Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5)

"(OHAL'in süresi) Özellikle FETÖ terör örgütünün devletin içerisinden temizlenmesini, ayıklanmasını temin etmek için bir olağanüstü hal uygulamasına ihtiyaç vardır. Bu ümit ederiz ki en kısa süre içerisinde bitirilir"- "Amacımız FETÖ başta olmak üzere büt

"İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Olağanüstü Halin (OHAL) süresine ilişkin, "Özellikle FETÖ terör örgütünün devletin içerisinden temizlenmesini, ayıklanmasını temin etmek için bir olağanüstü hal uygulamasına ihtiyaç vardır. Bu ümit ederiz ki en kısa süre içerisinde bitirilir." dedi.

Kurtulmuş, CNN Türk'te katıldığı "Hafta sonu" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'de devam eden OHAL uygulamalarının uzun soluklu olup olmayacağı yönündeki soruyu Kurtulmuş, Türkiye'nin siyasi tarihine bakıldığında, ülkedeki terör örgütlerinin, hem anti demokratik ortamların yaklaşmasını sağlamak için kullanıldığını, hem de anti demokratik ortamlardan terör örgütlerini daha fazla istifade ettiğini söyledi.

Türkiye'de 12 Eylül öncesindeki sağ - sol çatışmalarında o zamanki adıyla "Anarşi" denilen ortamların, hem ortamın anti demokratik hale gelmesine vesile olduğunu hem de örgütlerin bundan istifade ettiğini aktaran Kurtulmuş, hükümet olarak son 15 yılda Türkiye'nin tüm bu sıkıştığı dönemlerde çıkış yollarının, ülkenin demokratik standartlarının yükseltilmesinden geçtiğini vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Demokratik standartlar ne kadar yükselirse ne kadar çok halkın siyasal katılım süreçleri içeresinde yer alması sağlanırsa, eksiklerimiz ortadan kaldırılırsa o kadar çok bu anlamda bir açık toplum oluşur ve toplum bilinçli bir şekilde terör örgütleriyle de mücadele eder." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin 15 Temmuz da karşılaştığı manzaranın, cumhuriyet tarihi ve son 66 yıllık çok partili siyasi hayat boyunca karşılaştıkları bütün tablolardan daha farklı ve daha ağır olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye'nin eş zamanlı birçok terör örgütünün tehdidi altında bulunduğunu söyledi.

- "Türkiye uçurumun kenarından döndü"

Bölgenin tamamen bir siyasi türbülans içerisinde bulunduğunu, hiçbir olayı çözme yeteneği kalmamış uluslararası bir sistemin söz konusu olduğunu anlatan Kurtulmuş, böyle bir ortamda da çok sayıda terör örgütünün ve onları maşa olarak kullananların Türkiye'ye karşı çok da dostane olmayan hedeflerinin ortada olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin bir darbe teşebbüsü geçirdiğini hatırlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Teşebbüs denilince laf çok, hafif hale geliyor ama uçurumun kenarından Türkiye döndü. Dolayısıyla Türkiye burada hem PKK, DEAŞ gibi terör örgütleriyle, hem FETÖ gibi terör örgütleriyle sonuna kadar ve eş zamanlı, bir mücadele vermek durumundadır. Özellikle FETÖ terör örgütünün devletin içerisinden temizlenmesini, ayıklanmasını temin etmek için bir olağanüstü hal uygulamasına ihtiyaç vardır. Bu ümit ederiz ki en kısa süre içerisinde bitirilir. Hiçbir hükümet hele hele ana gündemi ana ekseni ana aksı Türkiye'deki demokrasinin önünü açmak olan bir hükümet tabi ki bu anlamda olağanüstü hali uzun süre devam ettirmek istemeyiz ama sonuçta olağanüstü hal ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının ve İnsan Hakları Sözleşmesinin ilgili maddesinin verdiği ruhsatlara dayalı olarak ilan edilmişti ve uygulama devam ediyor. Amacımız FETÖ terör örgütü başta olmak üzere bütün terör örgütleri tehdit olmaktan çıkarmaktır. Bununla ilgili de hızlı, etkin, sonuç alıcı adımların atılabilmesini temin etmektir. Büyük mesafe aldık. Ümit ediyoruz ki en kısa zamanda olağanüstü hale ihtiyaç kalmaz ve tekrar Türkiye olağanüstü halden önceki döneme gitmiş olur."

Kurtulmuş, OHAL'in vatandaşların günlük hayatını etkilemediğini, terör örgütleri ve FETÖ ile irtibatlı olanları etkilediğini belirterek, "Kusura bakmayın. Türkiye'ye karşı hesap içerisinde olanlardan hesap sormak da hükümetin millet adına bir borcudur. Bunu da yapacağız." ifadelerini kullandı.

İdam cezasının tekrar gündeme getirilmesine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Siyasette, kamuoyunda, seçmen nezdinde böyle bir talep gündeme gelirse... Bunu sadece AK Parti açısından söylemiyorum. Hiçbir siyasi parti böyle bir talebi yok sayarak yoluna devam etmez. Halkın beklentileri ama bir de Türkiye'nin menfaatleri, bu işin yapılabilirlik ve siyasi şartlar... Bütün bunlar hepsi gündeme alınır, değerlendirilir ama siyaset olarak halkın beklentilerini yok sayarak hareket edilemeyeceğini ifade etmek isterim." diye konuştu.

- "Korkmayacağız, yılmayacağız"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, böyle zor dönemlerde vatandaşın normal hayatını nasıl sürdürmesi ve hareket etmesine yönelik bir çağrısının olup olmadığı sorusu üzerine, gece sabaha kadar hiç uyumadığını söyledi.

Fiziki durumun dışında psikolojik olarak da ağır olan tablonun, herkesi derinden sarstığını dile getiren Kurtulmuş, programa gelip gelmeme konusunda da tereddüt ettiğini anlattı.

"Ama sonuçta hayat devam ediyor." diyen Kurtulmuş, bir taraftan teröre karşı mücadelelerine devam ederek, milletin birliğini, dirliğini, vatanı, istiklali, istikbali koruyacaklarını söyledi.

Terör örgütlerinin topuna ve onların arkasını sıvazlayan ağa babalarına karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Kurtulmuş, bedeli ne olursa olsun bunu ödeyeceklerini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Ama diğer taraftan da onların istediği bizim korku içinde, yılgınlık içerisinde yaşamamız. Korkmayacağız, yılmayacağız, günlük ve normal hayatımıza devam edeceğiz. Ben açıkçası kendi payıma bu sabah bunu göstermek için sizin programınızı iptal etmedim. Vatandaşlarımıza çağrımız odur. Bütün milletimiz, bugün maça gidecek olan vatandaşlarımız alsınlar ellerine kendi takımlarının bayraklarını, bir ellerine de Türk bayraklarını alsınlar. Orada hep beraber evet sportmence mücadele olsun ama hep beraber terörü lanetlesinler. Hep beraber ülkenin geleceğine sahip çıksınlar. Aynı şekilde vatandaşlarımız bu pazar günü kim ne yapmak istiyorsa ama bunu abartmadan, şehitlerimize duyduğumuz saygıyı ve yaşadığımız bu ulusal yası da unutmadan, herkes günlük hayatına, rutin faaliyetlerine devam etsin. Teröre karşı vereceğimiz en büyük cevap budur. Onlar istiyorlar ki biz sadece o teröre muhatap olan, oradaki onlarca insan değil, aynı zamanda 79 milyon kendimizi ruhen, psikolojik olarak bir kafesin içine hapsedelim ve terör ortalık yerde cirit oynasın. Böyle bir şey yok. Biz teröre hiçbir alanı, hiçbir sivil alanı teröristlere bırakmayacağız. Teröristlerin akıl hocalarına bırakmayacağız. Millet olarak bütün sivil alanlarda var olacağız, var olmaya devam edeceğiz."

Türk birliklerine yönelik saldırılarla ilgili yeni bir gelişmenin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Kurtulmuş, bu konuyla ilgili bir takım çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çok karışık bir alan. Neredeyse dünyanın bütün ordularının işin içerinde olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Orada Türk ordusunun Özgür Suriye Ordusuna verdiği desteğin birçok tarafı rahatsız ettiğinin de farkındayız. Ama sonuçta Türkiye kendi ulusal menfaatleri ulusal güvenliği için. Fırat Kalkanı Operasyonu hakikaten Türkiye'nin milli güvenliğinin bir parçası olarak ortaya konuldu ve Suriye'nin toprak güvenliği için bu mücadeleye devam edecek. Bir takım bulgular var. Bunlar belli bir noktaya geliyor, değerlendiriliyor. Ruslar başta olmak üzere ilgili taraflarla müzakerelerle bu sorun aydınlatılmaya çalışılıyor. Bilgi netleştiği zaman da kamuoyunda paylaşılacak. Büyük adımlar atıldı. Önemli ve olumlu adımlar atıldı. Hatırlayın Rus uçağı... "

Rus uçağı düştükten sonra yaptığı "Ne Türkiye Rusya'dan vazgeçebilir ne Rusya Türkiye'den vazgeçebilir" yönündeki açıklaması hatırlatılan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla Türkiye ile Rusya ilişkileri de Türkiye ile diğer Amerika, Avrupa ilişkileri... Bütün bu ilişkilerin hepsi inişli, çıkışlı ilişkilerdir. Bazen gerilir, bazen çok iyi olur. Sonuçta biz kendi milli menfaatlerimizi gözetmek durumundayız. Şu anda Ruslarla yeni bir ivme... İlişkiler de ortaya konulmuştur. Her iki ülkenin menfaatine olacak şekilde. Bu ilişkilerin sürdürülmesi önemlidir diye düşünüyoruz. Özellikle Türkiye Rusya yakınlaşması Suriye sorununun çözümünde bir kaldıraç olarak kullanılabilir ve bunun için de başlangıcın Halep Anlaşması olduğunu ifade etmek isterim. Yani şu anda Halep ölüyor. Halep'te insanlık ölüyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız öncülüğünde başlattığımız sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı bir yardım kampanyası var. Bu sadece oraya bir takım insani malzeme göndermek değil. Oraya insanlık göndermektir. Oraya insanın ölmediğini göstermektir. Bu kampanya devam ediyor. Vatandaşlarımızı da bu kampanyaya desteğe çağırıyoruz. Halep'te inşallah bir insani çözüm bulunabilir. Bu Suriye barışının ilerlemesine katkıda bulunabilir diye ümit ediyorum. Bir an evvel Suriye meselesinin çözümü, Irak'ta bir sonucun alınması ortaya çıkarsa Allah'ın izniyle bölge çok daha güvenli bir hale gelecektir."

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :