Andıç yine gündemde…

Zaman zaman bazı araştırmalar yapılır. En sık rastlanan isim, yer adları gibi. Bunlara bakarak değerlendirmeler yapılır, tartışılır. Son günlerde en sık kullanılan kelime anketi yapılsa her kesin ortak kanaati andıç kelimesinin ayın hatta yılın en sık kullanılan kelimesi olduğu sonucu çıkacaktır.

Özellikle havadan nem yapan bir toplum olarak bizde bu tartışmalar uzar gider. Gazeteciler fişlenmiş de, bu fişlenmeye bağlı olarak puanlamalar yapılmışta falan falan. Gazeteleri ve gazetecileri fişlemeyen var mı? Siz bile tezgâhtan gazete alırken bu benden bu değil diye ayırmıyor musunuz? . O zaman bunu başkaları yapınca neden feryat edeceksiniz ki.

Bu sefer tartışmanın manası biraz değişik. Çünkü siyasetle ilişkilendirilmiş, hatta cumhurbaşkanlığı seçimiyle de ilişkisi var. Birileri dışarıda orduyu hem devre dışı bırakmak, hem de kendini tek aday olarak gören Erdoğan’a mesaj vermek istiyor.

Financal Times öncelikle Başbakana mesaj veriyor. Başbakan olarak kal. Küresel güç ve sermaye, tüm desteği vermesine rağmen Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyor. Yerinde kal orada daha faydalı olursun diyor. Üstelik Cumhurbaşkanlığı gibi siyasetçiye göre pasif sayılabilecek bir görev. Her gün Tvlerde konuşmak, halka hitap etmek dururken, Çankaya’da ne yapacaksın.

Ordunun andıç olayı ile töhmet altında bırakılmasına gelince: İşte asıl olay burada. Bir taşla iki kuş vurmak amacındalar. Hem orduyu pasifize edecekler hem de ordu içinden birinin adaylığını destekleyerek onun gönlünü alacaklar. Aday mı?. Hilmi Paşa hazır ya. Eski yazılarımdan birinde de bahsetmiştim. Başbakan ile Genel Kurmayın arasını açan bu sorun diye. Erdoğan, Hilmi Özkök Paşayı milletvekili yapıp orduyu Savunma Bakanlığına bağlamayı hayal ederken, birileri Paşanın Cumhurbaşkanı olmasının daha yakışan bir davranış olduğunu söyleyerek oyunu bozmuştu. Şimdi son perdenin oynanma zamanı geldi. İkinci taş Orgenaral Yaşar Büyükanıt’a, 16 Mart’ta Harp Akademileri’ndeki konuşmasında “Teröristler arasında TBMM ile irtibatı devam edenler var” sözleri Meclis’te yankı yarattığı günlerde zirveye çıkıyor. Org. Büyükanıt, bu konuşmasının son bölümünde, “TSK var oldukça, ülkeyi bölme ve çağın gerisine sürükleme hayalleri kuran birtakım zavallıların heveslerinin kursaklarında kalacağına” vurgu yapıyor. Genelkurmay Başkanı, Anayasa ve yasaları iyi bildiklerini, bunların kendilerine hatırlatılmasına gerek olmadığını belirttikten sonra, hiç kimsenin TSK’yı kapıkulu askeri olarak görmesini de istemediklerini vurgulayarak, TSK’nın anayasal bir kurum olarak zamanı geldiğinde görevini yapmak zorunda olduğunun altını çiziyor. İşte yıpratılmak için yeterli bir sebep daha.

İşte Utah’tan sızan bu andıç anlaşılan iki kuşu birden vuruyor. Olay ciddi, hesap ince. Askeri Başsavcısı Albay Saim Öztürk önceki günlerde, andıçın sahte değil taslak olduğunu, 12 Ekim’de Genelkurmay karargahında internete kapalı kişisel bir bilgiyasardan çalındığını açıkladı. Andıç daha sonra elektronik postayla Utah’ta sahte ABD ismi kullanan bir alıcıya gönderilmiş. Genel Kurmay’a göre seçim sürecinde askeri etkisizleştirmek için bekletildi ve 8 Mart’ta kamuoyuna sunuldu. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’la ilgili asılsız iddialar ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlük de ilk olarak Utah merkezli internet sitelerinden yayınlanıyor.

İşte bu noktada gözler ister istemez Fethullah Gülen’e çevrildi. Son zamanlarda Erdoğan ile arasının açık olduğu dedikodularına onu Cumhurbaşkanı olarak görmek istemediği görüşü de eklendi. Gülen, haberler üzerine dün avukatı aracılığıyla açıklama yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nın Nokta Dergisi’nde yayınlanan ‘medya andıcının’ çalınarak ABD’nin Utah Eyaleti’ne gönderildiğine ilişkin açıklamasından sonra pek çok medya kuruluşu, olayı Fethullah Gülen’le ilişkilendiren haber ve yorumlara yer vermişti. Bunun üzerine bir açıklama yapan Gülen’in avukatı Orhan Erdemli, olayın müvekkiliyle ilişkilendirilmesinin art niyetli bir davranış olduğunu söyledi. Söz konusu haberlerde ’Genelkurmay andıcının’ çalınması olayıyla Fethullah Gülen’in ismi arasında dolaylı şekilde ilgi oluşturulmaya çalışıldığını belirten Orhan Erdemli, iddiaların hiçbir dayanağı bulunmadığını ve hukuken iftira niteliği taşıdığını kaydetti.

Ağzı olanın konuştuğu, ateş olmayan yerlerden duman çıktığı günlerdeyiz. İnşallah akıl galip gelir. Yapılmaması gerekenler yapılmaz ve olması gerekenler olur da siyasetin rengi değişmez.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.