Bağ-Kur ve SSK prim ödemelerine...

Bağ-Kur ve SSK prim ödemelerine kolaylık

 

Meclis 22 Şubatta yeni bir kanun çıkardı. Bu kanun, SSK ve Bağ-Kur’a prim borcu bulunan kişi ve kurumlara ödeme kolaylığı getiren bir yapılandırmaya yönelik olarak çıktı. Yıllarca Bağ-Kur’lu olup da bir biçimde primlerini ödeme imkânı bulamamış olan vatandaşlarımıza yeni bir alternatif sunuyor. Öte yandan işçilerinin SSK primlerini ödeyememiş olan gerçek ve tüzel kişilere de yeni ödeme planları sunuyor.

Kanunun yürürlük tarihi Nisan’ın başında başlıyor ve iki aylık bir süre tanınıyor. Bu süre içerisinde ilgili kurumlara müracaat eden borçlular, yeni ödeme planlarını hazırlattırarak primlerini ödüyorlar. Bir yıl içerisinde üç kez prim ödemesi yapmayanların yapılandırmaları iptal edilerek o zamana kadar ödemiş oldukları paralar borçlarına sayılıyor. Yeni kanun birçok kişiye kolaylıklar getirecek gibi görünüyor. Ancak bir bakıma af yasaları niteliği taşıyan bu türden yasalar neden çıkar bunu irdelemek gereklidir.

Türkiye’de geçmişe söyle bir bakılırsa, çeşitli aralıklarla düzenli olarak hep af yasaları çıkmıştır. En iyi hatırladığım, 1991’de Bağ-Kur borçlarının faizlerinin silinmesine ilişkin olanıydı. Hatta zaman zaman yetkili kimseler, o zaman çıkarılmış olan afla birlikte, Bağ-Kur’un mali dengesinde büyük bir sorun meydana geldiğini söylerler. Af yasalarının bu şekilde çeşitli periyotlarda çıkarılmasının, bu aflarla ilgili konularda ödeme yapan kişiler üzerinde farklı anlayışlar oluşmasına yol açtığını söylersek, herhalde çok ileri gitmiş olmayız. Zira insanların hafızalarına nasıl olsa bir gün af çıkar anlayışı yerleşirse, sistemde aksamalar meydana gelir. Bugün hemen hemen toplumun bütününde, af yasalarının iktidarların belirli dönemlerinde çıkarıldığına ve çıkarılacağına ilişkin kanaatler yerleşmiştir. Sistemlerin zafiyete uğramasına yol açabilecek bu yaklaşımlar, özellikle Sosyal Güvenlik Sistemlerindeki kara deliklerin daha da büyümesine yol açmaktadır.

Primler ve vergilerle ilgili olarak zaman zaman çıkan yasalar, kamuoyunda yeni yeni tartışmalara neden olmaktadır. En önemli serzeniş; primlerini ve vergilerini zamanında yatırmış olan vatandaşlara büyük haksızlıklar yapıldığı şeklinde oluyor. Temelde bu yaklaşım haklı gerekçelere dayanmaktadır. Zira vatandaşlık yükümlülüklerini yerine zamanında getirenler cezalandırılıyormuş gibi bir durum ortaya çıkmış olmaktadır. Ancak çevremizdeki insanlarla zaman zaman yapmış olduğumuz konuşmalarda görüyoruz ki, SSK’ya, Bağ-Kur’a primlerini zamanında ödeyemeyenlerin büyük bir kısmı, işlerinde meydana bozulma sonucu her ay rutin olarak yatırılması gereken parayı ilgili kurumların hesabına yatıramamakta, belli bir süre sonunda da tabiri caizse ipin ucu kaçmaktadır.

SSK primlerinin yüksek olduğu ve bu primlerde bir indirimin yapılması gerektiği hemen hemen her hükümet zamanında kamuoyunun gündemine gelmektedir. Sigortalı işçi çalıştırılmasına yönelik çalışmalarda hep ön plana çıkan konu, primlerin düşürüleceği yönündedir. Ancak bu konu tam anlamıyla hayata geçirilebilmiş değildir. Aslında yapılmakta olan Sosyal Güvenlik Reformu çalışmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli husus; primlerin ödenebilir olmasına dikkat etmektir. Sosyal Güvenlik Kurumlarının geçmişten gelen açıklarını kapatmak için belirlenen primlerin yüksekliği, bugün ödenemeyen devasa alacaklar meydana getirmiştir.

Yapılması gereken en önemli şey; sürdürülebilir bir Sosyal Güvenlik Kurumu için, vatandaşlarımız tarafından ödenebilir oranda primleri belirlemek, vergi yükünü bir kesim üzerinde değil, vermeye gücü olan herkese yaygınlaştırarak azaltmaktır.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.