Serpil Yalçınkaya

Serpil Yalçınkaya

Aşkın kanatları

Okurken, başka başka yerlere götürüldüğünü hissediyor insan,

Etkileyici ve farklı bir üslupla, ben de şahidim yeryüzünün ve ilk insanın yaratılmasına, diyor sanki.

Yeni, oldukça farklı ve genç bir kalem, Sahura Yağmur Arıcan

Aşkın Kanatları adını verdiği kitabı,

“Ben Adem.

İlk insan.

Bir emanet yüklendi omuzlarıma…” diyen Hz. Adem’in cümleleriyle başlayıp ilk sayfasından itibaren sizi yeniden yaratılma sürecine dahil ediyor.

“Yaratan ki yarattığı her şeyin hakkını verendi.O’nun kulluğa ihtiyacı yoktu ama kulluğun Rabbine ihtiyacı vardı.”

 Hz. Adem’in dilinden okuyorsunuz ilk yaşanılanları, Aşkın Kanatlarında…

Kitap 17 bölümden oluşturulmuş.

Ayetlerden de faydalanarak cenneti tasvir ediyor bir sonraki bölümde Sahura Yağmur Arıcan…

Ve aşk…

Irmaklar kurusaydı deniz olmazdı, Eğer aşk muteber olmasaydı seni senden daha iyi bilen, Âdem ve Havva’yı yaratmazdı.” Diyen Şems misali aşkın rehberliğinde Adem’in yolculuğuna, mücadelesine katıyor sizi.

Önce unutup hata işliyor Adem, sonra ceza alıyor , lakin iblis gibi büyüklenmeden, hatasını anlamış olarak ümide, vefaya , aşka sarılıyor …

Fuzuli’nin Leyla ve Mecnun’unda nasıl ki, dünyevi aşkın basamak olduğu ve onun üzerinden, maddeden ayrılıp tamamen ruha ait olan ilahi aşka ulaşma anlatılıyorsa,  

Sadi Şirazi, “Aşka uçma kanatların yanar” derken

Hz. Mevlana, “Aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar?” Diyorsa ve Yunus
“Aşka vardıktan sonra kanadı kim arar?” Diyorsa şayet...

Aşk belki de hiç eskimeyen, hiç arka planda kalmayan ve her düşünürün kendi dilinden, kendi sesinden , kendi üslubundan içindeki aşkı farklı bir şekilde durmadan, yorulmadan anlatması söz konusu.

Sahura Yağmur Arıcan da aşkı bu  naif, en zarif noktasından  ele alıyor ve her yerde ve şeyde aşkın ilk insandan bu yana ademoğullarını nasıl da etkilediğini anlatıyor  Aşkın Kanatları’nda.

O, gönlündeki aşk ateşi sayesinde ilk andan itibaren hasmı olan iblisin O’nu yes’e atıp elini kolunu bağlamasına, ümitsizlik çukuruna düşmesine engel oluyor ve iblisin tam tersine hareket ederek  maşukunun kapısından ayrılmayı asla düşünmüyor. Bu da Adem’i Hz. Adem yapıyor ve meleklerden üstün konumuna getiriyor.

Sahura Yağmur Arıcan tüm bu süreci oldukça etkileyici şiirsel bir anlatımla dile getiriyor Aşkın Kanatları’nda.

Oldukça yoğun duygularla yazılmış bir kitap hissi uyandırıyor…

Hz. Adem’e bu zorlu yolu,

 “Yaşadığım müddetçe her an siyah ve beyaz arasındaki mücadelede irademle verecektim bu sınavı. İradem seçilmişliğim, cennet ve cehennemin tam ortasındaki sıratım, ateşim, suyum, hür seçimim, özgürlüğüm; iradem siyahla beyaz arasındaki esaretim; iradem en ağır emanetim ve iradem insanlığımın sınavıydı benim.”şeklinde anlattırıyor.

Bölüm sonlarında ” satırarası” isimli kısım güzel olmuş, ayrıntılar gözünüzden kaçmamış oluyor.

 Ve Hz. Havva

Hediyemdin, konuşamadıklarım, suskunluklarımdın.

……….

Sen geldin ve bildim artık, sular da yanarmış Havva….”

Sonra Allah, Adem’e hitap etti: “Ey Adem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”(Araf,19)

Uyku kadar gerçektim, düş kadar yalan…

İblis….Önce içlerine merak tohumunu ekti ve günlerce bekleyip bu tohumun yeşermesini seyretti….

Merak, onlar için dörtnala koşan, dizgini ellerinden kayıp giden huysuz bir at gibiydi şimdi…

Ve pişmanlık sonrası yakarışlar…

Belki bizim dile dökmeyi beceremediğimiz yakarışları dökmüş satırlarına Sahura Yağmur Arıcan

 “Allah’ım…

Merhametine sığınıyorum. Kendimden ve her şeyden sana sığınıyorum. Allah’ım sevgisizliğe terk etme beni. Bana bir yol göster…

Gönül aynam kirlendi, bir daha nasıl temizlenir sen bizi affetmezsen?

Ey suyun Rabbi, Ey ateşi Rabbi, ey toprağın, havanın ve her şeyin Rabbi…

Ey benim Rabbim, ey her şeyim. Masumiyeti bozdum, sözümü unuttum, kirlendim biliyorum. Varsın, birsin, teksin, eşin ve benzerin yok Sen’in. Sen ne kadar kusursuzsan ben o kadar kusurluyum. Büyüklük Sen’in şanındandır. Yüce merhametine ve affına sığınıyorum.”

İnsan önce kaybetmeli belki de bulduğunda değerini anlaması için kaybolanların…

 “Özgürlüğün adı anılmazdı esaret olmasa. Bulmak ne işe yarardı kaybolmayı bilmeyenin. Isınmanın yüzü gülmezdi üşümek olmasa…

Sabır doğabilir miydi çile olmasa?..”

Yaptıklarıyla yetinmemiş iblisin hiç bitmeyen telkinleri, Adem’e sağdan soldan,  her  şekilde kandırma çabalarına şahit oluyor, Hz. Adem ile pişmanlığın en derinini hissedebiliyorsunuz Aşkın Kanatları’nda…

Hiçbir sözü giydiremiyordum bu acıya.Ummandan ayrı düşmüş, bir yudum suda boğuluyordum…

Yıkılan surları nasıl örecektim yeniden…

Hayır, rüzgar değildi, içimin ayazıydı beni üşüten…

 “Bir güneş köklerime sarılsa yeniden çiçeklenir mi dualarım. Bir yağmur getir Mikail yalnızlığım kadar yağsın üstüme. Bu gece bitsin artık, adımı sayıklamasın karanlıklar. Benim yolum senin rızan Allah’ım. Bana yollarımı aç. Yol yoksa eğer, han da yoktur yolcu da…”

Ve Kainat…

Su, toprak, kelebek, su, yağmur, vefa, umut, dağ….tüm kainat ve manevi duygular seferber oluyor Hz. Adem’in yolculuğunda…

Hz. Adem ile Havva’nın yaratılma süreci üzerine yazılmış olsa da Aşkın Kanatları; Adem’in yaratılmasına benzetiliyor aslında insanın doğumu. Dünyaya gelişiyle başlayan hayat sürecini, arayışlarını, sınavını, kimi zaman çaresizliğini, kimi zaman inançlarını ve özlemlerini ama en çok da Rabbiyle olan ilişkisini anlatması üzerine kurgulanmış.

Yalnızlık , kaybettiklerimizi arayışımızın adıdır…

“Yorulmadan dağların zirvesine ulaşamaz, susamadan bu çölleri aşamazsın.”

“Ya ilahi! …izzetine ve yüceliğine sığınıyorum. Kim tanır beni senin tanıdığın kadar…Bana sığdırdığın alemleri sahipsiz bırakma Allah’ım…Beni sensiz bırakma Allah’ım…”

Varlığını okuyabildiğinde sonsuzluğu bulursun, sonsuzluğu bulduğunda ise –Bir- olanı…

Ve son bölüm Arafat dağı….

Susuzluktan kuruyan, bakımsızlıktan ayrık otlarının sardığı bir bahçeyi andıran kalplere bir af gelmeliydi. Bahçe suya kavuşmalı, ayrık otlarından temizlenmeliydi. Güllere yer açabilmeliydi orada…

Tevbe, pişmanlıkların gözyaşlarıyla birleşerek Rabb’e sunulmasının adıydı…”

İkinci kitabının yakın zamanda çıkacağını öğrendiğim Sahura Yağmur Arıcan’ı tebrik ediyor, gayretlerinin devamını diliyorum.

Tevbeleri kabul edilenlerden olabilmek umudu ile…

Selametle, ihsanla kalınız…

     Kitap ve Yazar Hakkında Bilgiler

Yayın Tarihi: 2013

Yayınevi: Book Case Yayınevi

Baskı Sayısı: 1.Baskı

Sayfa Sayısı: 195

Temin Adresi:  Alperen Kitabevi-Rampalı Çarşı, KONYA

Yazar Hakkında:  Beyşehir, Konya doğumlu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu. Türk Kütüphaneciler Derneği Konya Şubesi yönetim kurulu başkanı.

Kitap ve Yazar Hakkında Bilgiler

Yayın Tarihi: 2013

Yayınevi: Book Case Yayınevi

Baskı Sayısı: 1.Baskı

Sayfa Sayısı: 195

Temin Adresi:  Alperen Kitabevi-Rampalı Çarşı, KONYA

Yazar Hakkında:  Beyşehir, Konya doğumlu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu. Türk Kütüphaneciler Derneği Konya Şubesi yönetim kurulu başkanı.

5880.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.