Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde, “Bediüzzaman Hazretleri’nin Konya Dostları”nı anlatan araştırmacı-yazar Halil Uslu, Bediuzzaman’ın iki emanet bıraktığını ve bunlardan ilkinin Risale-i Nur Külliyatı, diğerinin ise talebeleri olduğunu söyledi. Konya’ya risale-i nurları ilk getirip dağıtan kişinin de Halıcı Sabri olduğunu belirtti.

Sille Kültür Evi’nde gerçekleştirilen sohbette Bediüzzaman Hz’lerinin kardeşi Abdülmecid Ünlükul (Nursî) ile talebeleri Zubeyir Gündüzalp ile Mustafa Sungur ve İbrahim Hulusi Yahyagil’i anlattı. Bediüzzaman Said Nursî’yi anlatmak için 80 kişiyle konuştuğunu ve “Bediüzzaman’ın Kardeşi Abdülmecid Nursî” adlı kitabın çalışmalarına ise 1970’de başladığını, 3 sene boyunca 120 kişiyle görüştüğünü ve hatıratlarla dolu eserin ancak 19 yıl sonra Yeni Asya Yayınları arasında çıktığını ifade eden yazar Halil Uslu, Bidiüzzaman’ın, talebelerine hitap ederken devamlı “Keçeli” dediğini hatırlatarak “Bediüzzaman Hazretleri, kardeşi Abdülmecid Ünlükul abi ile yeğeni Abdurrahman’a, yanında çalıştırmak istediği için çok büyük emek vermiş. Üstâd hayatı boyunca hiçbir kimsenin tayinini durdurmamış, hiçbir kimsenin çıkan tayinini de dondurmamıştır” dedi. Abdülmecid Ünlükul’un Konya’ya 1955’de geldiğini ve 1967’de vefat ederek kabrinin Üçler Mezarlığında olduğunu belirten Uslu, Konya eski Müftülerinden Mehmet Ulucan’ın Abdülmecid Efendi için “ Konya Müftülüğünde iken Arap edebiyatının en müşkül bahislerini Abdülmecid Efendiden kolaylıkla öğrendim. O bir harikaydı” dediğini ifade etti. Abdülmecid Ünlükul’un, soyadı kanunu çıktığı sırada ismi o anlamı taşıyan “Ünlükul”soyadını  yazdırdığını ve kendisinin büyük bir âlim olduğunu ifade ederek vefat ettiği zaman Tahir Büyükkörükçü Hoca’nın, Konya Müftüsü iken Abdülmecid Efendi için Kapu Camii’nde ikindi vaktinde; “Bediüzzaman Hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Efendi müstesna bir âlimdi. Bir âlim ölmedi, bir âlem öldü” dediğini hatırlattı. Uslu, Abdülmecid Efendi için de şunları söyledi: “Abdülmecid Ünlükul ağabey hem hâl, hem de kal lisanı ile örnek alınacak bir şahsiyete sahiptir. Risale-i Nur Külliyatının mühim kitaplarından olan İşârâtü’l-İcaz ve Mesnevî-i Nuriye isimli eserleri Türkçeye tercüme ederek, Nur hizmetine büyük bir katkıda bulunmuştur. Ağabeyi ile birlikte Cihan Harbinde, Ruslara karşı Bitlis ve havalisinde çarpışarak “gazi”lik mertebesine ulaşmıştır. Hocalık vasfı ile de yüzlerce talebe yetiştirmiştir.”

BEDİÜZZAMAN’IN EMANETLERİ

“Bediüzzaman Hazretleri de hayatı boyunca geride iki emanet bırakmıştır. Bunlardan ilki Risale-i Nur Külliyatı ve değeri de yetiştirdiği talebeleridir” şeklinde sohbetine devam eden Uslu, Bediüzzaman’ın Konya’yı ziyaretlerinde, Konya İmam Hatip Okulu’nda okuyan Hayreddin Karaman, Ali Osman Koçkuzu ve Ahmet Gürtaş’ın hem Bediüzzaman’dan hem de Abdülmecid Efendi’den ders aldıklarını açıkladı. Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur için “Türkiye’nin abisi idi, herkesi kucaklardı” diyen Uslu, dinleyicilere Ermenek’li Zubeyir Gündüzalp’in hayatından da kesitler sundu. Uslu, “Hz. Mevlâna’nın nasıl Hüsabeddin Çelebi’si varsa, Bediüzzaman’ın Hüsameddin Çelebisi de Zubeyir Gündüzalp’ti. Üstâd, 12 yıl yanında kalan Zubeyir Gündüzalp için ‘ben dünyayı Zubeyir’e değişmem’ diyor” dedi.