markaları yaratan "Kopaş"ın patronajını büyük oğlu Kemal Karaağaç `a; sayılı ilaç firmalarından biri haline gelen "Bilim"i de küçük oğlu Bülent Karağaç`a teslim ediyor. Bugün her iki kurum Çerkezköy ve Gebze `deki modern tesisleriyle kendi alanında en büyük işletmeler arasında. Çok yetkin Ar -Ge kadrosuyla ilaç endüstrisinde liderliğe koşan "Bilim İlaç " aynı zamanda Türkiye `nin önemli ihracatçılarından biri.
Türk ekonomisine büyük katkısı olan böylesi modern kurumların onursal Başkanı Adil Karaağaç , bugün 85 yaşında ve hâlâ aynı tempoda çalışıyor. İlaç endüstrisinin piri sayılan bu insandan duyduğum en ilginç laf ise çoğu işadamı için aforizma olacak kadar değerli: "Sakın vaktinden önce ‘oldum` deme ! Armut ağacının dibi olgunlaştığını sanan çürük meyvelerle doludur."
Nur Demirok-Referans

