Böyle bir belediye başkanı var mı?

Bir belediye başkanı düşünün…

Daha ilk günden basında kendisi aleyhine çıkan en küçük haber veya yoruma tepki gösteriyor. Küstüm pozlarına yatıp, sen görürsün bakışı atıyor…

Moda tabirle mahalle baskısı yapıyor…

Baştan bir kısmını ayrı tutup, yanındakilere ‘bişeyler’ veriyor…

Yandaş mı dersiniz, Candaş mı artık…

Zaman içinde, gazetelerin, televizyonların ve radyoların önemli bir kısmı başkanımızı hep iyi, hizmet aşkıyla yanan adam olarak veriyorlar. Başkanın hoşuna gitmeyecek haberler çöpe gidiyor…

Başkanın, gece alemlere akıp kendisine içki servisi yapan garsonlarla bile kavga çıkarmasını hadi kötü örnek olmasın diye haber yapmıyorlar, ama hakkındaki ciddi iddiaları bile küçük olsun haber veremiyorlar halka…

Güya kamu görevi yapan bu cılız basının ne karşılığında, (görmedim, duymadım, bilmiyorum) üç maymunları oynadığını ise herkes bi güzel biliyor…

Medyayı çok önemseyen başkan, muhabirlerle özel ahbaplıklar da kuruyor. Kendisine muhalif medya patronlarının elemanlarını bile ‘ikna’ edip istifa ettiriyor, ‘kendi’ medyasına itina ile yerleştiriyor…

Sürekli Ankara’dayım yalanlarıyla seçmenlerinin gözünü boyuyor. Öyle ya, Ankara’ya önemli bir işi kotarmak veya büyük hizmetlere vesile olmak için gidilmiştir muhakkak…

Oysa ortadan kaybolduğu günlerin çoğunda gizli mekanlarda demleniyordu…

Başkan, belediyeden alacağı olanlara ‘para yok, belediyeyi şu kadar trilyon borçla devraldık’ diyor, ama makam odaları, arabaları en ciksinden yenileniyor…

Haa başkan sadece kendisi aleyhine yazan basına değil, seçimde partisine ‘oy’ vermediğini düşündüğü hemen herkese şaşı bakıyor. Açıkça partililerinden başkasına zırnık koklatmıyor…

Tabi partililerinin yanında bir de gece içki masalarından tanıdığı dostları var. Bu dostları illa partili olmayabilir. Zaten ortak nokta parti değil, içkidir bu alemde…

Şimdi bana soruyorsunuz “böyle bir belediye başkanı var mı hakkaten, varsa nerenin belediye başkanı?” diye…

Hani Kurtlar Vadisi dizisi başlarken ‘bu dizideki olaylar ve kişiler tamamen hayal ürünüdür’ diye bir anons var ya…

Ben de size böyle bir belediye başkanı olmamalı, ama varsa da ‘hayal’ ürünü olmalı diyorum…

...

Sınav sorusu

4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Hoca önce inanmaz, ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.

Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes sınavı geçebilir.

Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10’ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır. Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: “Hangi lastik patladı?”