M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Annemin duasını aldım

Mola hakkımı kullandım…

Ama öyle güneş, deniz, kumsal üçgeninden oluşan bir tatil beldesinde almadım soluğu…

Ne çok birikmiş işim varmış; hatta annem uzun zamandır hastaymış da haberim olmamış… Nasıl habercilikse…

Gazeteci arkadaşlarla Kıbrıs seyahatimizin ardından verdiğim arada biriken işlerle uğraştım…

Bu arada annemin duasını da aldım, çok şükür.

TÜVTURK SIRASINDA

Emniyet Müdürü Hüseyin Namal’ın trafik konusundaki hassasiyeti basına hayli yansıdı…

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in makam arabasına -bile- trafik cezası kesilmişti malumunuz. Ben de ‘ceza yemeden şu işi bir çözeyim; aracın muayenesini tamamlayayım’ diye TÜVTURK’un muayene istasyonunda aldım soluğu…

‘Soluğu aldım’ derken sigortacı dostum İbrahim Can’ın da yönlendirmeleriyle internetten aldığım randevu saatinde orada oldum.

Size de tavsiyem özellikle bu aylarda randevulu sistemi denemeniz.

Tam da verilen saatler arasında aracınız muayeneden geçiyor ve boş yere vakit kaybetmiyorsunuz. Bu sistem çok iyi olmuş. Yalnız, randevulu geldiği halde sıkıntılı olan vatandaşlar da vardı sırada… Dükkânını kapatıp gelenler, 1 saat de olsa beklemekten dert yanıyorlardı.

Tabi vatandaş çözüm üretmekte de mahir.

Koskoca Konya için 6 adet ayrı muayene girişinin olması az, nasıl ki Ereğli’de, Akşehir’de, diğer ilçelerde ayrı ayrı istasyonlar varsa Selçuklu, Meram, Karatay ilçelerinde de ayrı birer istasyon olması gerektiğinde hem fikirdi vatandaşlar.

Bir de şöyle bir fikir çıktı:

Araçların muayeneden geçtiği tarih ve bir sonraki muayene zamanı belirleniyor. Bir araç bir sonraki muayene zamanında otomatikman randevu almış olsa…

Yani bugün muayene olan araçlar, sınıflarına göre 1 ya da 2 yıl sonra bu tarihte otomatik olarak randevulu sayılsa…

İşte ‘bu millet düşünmez’ diyenlere vatandaştan parlak bir fikir. Detayları da işlendikten sonra ne güzel olur.

İZCİLER BENİ ÜZDÜ

Araç hazır muayeneden geçmişken bir uzun yol yapayım, dibimizde Beyşehir Gölü dururken sahil kenarlarına ne gerek var, diyerek düştüm yola…

Beyşehir Gençlik ve İzcilik Eğitim Tesisi’nin bulunduğu yerin yan tarafında göle nazır bir ağaç dibi bulup göle oltamızı da saldık pek tabi…

İzcilerin beni niye üzdüğünü de söyleyeyim…

Güzel bir yer seçilmiş kamp için, ama işte bu güzelliğin hakkını vermek lazım.

İzci türesi bir on madde var. Bu 10 maddenin 6.’sı: ‘İzci, bitki ve hayvanları sever ve korur’. Bir de izcilerin sloganı var, ‘Her gün bir iyilik yap’ diye.

Bunları bilip de uygulamasını görmemek beni ziyadesiyle üzdü.

İzci kampının hemen dibindeki yerlerin çöplerle çevrili olması, burada kampa giren izcilerin hiç mi dikkatini çekmiyor, bitki ve hayvanları sevmesi ve koruması gereken izciler çevrelerine neden duyarsız kalmışlar, bunu anlamak güç.

Konya İl İzci Kurulu Başkanı Mustafa Parlatan’ın bu konuya el atması en büyük dileğim.

SPOR ALANLARINDA PİKNİK YAPILMASA

Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın İstanbul yolu üzerindeki Sancak Mahallesi’ne 46 bin metrekarelik alana park inşa edeceğini açıklaması, bu arada dikkatimi çeken bir meseleyi hatırlattı.

Belediyenin Sille’ye giderken Erenköy çizgisinde yürüyüş yolu yaptığı bir alan var. Ağaçlarla bezenmiş, spor aletleri de yerleştirilmiş bu alanda piknik yapanları gördükçe şaşırıyorum.

Düşünsenize, adam spor yapmak için geliyor ama mangaldaki etlerin kokusu hayli tahrik edici!

Belediye yetkililerine seslenip, spor alanı olarak düzenlenmiş yerlerde piknik yapılmasını, mangal yakılmasını yasaklamalarını istemek kolay olanı.

Zor olanı ise, mangalındaki külü bile spor yapmak için orada bulunanların yoluna serpen vatandaşların bu işten kendiliğinden vazgeçmesi.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum