"Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"

"Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: (1)- "Eğer Amerika ve Rusya vekalet savaşından vazgeçmezse bir müddet sonra vekaletleri üzerinden savaşmayı bırakıp kendileri savaşa tutuşurlar. Bu tehlikeli bir yoldur. Sadece bölge barışını bertaraf eden bir yol

İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Amerika ve Rusya'nın Suriye'de vekalet savaşı yürüttüğünü belirterek, "Eğer Amerika ve Rusya vekalet savaşından vazgeçmezse bir müddet sonra vekaletleri üzerinden savaşmayı bırakıp kendileri savaşa tutuşurlar. Bu tehlikeli bir yoldur. Sadece bölge barışını bertaraf eden bir yol değil dünyada büyük bir savaşın da kapısını aralayan da bir durumdur." dedi.

Kurtulmuş, "Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması"nda katılımcıların soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanılığı Hükümet Sistemiyle ilgili sorular üzerine Kurtulmuş, Meclis'in yani parlamentonun yasama organı olarak yürütmeden ayrılmasının Türkiye demokrasisi için önemli bir adım olduğunu ifade ederek, kimin elinde çoğunluk varsa ve kim hükümetse, onlardan gelen yasaların parlamentodan geçtiğini söyledi.

Kurtulmuş, Parlamentonun büyük oranda hükümetin gösterdiği istikamette hareket eden bir mekanizma haline geldiğini, bunların ayrılması gerektiğini dile getirerek, yasamanın kendi işini yapması, cumhurbaşkanının ve hükümetin icraatlarının kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.

Geçmiş dönemlerde yasama ve yürütme arasında gerilim ortaya çıktığında, maalesef bu kördüğümün askerler tarafından çözüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, "Askerler darbe yaptılar. 1980 öncesi 130-140 tur cumhurbaşkanı seçimi için parlamento oylama yaptı, tam kilitlenme hali oldu. Siyaset çözüm üretemeyince asker 'Çekilin bakalım, biz çözüm üretiriz.' dedi, darbe yaptı. Şimdi eğer parlamento ile başkan arasında uyuşmazlık ortaya çıkarsa ya başkan ya da parlamento seçimi yenilemeyi isteyebilir. Diyelim ki başkan 'tekrar seçime gidelim' dedi. Bir başkan için en fazla 2 kere seçilme imkanı var. Kendi görevi bitmeden öne almış olur, seçime gider." diye konuştu.

Bu mekanizmanın darbeleri de önleyen bir garanti olduğunu, Silahlı Kuvvetleri hiçbir şekilde siyasetin içine sokmadığını belirten Kurtulmuş, yeni sistemin daha fazla iş birliği ve uyumu temin eden bir mekanizma olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, uyuşulmaması halinde de seçime gidilebileceğini belirterek. "Millet nasıl karar veriyorsa herkes ona da uymak zorundadır. Hiç endişe etmeyin böyle bir uyuşmazlık olması halinde bunun nasıl çözüleceği mekanizması yeni anayasaya konulmuştur." ifadelerini kullandı.


- Suriye sorunu

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Suriye'nin ne yazık ki emperyalizmin yeni bir oyun tahtası olduğunu dile getirerek, neredeyse dünyanın bütün ordularının Suriye'de bulunduğunu, milyonlarca Suriyeli ölürken 10 milyona yakının da mülteci haline geldiğini anlattı.

Bunu çözmek için bölge ülkelerinin dayanışma içerisinde, taraf tutmadan Suriye halkının demokrasisinin önünü açması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bölgeye dışarıdan gelen güçler eğer bölge halkları üzerinde hesap yapmayı bırakırlarsa Suriye sorunu başta olmak üzere bütün sorunların daha rahat çözüleceğine inananlardanım." dedi.

Kurtulmuş, şimdi ise vekalet savaşının yaşandığını, yani bölgedeki kendi menfaatlerini artırmak için silahlı gruplara silah vererek güç elde edilmeye çalışıldığını, bunun doğru bir yol olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Eğer Amerika ve Rusya vekalet savaşından vazgeçmezse bir müddet sonra vekaletleri üzerinden savaşmayı bırakıp kendileri savaşa tutuşurlar. Bu tehlikeli bir yoldur. Sadece bölge barışını bertaraf eden bir yol değil dünyada büyük bir savaşın da kapısını aralayan da bir durumdur. 1-2 ay evvel Amerika ve Rusya neredeyse uçak krizi dolayısıyla çatışma noktasına geldi. Suriye, Suriye halkınındır. Uluslararası camia Suriye'deki bütün tarafların işin içerisine katıldığı, demokratik bir siyasi süreci başlatmak mecburiyetindedir. Suriye'deki savaşa bir şekilde müdahil olan üç ülke bir araya geldik, Astana sürecini başlattık. Rusya, Türkiye ve İran. Astana süreci, Cenevre sürecine bir alternatif değildir. Cenevre sürecine yardımcı bir süreçtir."


- "Barışın sağlanması kolay değil"

Astana sürecinde bir araya gelen ilgili tarafların yeni bir Suriye anayasası oluşturulması için çalışma kararı aldığını dile getiren Kurtulmuş, bu sürecin takip edileceğini, çatışmasızlık bölgeleri başta olmak üzere Rusya ve İran ile konuşulan konuların gerçekleşmesi için özverili bir çalışma sürdüreceklerini vurguladı.

Bakan Kurtulmuş, bunun zor bir süreç olduğunu, barışın sağlanmasının kolay olmadığını belirterek, oradaki emperyalist emelleri olanların ellerinin bir şekilde Suriye'den çekilmesi, bölge halkının ortak bir çözüm noktasında yoğunlaşarak Suriye'deki ilgili bütün tarafların karşılıklı müzakereyle çözüm sürecine katkıda bulunması gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin Suriye krizi konusundaki tavrının belli olduğunu belirten Kurtulmuş, "Biz başından itibaren rejimin eli kanlı saldırısının tamamının karşısında ve Suriye halkının mücadelesinin destekler bir ülke olduk. Biz Suriye'nin kimin yöneteceğini karar verecek konumda olmadığımızı biliyoruz ama hiç kimsenin Suriye halkına da istemediği bir barışı dikte etmeye hakkı yoktur." ifadelerini kullandı.

Suriye'yi kimin yöneteceğine Suriye halkının karar vermesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Uluslararası camia olarak biz Suriye'de demokratik süreçlerin önünü açıyoruz. Herhalde bu kadar uzun bir süre halkına kan kusturan, kimyevi silahlarla saldıran o canım büyük medeniyetimizin beşiği olan Şam, Hama, Humus, Halep gibi şehirleri yerle bir eden bir rejimin ve o rejimin yöneticilerine Suriye halkı 'devam et' demeyecektir. Dolayısıyla Suriye'de adil bir barış süreci başlatılır, halkın fikirlerinin bir şekilde yönetime yansımasının garanti edileceği demokratik bir süreç oluşturulabilirse ki bunun çok zor olduğunu biliyorum. O zaman Suriye'de zaten Suriye halkı mevcut Esad rejiminin devamını istemeyecek kendisine uygun yeni bir rejimin bir şekilde kurulmasını tercih edecektir. Bizim tercihimiz özgür bir şekilde Suriye halkının verdiği bir karar yönünde ve istikametinde olacaktır. Ama Suriye halkına dayatılan hiçbir çözümün çözüm olmayacağını ve Türkiye tarafından kabul edilmeyeceğini ifade etmek istiyorum."

Kurtulmuş, siyasetin gereklerinin çok hızlı değiştiği bir coğrafyada bulunduklarını anlatarak, bu coğrafyada bir haftada değişen süreçlerin Avrupa'da bile 5 yılda değişmediğini aktardı.

Çok dinamik bir süreçten geçtiklerini belirten Kurtulmuş, "Burada ülkeler arasında büyük bir mücadele var. ABD ve Çin arasında mesela önce vekalet savaşları vardı. Bu gerilim ticaret savaşına dündü. Önümüzdeki on yıllarda ABD ile Çin arasında bir büyük ticaret savaşına şahit olacağımız anlaşılıyor. Aynı şekilde Avrupa ile ABD arasında gerilim, Amerika ile Rusya arasında gerilim var ve bu gerilim, öyle görünüyor ki önümüzdeki süreçte devam edecek. " dedi.

Dünya ülkelerinin güçlerini bu coğrafyada denediğine dikkati çeken Kurtulmuş, bunun Fas'tan Endonezya'ya kadarki geniş İslam coğrafyası ve özellikle de Orta Doğu coğrafyası olduğunu söyledi.


- "Dış politikada belirleyici faktör milli çıkarlar"

Bakan Kurtulmuş, buna karşı uyanık olmak mecburiyetinde ve halkların çıkarlarını, halkların kaderlerinin ortak olduğunu unutmamak durumunda olduklarını, bu yeni siyasi bilinç dalgasını geliştirmek gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin ABD ile 1950'lerin başından itibaren NATO çerçevesinde yakın ilişkilerinin bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ama bu çizgi tek bir çizgi şeklinde gelişmedi, inişli çıkışlı oldu. Bazen çok iyi bazen de çok kötü oldu. Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri de aynı şekilde bir çizgi olarak gelişmedi. Bazen iyi olduk, bazen gergin olduk. Daha 2,5 sene önce Rus uçağının düşmesi sebebiyle aramızdaki ilişki, son derece gergin bir noktaya geldi. Bugün turizm başta olmak üzere enerji başta olmak üzere birçok alanda iş birliği yapıyoruz."

Ülkelerin dış politikalarında belirleyici olan bir numaralı faktörün "milli çıkarlar" olduğuna vurgu yapan Kurulmuş, şunları söyledi:

"Bizimle bu bölgede var olan bölge dışı ülkelerin arasında bölge politikalarına ilişkin milli çıkarlarda temel bir farklılık vardır. O da bizim milli çıkarımız bölge halklarının birliğinden, beraberliğinden ve bütünleşmesinden geçiyor. Bazı ülkelerin kendi ulusal çıkarları ise bölge halklarının daha fazla bölünmesinden, parçalanmasından ve dağılmasından geçiyor. Bu ana bakış açısındaki farklılığı hiç unutmayacağız. Ona göre biz bu milli çıkarımızı, yani birlik bütünlük, beraberlik, istikrar ve iş birliği noktasındaki çıkarlarımızı en yüksek noktaya çekmeye gayret ereceğiz. "

Kurtulmuş, bunun için bölgedeki gerilimleri karşılıklı rızayla, müzakereyle çözme yolunu denemeye gayret edeceklerini, halklar arasında geçmişten gelen müşterek noktaları daha fazla artıracaklarını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, devletler arasındaki ilişkileri halklar arasındaki ilişki olduğunu bilerek, bölge halkları arasındaki ilişkilerin, bütün alanlarda daha yakın olması için mücadele edeceklerini aktardı.

Türkiye'den çok sayıda kurum ve kuruluşun Arakan'daki mültecilerin sorunlarını gidermek için canla başla çalıştığını, Türkiye ile Arakan halkı arasında bir gönül bağının bulunduğunu kaydetti.

(Sürecek)




AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :