Antalya'da su krizi derinleşiyor
Antalya’da iklim değişikliğiyle birlikte yağış rejimi değişiyor, yer altı suyu seviyeleri tehlikeli şekilde düşüyor. Tarımda vahşi sulama ve turizmde yüksek su tüketimi kaynakları zorlarken, kaçak sondajlar büyük tehdit oluşturuyor.
Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden Doç. Dr. Ethem Karadirek, Antalya’da iklim değişikliğinin etkisiyle yağış rejiminin değiştiğini ve yer altı suyu seviyelerinde ciddi düşüşler yaşandığını belirtti. Karadirek, özellikle yaz aylarında azalmakta olan yağışların toprakta tutulmadığını ve bu durumun kuraklığı tetiklediğini vurguladı.
Elmalı ve Korkuteli’de Kritik Su Sıkıntısı
Karadirek, kent genelinde en büyük su sorunlarının Elmalı ve Korkuteli ilçelerinde yaşandığını ifade ederek, bu bölgelerde hem meteorolojik hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığın etkili olduğunu söyledi. Yüksek su tüketen ürünlerin bu bölgelerde ekilmesinin durumu daha da ağırlaştırdığına dikkat çekti.

Tarımda Su Tüketiminin Yüzde 70’i Vahşi Sulama ile Harcanıyor
Antalya’da kullanılan suyun büyük çoğunluğunun tarımsal sulamada tüketildiğine dikkat çeken Karadirek, açık kanal sulama sistemlerinin yaygınlığı nedeniyle su kayıplarının çok yüksek olduğunu ifade etti. Devlet teşvikleriyle kapalı sistemlere geçişin başladığını ancak yeterli olmadığını belirten Karadirek, “Vahşi sulama, buharlaşma ve sızıntılarla ciddi su kayıplarına yol açıyor, kapalı boru sistemleri ve basınçlı sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı” dedi.
Ürün Seçimi Su Kaynaklarına Göre Yeniden Planlanmalı
Karadirek, su kaynaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde pamuk ve muz gibi yüksek su tüketen ürünlerin ekilmemesi gerektiğini belirtti. “Yağışla karşılanamayan su ihtiyacının yer altı ve yüzey suyu ile karşılanması sürdürülebilir değil” uyarısında bulundu.

Turizmde Yatak Başına Günlük Bin Litreden Fazla Su Tüketiliyor
Turizm sektörünün de su tüketiminde büyük paya sahip olduğuna dikkat çeken Karadirek, 5 yıldızlı otellerde yatak başına günlük bin litreden fazla su tüketildiğini belirtti. “Kısıtlı kaynak verimsiz kullanıldıkça başka su kaynakları aramak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Kaçak Kuyular Geleceğe Atılmış Birer Dinamit
Antalya’daki en büyük tehditlerden birinin ise izinsiz açılan yer altı suyu kuyuları olduğuna vurgu yapan Karadirek, “Kaçak kuyular su kaynakları üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Bunlar geleceğimize atılmış birer dinamit” dedi. Kamu kurumlarının bu konuda hassasiyet gösterdiğini ancak kaçak kuyuların sayısının artmaya devam ettiğini belirtti.

İklim Değişikliği ile Uyum Zorunluluk Haline Geldi
Karadirek, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum kavramlarını ayırarak, “Mücadele küresel, uyum yerel bir sorumluluktur. Antalya olarak su verimliliği, altyapı yönetimi ve ürün deseninin su potansiyeline göre belirlenmesi konularında ciddi adımlar atmalıyız” dedi.
Aksiyon Zamanı Geldi
Doğu Akdeniz Havzası’nın iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri olduğunu söyleyen Karadirek, önümüzdeki 10 yılda dramatik değişiklikler olmasa da su kaynakları üzerindeki baskının artacağını vurguladı. “Nüfus artışı, yapılaşma ve azalan yağış rejimi birlikte değerlendirildiğinde, artık aksiyon alma zamanı. Kamu kurumlarının bilinci yükseldi, sıra uygulamada” ifadelerini kullandı.
Kaynak: