M. Mustafa Özdemir

M. Mustafa Özdemir

Başbakan’ı ve Davutoğlu’nu neden yalnız bıraktınız?

Soma faciası duyulur duyulmaz hareket geçtiler.

Sosyal medyada bombardıman başladı, akabinde sokaklara döküldüler.

Merkez medya veya malum medya ile paralel medya tüm gücüyle saldırıya geçti.

Hedefte yine Başbakan Sayın Erdoğan vardı.

Gezi’de, 17 Aralık’ta deviremedikleri Erdoğan’ı bu sefer devirebilirler miydi?

Deviremezlerse de yıpratabilirler miydi?

AK Partili seçmenlere “Erdoğan da biraz fazla oluyor” dedirtebilirler miydi?

***

Saldırdılar.

Hakaret ettiler.

Daha dün bu halkın yüzde 45’inin oyunu almış Başbakanı’na “Defol Git” “Cehennem Ol” manşetleri attılar.

Olayı Soma olmaktan çıkardılar.

Zaten onların Soma’yla bir dertleri yoktu.

Onların her fırsatta, daha 30 Mart’tan sonra, hakaret ettikleri, hor gördükleri, milletle işleri hiçbir zaman olmadı zaten!

***

Yalanlar iftiraların ardı arkası kesilmedi.

Sonra işi daha da ileri götürdüler.

“Türkiye’de yaşanan felaketlerin kaynağı AK Parti ve ona oy veren millettir” diyecek kadar zıvanadan çıktılar.

Çok geçmeden anlaşıldı ki arkalarındaki dış güçler de kampanyanın aktif içerisinde…

Bakalım Erdoğan’ın Almanya gezisi nasıl sonuçlanacak.

Son kampanyanın sonucunu bekleyip göreceğiz.

***

Şunu görmemek için saf olmak gerek.

Bu mücadele Erdoğan, devrilinceye kadar sürecek.

Her olayı bahane edip saldıracaklar.

Ve şunu da görmek için dahi olmaya gerek yok.

Ya Erdoğan onların başını ezecek ya onlar Erdoğan’ın…

***

Başbakan Erdoğan’ı ve onun nezdinde Milli İradeyi belki salladılar ama yıkamadılar.

Erdoğan boyun eğmedi. Millet boyun eğmedi...

Ama milletvekilleri, parti yöneticileri, teşkilat yöneticileri onu yalnız bıraktı.

“Başbakan’ın bu konudaki sitemleri bizzat kurmayları tarafından ifade edildi.

Mesela Erdoğan’ın danışmanlarından Yiğit Bulut, TRT’de yaptığı programda bunu dile getirdi.

***

Doğrusu sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar isim, her türlü bedeli göz önüne alarak Başbakan’ın yanında oldu. Bu mücadele Erdoğan’ı yalnız bırakmayan kurmaylardan birisi de, kendisi de paralel yapının hedefindeki isimlerden birisi olan, Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’ydu. Bakan Davutoğlu, hem içerde hem uluslararası arenada büyük mücadele verdi.  Bu kirli örgütü her platformda anlattı. Dışişleri’ndeki “casusluk” operasyonunu “seks skandalı” olarak dünyaya duyuran ‘Paralel Yapı’nın bir yayın organı için ne denli sert ifadeler kullandığını hatırlayın.

***

Peki bu süreçte Konya Teşkilatı paralel yapıyla ne kadar mücadele etti?

Mesela milletvekillerinin kaçının ağzından duydunuz “Paralel Yapı, Cemaat” lafını…

Kaç basın toplantısı düzenlediler?

Tüm milletvekilleri, tüm teşkilat mensupları, tüm başkanlar, dev bir toplantıyla, “Paralelciler, siz kime darbe yapıyorsunuz, siz bizi almadan Başbakan’ı nasıl alıyorsunuz?” diyebildiler mi?

***

Gezi’nin kahramanı Melih Gökçek açıkça itiraf etti: “17 Aralık’ta Başbakan’ı yalnız bıraktım, özür dilerim...”

Bu anlamda;

Milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla, AK Parti Konya Teşkilatı’nın tüm yöneticilerinin;

önce 30 Mart’ta yüzde 65 oy vererek ‘Milli İrade’sine sahip çıkan Konyalılara, sonra sayın Başbakan’a, sonra da sayın Davutoğlu’na bir özür borcu yok mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.