"Avrupa'ya açılan pencere değiliz, Avrupa'nın içindeyiz"

"Avrupa'ya açılan pencere değiliz, Avrupa'nın içindeyiz"

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkan Yardımcısı Doğanoğlu:- "Hep Avrupa'ya açılan pencereyiz deniliyor, hayır biz Avrupa'nın içindeyiz"- "Burası demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda prensipler belirleyen ve bu

STRAZBURG (AA) - ÖMER AYDIN - Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Başkan Yardımcısı Gaye Doğanoğlu, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan bir pencere değil, Avrupa’nın içinde olduğunu söyledi.

Antalya Konyaaltı Belediyesi Meclis Üyesi de olan Doğanoğlu, 6 dönemdir başkan yardımcılığını yaptığı YBYK’nın 33. Genel Kurul toplantısı için geldiği Strazburg’da AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin 80 milyon nüfusu ve Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca vatandaşı ile zaten Avrupa’nın içinde olduğuna dikkati çeken Doğanoğlu, bu duruma, "Hep Avrupa’ya açılan pencereyiz deniliyor. Hayır, Avrupa’ya açılan pencere değiliz, Avrupa’nın içindeyiz. 1949’da kurucu üye olarak Avrupa Konseyinin üyesi olmuşuz. Biz burada 80 milyonla beraber, Türkçe dilinin kullanıldığı bir Avrupa kurumunun içinde görev yapan kişileriz.” ifadelerini kullandı.

Avrupa Konseyinin bir demokrasi okulu olduğunu vurgulayan Doğanoğlu, "Burada 47 üye devletin sorunlarını, gerçekleştirdikleri güzel projeleri hep birlikte paylaşıyoruz. Bizim Türkiye’nin yerel yönetimleri olarak gerçekten sosyal hizmet anlamında, sosyal belediyecilik anlayışında çok önemli ve güzel çalışmalarımız var." dedi.

Türkiye’nin YBYK’da 2014 seçimlerinden sonra 9 Yerel Yönetimler Meclisi, 9 da Bölgesel Yönetimler Meclisi olmak üzere toplam 18 asil üyeyle temsil edildiğini söyleyen Doğanoğlu, "18 de yedek üyemiz var. Bu heyetlerin oluşmasında siyasi partilerin seçimlerde almış oldukları oy oranlarına göre dağılım yapılıyor. Şu an burada AK Parti, CHP, MHP ve HDP’den temsilciler görev yapıyor. Tabii ki aldıkları oy oranına göre." diye konuştu.

Avrupa Konseyinin 2008’de aldığı karar gereğince yüzde 30 oranında cinsiyet ayrımının gözetilmesinin gerekli olduğu bilgisini veren Doğanoğlu, "Yani ülke heyetlerinin en az yüzde otuzunun, kadın veya erkek, karşı cinsten olması gerekmektedir. Bu uygulama, kadın siyasetçilerin ülke heyetlerinde daha fazla yer almasını sağladı. Türkiye heyetinde yüzde 45 oranında kadın siyasetçi yer alıyor. Asil ve yedek 36 üyemizin içinde yüzde 45 oranında kadın siyasetçi bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.

Doğanoğlu şöyle devam etti:

"Türkiye burada 6. büyük ülke olarak, 80 milyon kişiyle temsil edilmektedir. Bu nedenle Avrupa Konseyinin iki resmi dili olan İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra, 2016’dan itibaren çalışma dili olarak Türkçe de kullanılmaya başlanmıştır. Avrupa’nın her yerinde Türkçe kullanılıyor. Avrupa ülkelerinde Türkçe konuşan seçilmişler, yöneticiler var artık. Avrupa Konseyinde de Türkçe konuşan, hem Türk hem de çok sayıda ülke vatandaşı olduğunu biliyoruz. Burada çalışan çok sayıda Türk görevli olduğunu da unutmayalım. Bu çatı altında Türkçe fısıltıların kulağımıza gelmesi bizi çok memnun ediyor."

Türkiye’nin Avrupa Konseyinin kurucu üyelerinden biri olduğunu hatırlatan Doğanoğlu, "Burası demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda prensipler belirleyen ve bu prensiplerin uygulanmasını takip eden bir kurum. 1949 yılından bu yana Türkiye burada etkin çalışmalarda bulunuyor. Bu nedenle Türkiye’de bu konuların gelişmesi ve ilerlemesi açısından bir okul olarak görebiliriz." ifadelerini kullandı.

İki dünya savaşı sonrası Avrupa kıtasının barışı ve kalkınmayı sürdürülebilir hale getirmesi açısından Avrupa Konseyi gibi bir kuruluşun vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Doğanoğlu, "Burası gerçekten çok iyi çalışan bir kurum ve Türkiye’nin burada kurucu üye olması, Türkiye’deki demokrasinin gelişmesi adına çok önemlidir. NATO nasıl küresel savunma için önemliyse, Birleşmiş Milletler nasıl dünya çapında alınan kararlar için önemliyse, Avrupa Konseyi ve kurumları da Türkiye açısından aynı öneme sahiptir." dedi.

- Almanya’nın üyeliğinde Türkiye faktörü

1949’da kurulan Avrupa Konseyinin ilk oturumunu Almanya olmadan gerçekleştirdiğini anlatan Doğanoğlu, "İlk Genel Kurul toplanıyor ve burada Almanya yok. Türk parlamenterler, 'Almanya’nın olmadığı bir Avrupa düşünülemez' diyorlar. Yani Almanya’nın Avrupa Konseyine üye olarak kabul edilmesinde Türk parlamenterlerin verdiği destek çok önemli bir yer tutmaktadır." bilgisini paylaştı.

- Kendini zamanın ihtiyaçlarına göre yenileyen kuruluş

Avrupa kıtasındaki yeni gelişmeler ve ilerlemelerin, Avrupa Konseyine de yansıdığını kaydeden Doğanoğlu, bu değişimi şu sözlerle açıkladı:

"Yerel Yönetimler Özerklik Şartı adı altında, 1988’de kabul edilen ve bugün 47 üye ülkenin de imzaladığı ve el kitabı olarak kullandığı bir şart var. 2018’de 30. yılını kutlayacağız. Ben 1996’da Yerel Yönetimler Özerklik Şartının raportörlüğünü yaptım. Burada madde madde, yerel yönetimlerin işleyişi ile ilgili çeşitli konular yer almaktadır. Bizim belediyeler birliğinin kitabında da muhakkak bu 18 madde yer almaktadır. İdari anlamda neler yapılabilir, insan hakları ile ilgili çalışmalar nedir, yani halka demokrasi açısından en yakın olan yönetim tarzının yerel yönetimler olmasından dolayı, seçilenler ve vatandaşlar birlikte nasıl uyum içinde çalışırlar bunu anlatan bir Yerel Yönetimler Özerklik Şartımız var."

- Yerel Yönetimler Demokrasi Haftası

Avrupa'da yerel yönetimlerin ağırlığının gittikçe arttığına işaret eden Doğanoğlu, bu durumun Avrupa Konseyinin çalışma modeline de yansıdığını kaydetti.

Doğanoğlu, "2007 yılında bir girişimde bulunduk. Dedik ki Yerel Yönetimler Demokrasi Haftasını kutlayalım. Çocuklarla, üniversitelerde, akademik kurumlarda, sokaktaki vatandaşla bu haftayı el ele beraber kutlayalım. Demokrasinin temel taşlarına vurgu yaparak herkese anlatmaya çalışalım. Demokrasinin kuralları ve sınırları Yerel Yönetimler Özerklik Şartında ifade edilmektedir. Türkiye buna bağlı 53 anlaşmaya taraf olarak imza atmıştır. Atık, çevre, enerji, su, suyun temizlenmesi, biyoçeşitlilik ve hava gibi konular var içeriğinde." şeklinde konuştu.

- Türk heyetinden Mulhouse’a başsağlığı ziyareti

YBYK’nın 33. Genel Kurulunda Türkiye açısından iki önemli konunun gündeme geldiğini belirten Doğanoğlu, "Birincisi sığınmacılar. Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik örnek uygulamaları bu oturumlarda da gündeme geldi. Diğer Avrupa ülkeleriyle Türkiye’nin tecrübeleri paylaşıldı. İkinci konu ise yine Türkiye’nin diğer ülkelere göre büyük ilerleme kaydettiği Roman vatandaşların entegrasyonu. Burada da örnek gösterilen çalışmalara imzamızı attığımızı söyleyebilirim." dedi.

Yılda iki kez toplanan Genel Kurula bu kez Türk Heyeti olarak anlamlı bir ziyaretle başladıklarını aktaran Doğanoğlu, "18 kişilik heyetimiz, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri, yardımcıları ve uzmanlar, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri ve yardımcıları, İçişleri Bakanlığından, Mahalli İdarelerden yetkililerle birlikte, Fransa’nın Mulhouse şehrindeki yangında hayatını kaybedenlerin ailelerini ziyaret ederek başsağlığı dileğinde bulunduk. Ertunç ve Aksu ailelerinin yakınlarına ve tabii ki orada yaşayan Türk toplumuna da heyet olarak başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinde bulunduk. Vatandaşlarımızın acılarını paylaştık." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :