Şakir Tuncay Uyaroğlu

Şakir Tuncay Uyaroğlu

ALIŞTIRMALAR-7

Saygı değer okuyucularım; bugün size 50 tane alıştırma maddesi daha sunuyorum. İmla ve noktalama bilginizi bir yoklayın bakalım. Bu cümlelerin doğrularını bir yere yazın ve sonra da benim sunduğum doğrularla bir karşılaştırın. “Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım.” adlı kitabım için 1001 alıştırma maddesi olarak hazırladığım bu bölümle ilgili paylaşımlara arada bir devam edeceğim. İnşallah, faydası olur diye ümit ediyorum.

Yanlışlar

301. Çiğ yemedimki, karnım ağrısın.

302. Çirkinin değeri işin de, güzelin değeri yaşın da.

303. Çocuk oyun da, oyun düğün’de, yoksula yardım günün de gerek.

304. Çocuk seversen beşik de, koca seversen döşek te.

305. Çocukca bir aşk deyipte geçme, sakın gülme halime.

306. Çocukluğumun geçtiği bu mahalleyi az, çok hatırlıyorum.

307. Çok istememe rağmen, ne yazıkki resim kursuna gidemedim.

308. Çok işde çırak olacağına, bir iş te usta ol.

309. Çözüm de görev almıyanlar, sorunun bir parçası olurlar.

310. Dağıldımı kokladığın sümbüller?

311. Dağın yücesin de kurtdan, devletin yücesin de dertten geçilmez.

312. Daima gözümüzü açmalıyızki, hayatı rüya sanmayalım.

313. Dalgalandımda duruldum, koştum ardından yoruldum; binlerce güzel sevdimde, en son sana vuruldum.

314. Dane dane benleri var yüzün de, can alıcı bakışları gözün de, binbir tat var edasın da nazın da; dünya da yardan tatlı varm’ola, salını salını gelen yarm’ola…

315. Dedemin yirmibeş senedir devam eden hastalığı karşısın da, doktorlarda aciz kalmışlar, ilacın kar etmiyeceğini söylememekle beraber, bunu hiss ettirmeye çalışmışlardı. Dedem, evden ayrılmama müsade etmiyor, beni okulada göndermiyordu. Nihayet, 17 ekim çarşamba günü sabahı, evin bütün neşesini, saadetinide beraberin de götürerek, sonsuzluğa karıştı.

316. Dedi kodu; nefret edenler tarafından çıkarılır, aptallar tarafından yayılır, gerizekalılar tarafından inanılır.

317. Dehanın % biri ilham, % 99’u terdir.

318. Demir tavın da, dilber çağında.

319. Deneme yazmak, birikim isteyen ve hiçte kolay olmıyan bir iştir.

320. Denemede yazarım, makalede; ama tercih şansı verirseniz, deneme, derim.

321. Depremzadeler, hala prefabrik konutlar da yaşıyorlar!

322. Dericiye sorarsan, dünya da fena koku olmaz.

323. Derler: İnsan da derin bir yaradır köksüzlük, / Budur alem de hudutsuz ve hazin öksüzlük.

324. Derslerde olmasa, eliniz de kitap göremiyeceğiz.

325. Dert, saklayan da kalır.

326. Derya da deryalıklar ay balam, su da oynar balıklar; ne bu sevda olaydı, nede bu ayrılıklar…

327. Deve, kendi kamburunu görmez, karşısında ki ni görür.

328. Diken değil, gül olki, aşığın bülbül olsun.

329. Dikenli bahçeden gül dermeye, yağmurlu hava da çamaşır sermeye gelmez.

330. Dil, tencerenin kapağına benzer; kıpırdadıda kokusu duyuldumu, ne pişiyor anlarsın.

331. Dil de, fikir de, işde birlik.

332. Dilimiz de öyle türkçe kelimeler vardırki, sadece Anadolu ağızlarında geçer.

333. Dilinizi daima iyi kullanınız; o sizi saadete götürdüğü gibi, felâkete de götürebilir.

334. Diller de söylenen o, yollar da gözlenen o, yürekden özlenen o.

335. Dinleki, anlayasın.

336. Doğru bir kişiliğe eğri bir söz yakışmadığı gibi, doğru sözede eğri kişilik yakışmaz.

337. Doğruyu insanların ölçüsüyle deyil, insanları doğrunun ölçüsüyle tanımak gerekir.

338. Doğu Karadeniz yaylâlarının güzellikleri dillere destandır.

339. Dolayısıyle, onbeş no’lu sokağa gitmeye hiçmihiç niyetim yok.

340. Dolu araba durak ta, seven sevdiğinden ırakda durmaz.

341. Dost, kara gün de belli olur.

342. Dönsende artık sevemem seni, aşkın bumuydu sevmedin beni.

343. Dr’un da sana selâmı var.

344. Dudakların da arzu, kolların da yanlız ben, ben olayım sevgilim…

345. Dumansız baca, çekişmedik karı-koca olmaz.

346. Duyduğuma göre, onlarda dergi çıkaracakmış.

347. Duydumki, unutmuşsun gözlerimin rengini; yazık olmuş o gözler’den sana akan yaşlara.

348. Dümeni dinlemiyen gemi, eninde sonun da karaya oturur.

349. Dün size gelen Hülya’mıydı?

350. Dün yine yapayanlız dolaştım yollar da; yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklar da.

 

DOĞRULAR

301. Çiğ yemedim ki, karnım ağrısın.

302. Çirkinin değeri işinde, güzelin değeri yaşında.

303. Çocuk oyunda, oyun düğünde, yoksula yardım gününde gerek.

304. Çocuk seversen beşikte, koca seversen döşekte.

305. Çocukça bir aşk deyip de geçme, sakın gülme hâlime.

306. Çocukluğumun geçtiği bu mahalleyi az çok hatırlıyorum.

307. Çok istememe rağmen, ne yazık ki resim kursuna gidemedim.

308. Çok işte çırak olacağına, bir işte usta ol.

309. Çözümde görev almayanlar, sorunun bir parçası olurlar.

310. Dağıldı mı kokladığın sümbüller?

311. Dağın yücesinde kurttan, devletin yücesinde dertten geçilmez.

312. Daima gözümüzü açmalıyız ki, hayatı rüya sanmayalım.

313. Dalgalandım da duruldum, koştum ardından yoruldum; binlerce güzel sevdim de, en son sana vuruldum.

314. Dane dane benleri var yüzünde, can alıcı bakışları gözünde, bin bir tat var edasında nazında; dünyada yârden tatlı varm’ola, salını salını gelen yârm’ola…

315. Dedemin yirmi beş senedir devam eden hastalığı karşısında, doktorlar da âciz kalmışlar, ilacın kâr etmeyeceğini söylememekle beraber, bunu hissettirmeye çalışmışlardı. Dedem, evden ayrılmama müsaade etmiyor, beni okula da göndermiyordu. Nihayet, 17 Ekim Çarşamba günü sabahı, evin bütün neşesini, saadetini de beraberinde götürerek, sonsuzluğa karıştı.

216. Dedikodu; nefret edenler tarafından çıkarılır, aptallar tarafından yayılır, geri zekâlılar tarafından inanılır.

317. Dehanın % 1’i ilham, % 99’u terdir.

318. Demir tavında, dilber çağında.

319. Deneme yazmak, birikim isteyen ve hiç de kolay olmayan bir iştir.

320. Deneme de yazarım, makale de; ama tercih şansı verirseniz, deneme, derim.

321. Depremzedeler hâlâ prefabrik konutlarda yaşıyorlar!

322. Dericiye sorarsan, dünyada fena koku olmaz.

323. Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük, / Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük.

324. Dersler de olmasa, elinizde kitap göremeyeceğiz.

325. Dert, saklayanda kalır..

326. Deryada deryalıklar ay balam, suda oynar balıklar; ne bu sevda olaydı, ne de bu ayrılıklar…

227. Deve, kendi kamburunu görmez, karşısındakini görür.

328. Diken değil, gül ol ki, âşığın bülbül olsun.

329. Dikenli bahçeden gül dermeye, yağmurlu havada çamaşır sermeye gelmez.

330. Dil, tencerenin kapağına benzer; kıpırdadı da kokusu duyuldu mu, ne pişiyor anlarsın.

331. Dilde, fikirde, işte birlik.

332. Dilimizde öyle Türkçe kelimeler vardır ki, sadece Anadolu ağızlarında geçer.

333. Dilinizi daima iyi kullanınız; o sizi saadete götürdüğü gibi, felakete de götürebilir.

334. Dillerde söylenen o, yollarda gözlenen o, yürekten özlenen o.

335. Dinle ki, anlayasın.

336. Doğru bir kişiliğe eğri bir söz yakışmadığı gibi, doğru söze de eğri kişilik yakışmaz.

337. Doğruyu insanların ölçüsüyle değil, insanları doğrunun ölçüsüyle tanımak gerekir.

338. Doğu Karadeniz yaylalarının güzellikleri dillere destandır.

339. Dolayısıyla, on beş numaralı sokağa gitmeye hiç mi hiç niyetim yok.

340. Dolu araba durakta, seven sevdiğinden ırakta durmaz.

341. Dost, kara günde belli olur.

342. Dönsen de artık sevemem seni, aşkın bu muydu sevmedin beni.

343. Doktorun da sana selamı var.

344. Dudaklarında arzu, kollarında yalnız ben, ben olayım sevgilim…

345. Dumansız baca, çekişmedik karı koca olmaz.

346. Duyduğuma göre, onlar da dergi çıkaracakmış.

347. Duydum ki, unutmuşsun gözlerimin rengini; yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara.

348. Dümeni dinlemeyen gemi, önünde sonunda karaya oturur.

349. Dün size gelen Hülya mıydı?

350. Dün yine yapayalnız dolaştım yollarda; yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.