Atina'da cami yapımına direnç sürüyor

Atina'da cami yapımına direnç sürüyor

Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Hüseyinoğlu:- “Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Atina, nasıl hala AB ülkeleri arasında tek camisi olmayan başkent olabilir? 1880’lerden beri devam eden bir cami talebinden bahsediyoruz. B

ANKARA (AA) - FATİH HAFIZ MEHMET - Uzmanlar, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın yaptığı Atina'da bir cami ve Müslüman mezarlığının inşa edileceği yönündeki açıklamalarına karşılık, bu ülkede cami yapımı konusunda ciddi bir direncin olduğunu, Çipras’ın olumlu yaklaşımının da bu konunun kısa sürede çözüleceği anlamına gelmediğini belirtti.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu, Atina’daki cami ihtiyacının 100 seneyi aşkın bir mesele olduğunu, 1880’lerden beri zaman zaman gündeme geldiğini belirtti. Hüseyinoğlu, burada yaşayan Müslümanların sayısının eskiden az olduğunu fakat özellikle 1990’lardan itibaren Müslüman göçmenlerin Atina’ya yerleşmesi üzerine bu sayının yarım milyonu geçtiğini ifade etti.

Hüseyinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Atina nasıl hala Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında tek camisi olmayan başkent olabilir? 1880’lerden beri devam eden bir cami talebinden bahsediyoruz. Bu insanlar daha ne kadar bekleyecek? 2006 yılında bunun kanunu çıktı, parası ayrıldı, 10 yıl geçti ama inşaat anlamında hiçbir adım atılmadı. En son projede de caminin hangardan bozma Yunan eski askeri bölgesinde bir yerde, minaresiz, 300-400 kişilik kapasitede olması planlanıyor. Bence Yunanistan bir an önce bu ağır yükten kurtulmalı.”

Hüseyinoğlu, Türkiye’nin, Katar’ın ve Suudi Arabistan’ın cami yapımıyla ilgili teklifleri olduğunu fakat Yunanistan’ın tüm bu teklifleri reddettiğini ve neden reddedildiği hakkında da tatmin edici açıklama yapılmadığını ifade etti.

Bir devletin, vatandaşlarının toplu ibadet etmesini engelleyemeyeceğini vurgulayan Hüseyinoğlu, “Yunan yetkililer ‘Biz cami yapacağız’ diyorlar. ‘Bizim nüfuz alanımızda olacak, caminin imamını, müezzinini biz belirleyip parasını da biz ödeyeceğiz’ diyorlar. Fakat sonuç olarak baktığımızda ortada hiçbir şey yok. Ben bu hususta yıllardır bir iyi niyet ve samimiyet göremiyorum.” dedi.

Hüseyinoğlu, Atina’da faaliyete geçecek bir caminin, Yunanistan’ın başkentinde yaşayan yüzbinlerce Müslüman'ın entegre olması için önemli bir basamak teşkil edeceğini vurguladı.

- “Müslüman mezarlığı olmadığı için, öldüğünüzde gömülecek bir yeriniz dahi yok”

Mezarlık eksikliği konusunun genelde Atina’da cami meselesinin gölgesinde kaldığına dikkati çeken Hüseyinoğlu, bu konuda Atina’daki Müslümanlarla devlet yetkilileri arasında verimli bir diyalogun olmadığını belirtti.

Mezarlık eksikliği konusunun da çok önemli bir sorun olduğunun altını çizen Hüseyinoğlu, “Mezarlık olmadığı için öldüğünüzde gömülecek bir yeriniz dahi yok. Bazıları geldikleri memleketlerine geri götürülürken şu an Atina’da ölen Müslümanların çok büyük bir kısmı Batı Trakya’ya götürülüp orada defnediliyor. Ölü bedenler binbir zorluk ve masrafla 800 kilometre öteye götürülmek zorunda kalınıyor.” diye konuştu.

Dini alanda on yıllardır yaşanan temel hak ihlallerinin Atina’daki birlikte yaşamı olumsuz etkilediğini söyleyen Hüseyinoğlu, bunun göçmenlerin gettolaşması ve ötekileştirilmesinde oldukça etkili olduğunu ifade etti. Hüseyinoğlu, yıllardır orada yaşamasına rağmen kendisine vatandaşlık verilmeyen ve bu yönde temel haklardan mahrum çok sayıda Müslümanın olduğunu kaydetti.

Hüseyinoğlu, Yunanistan’da önemli bir Müslüman nüfusa sahip Selanik’in genelde göz ardı edildiği, orada da ibadete açık herhangi bir cami ve mezarlığın olmadığını belirtti.

- “Atina’daki cami tamamen devletin kontrolünde olacak”

Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu araştırmacısı Dr. Sebahattin Abdurrahman, Yunan devleti tarafından Atina’da yapımı planlanan camiyle ilgili meclisten geçen yasanın, minaresi ve kültür merkezi olmayan 350 kişilik bir cami yapılmasını içerdiğini anlattı. Abdurrahman, yüz binlerce Müslüman’ın yaşadığı Atina için bunun çok yetersiz olduğunu vurguladı.

Atina’da yapımı planlanan caminin yönetiminden 7 kişilik bir komitenin sorumlu olacağını dile getiren Abdurrahman, onların da sadece ikisinin Müslüman, beşinin devlet memuru olacağı bilgisini verdi. Abdurrahman, “Bu durumu diğer Avrupa ülkeleriyle mesela İngiltere ile kıyasladığımızda çok büyük bir fark olduğu anlaşılıyor. Çünkü İngiltere’de camiler kendi imamlarını kendileri tayin edebiliyor, izin alıp cami inşa edebiliyor. Atina’daki cami ise tamamen devletin kontrolünde olacak.” dedi.

Camiyle ilgili defalarca yapılan ihalelerde katılımcı olmaması nedeniyle ihalenin konsorsiyum ile dört firmaya verildiğini, en son da Çevre Bakanlığına devredildiğini ifade eden Abdurrahman, “Bütün bunlar cami yapımı konusunda ciddi bir direncin olduğunu gösteriyor. Başbakan Çipras'ın olumlu yaklaşması da bu konunun kısa sürede çözüleceği anlamına gelmiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Abdurrahman, cami yapımı öncesinde engeller çıktığı gibi inşaat aşamasında da değişik engeller çıkacağına dikkati çekerek koalisyon ortağının aşırı sağcı Bağımsız Yunanlılar partisi olmasını, Başbakan Çipras’ı kısıtlayan faktör olarak nitelendirdi.

Atina’daki Müslümanların yer altındaki çoğu kötü şartlarda olan 120 civarında mescidi olduğunu hatırlatan Abdurrahman, bunların yalnızca üçünün resmileştirildiğini, diğerlerinin ise gayriresmi olarak faaliyet gösterdiğini söyledi.

Abdurrahman, bütün bu engellemelerin sebeplerinin ise Yunanistan’ın ulus devlet olarak kurulmasına kadar dayandığını belirtti. Yunanistan’daki Ortodoks Kilisesi'nin farklı oluşumları kabul etmediğine işaret eden Abdurrahman, sadece Müslümanlara karşı değil, diğer Hristiyanlara da zorluklar çıkarıldığını söyleyerek “Yunanistan teokratik bir devlettir, Kilise'nin önemli bir yeri vardır. Kilise'nin varlığı Yunanistan devletinin varlığıyla özdeş gibidir.” ifadelerini kullandı.

- “Türkiye’nin olası etkisinden korkuluyor”

Abdurrahman, “Atina'da açılacak cami ve etrafında birikecek insanlardan ve bu insanlara zamanla Türkiye’nin etki etmesinden korkuluyor. Türkiye’nin dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanların ihtiyaçlarına kayıtsız kalmadığı gibi, Atina’daki Müslümanların da özellikle dini ihtiyaçlarına kayıtsız kalmayacağı endişesi var.” dedi.

Türkiye’nin zaten şu an Atina’daki Müslümanların sorunlarıyla ilgili ciddi önerileri olduğunun altını çizen Abdurrahman, “Bu arada Batı Trakya’daki Müslümanlar ile Atina’daki Müslümanlar arasında şu anda önemli bir bağlantı yok. İkisi arasında güçlü bir bağ kurulması endişesi de var.” görüşünü dile getirdi. Abdurrahman, tüm bu faktörlerin cami projesinin geciktirilmesine ve olabildiğince ağırdan alınmasına yol açtığını kaydetti.

Başbakan Aleksis Çipras, 22 Haziran'da Strazburg'da yaptığı konuşmada, azınlıkların haklarını geliştirmek için bir dizi plan ortaya koyacaklarını ve Atina'da bir cami ve Müslüman mezarlığının inşa edileceğini açıklamıştı.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :