AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu (2):

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu (2):

"Yıkım siyasetinin zamanı değil. Tabii ki pozitif bütün eleştirileri dikkate alıyoruz, bütün iyi niyetli yaklaşımları dikkate alıyoruz. Çünkü önemli olan vatandaşımızın hayatının korunmasıdır. Kimin dediğinden ziyade, ne dediği önemlidir"- "Vatandaşlarımız krizde fırsatçılık yaparak gelir elde etmeye, rant elde etmeye çalışanları muhakkak şikayet etmelidir. Krizi fırsata dönüştürecek şekilde istismar tavrına müsaade etmemiz mümkün değildir"

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, koronavirüs salgınına ilişkin süreci değerlendirerek, "Yıkım siyasetinin zamanı değil. Tabii ki pozitif bütün eleştirileri dikkate alıyoruz, bütün iyi niyetli yaklaşımları dikkate alıyoruz. Çünkü önemli olan vatandaşımızın hayatının korunmasıdır. Kimin dediğinden ziyade, ne dediği önemlidir." dedi.

Çelik, yeni tip koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında video konferans ile gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Koronavirüs ile mücadele sürecinin şeffaf yürütülmediğine dair pek çok eleştirinin, sanki bundan siyasi rant elde edilebilecek gibi her gün yürürlüğe konulmaya çalışıldığını ifade eden Çelik, siyasi partilerin bazı temsilcilerinin, Bilim Kurulunun siyasete tavsiyelerinde, siyaset ve kurul ilişkisinde müphem bir alan varmış gibi spekülasyon yaymaya çalıştıklarını söyledi. Tüm sürecin şeffaflıkla ve hesap verilebilirlik ilkesi etrafında sürdürülmeye çalışıldığını kaydeden Çelik, "baştan beri resmi rakamlara ve açıklamalara riayet edilmesini" söylediklerini hatırlattı.

Çelik, şu değerlendirmede bulundu:

"İlk vakanın görülmesinden hemen sonra 12 Mart'ta Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılan toplantıyla önemli tedbirler paketi, bir üst basamağa çıkarılmış oldu. Okulların tatil edilmesi, uzaktan eğitime geçilmesi, kamu çalışanlarının yurt dışı görevlerinin ertelenmesi, spor müsabakalarının seyircisiz hale getirilmesi, liselere geçiş sınavı, üniversiteye giriş sınavı gibi hepsinin hazırlıklarının ertelenmesi gözden geçirildi. 13 Mart'ta ülkemizde vaka sayısı 5'e çıktığında Sayın Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında yapılan toplantıda derhal Almanya, Fransa, İspanya dahil 9 Avrupa ülkesiyle hava ulaşımı durduruldu. Hastanelere ziyaretçi sınırlamasından başlayarak, kamuda çalışan hamilelere, süt izninde olanlara, engellilere ve 60 yaş üzerine idari izin verildi.

Kışladaki askerlerimizin sağlığı son derece önemli. Onlar için bütün çarşı izinleri durduruldu. Kreşler, gündüz bakım evleri, ceza infaz kurumlarında görüşlere son verildi. Acil olmayan duruşmalar dışındaki yargı faaliyetleri durduruldu. Kültür, sanat faaliyetleri ve benzeri faaliyetler durduruldu. Kamuoyunda pek çok spekülasyon yapılan umreden dönen vatandaşlarımız 13 Mart'ta karantinaya alınmış oldu. Bütün Türkiye'nin gözü önünde gerçekleştirildi. İnsanımızın bir araya geldiği bütün eğlence mekanlarının, birikmeleri engelleyecek şekilde kapatılması, faaliyetlerinin yasaklanması bu süreçte söz konusu oldu. Cuma ve vakit namazlarının cemaatle kılınmamasına yönelik tedbirler alındı. Piknik alanları, ormanlar, kalabalıkların birikmesine yasaklandı.

Önemli konulardan birisi illerde pandemi kurullarının kurulmasıdır. Çünkü krizin çeşitli platolara yayılma eğrisine göre çeşitli yerlerde genel tedbirlerin de alınması gerekiyor. Dolayısıyla valikiler başkanlığındaki kurullar, merkezi hükümetin aldığı tedbirler kadar kendi yerel uygulamalarını da yapacaklardır."

Çelik, anlattığı tedbirlerin en erken ve etkin şekilde uygulamaya konulduğunu ifade ederek. bu noktada krizle mücadele etmek için belli bir takibin çerçevesinde yürürlüğe konulmayan önlem tedbir bulunmadığını kaydetti.

- "Yıkım siyasetinin zamanı değil"

Herkesin oturduğu yerden, 'Şu tedbir de olmalıydı, bu tedbir de olmalıydı' şeklinde yaklaşım ürettiğini söyleyen Çelik, "Yıkım siyasetinin zamanı değil. Tabii ki pozitif bütün eleştirileri dikkate alıyoruz, bütün iyi niyetli yaklaşımları dikkate alıyoruz. Çünkü önemli olan vatandaşımızın hayatının korunmasıdır. Kimin dediğinden ziyade ne dediği önemlidir." diye konuştu.

"Şu ana kadarki yaklaşımımız, ortaya koyduğumuz tedbirler hiçbir şekilde bizi bu felaketin arkasından koşma gibi bir duruma düşürmedi, tam tersine ön alıcı tedbirlerle hayatın akışını felç etmeden, hayatın akışını kötürüm hale getirmeden, bu dengeyi koruyarak bu tedbirlerin alındığını söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulunan Çelik, bütün bu yasakların ekonomik hayatı olumsuz etkilememesi için de tedbirler alındığını söyledi.

Devlet-millet dayanışmasını en yüksek düzeyde öne çıkarmak, zorda olanlara yardım eli uzatmak, bugünlerdeki dayanışma ruhunu yükseltmek için tedbirler alındığını ifade eden Çelik, virüse dönük önlemlerin halkın hayatının korunması için olduğunu belirtti. Çelik, bununla birlikte hayatın akışının felç olmaması, sonraki haftalarda kaotik durumlarla karşılaşılmaması için de hayatın akışını koruyacak tedbirlerin alınmasının önemine dikkati çekti.

Karantina tedbirlerinin gerektiği yerlerde uygulandığını anlatan Çelik, ancak bunun hiçbir şekilde insanları hayatın akışından koparacak noktaya gitmemesi için belli bir denge içinde götürüldüğünü ifade etti.

- "100 milyar liralık kaynak, ilk etkileri göğüslemek bakımından önemli"

Bütün sivil unsurların da seferber olarak dayanışma için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini belirten Çelik, salgının etkilerinin azaltılması için ilk planda devreye konulan 100 milyar liralık kaynak setinin, salgının yaratacağı ilk etkileri göğüslemek bakımından son derece önemli olduğunu kaydetti.

Çelik, KOBİ'lerin, bireysel kesimin, geçici iş ve gelir kaybı yaşayanların kredi borçlarıyla ilgili düzenleme taleplerine acil çözümler getirildiğini, nakit akışı bozulan firmaların kredi ödemelerinin asgari üç ay ötelendiğini, gerektiğinde bunlara ilave finansman sağlayacak tedbirlerin alındığını, kimi sektörlerde vergi ve sigorta ödemelerinin altı ay ertelendiğini anlattı. Çelik, salgının ortaya koyacağı olumsuzlukları dengeleyecek, göğüsleyecek, aynı zamanda hayatın akışını ve tedarik zincirini akamete uğratmayacak bir sürecin işlemesinin gözetildiğini ifade etti.

Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini söyleyenlerin bulunmasının normal olduğunu söyleyen Çelik, bu kapsamda esnaf ve sanatkarların Halkbanka borçlarının üç ay süreyle faizsiz olarak ertelendiğini belirtti. Kredi Garanti Fonu limitinin yükseltildiğini, temerrüte düşen firmaların siciline "mücbir sebep" notu düşülmesinin sağlandığını ifade eden Çelik, Kısa Çalışma Ödeneği'nin devreye alındığını ve işverenlere gelir desteği verilerek, maliyetlerinin azaltıldığını kaydetti.

Emeklilere yönelik tedbirler ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının devreye koyduğu önlemler de bulunduğunu anımsatan Çelik, "Bütün bunların hepsi bahsettiğim dengenin iyi kurulması içindir. Çünkü dünyada kimse bu afetin ne kadar süreceğini bilmiyor. Hiçbir bilim adamı, hiçbir siyasi otorite, önümüzde ne kadar bir sürenin söz konusu olduğunu bilmiyor. Fakat bütün bu krizlerde yapılan modellemeler neticesinde bilinen bir şey var, tedbirlere ne kadar uyulursa, bu afetle mücadele konusunda, sona erdirme konusundaki zaman o kadar kısalıyor. Uyulmadığı müddetçe de daha acı verici sonuçlar ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Kriz fırsatçılarının şikayet edilmesini istedi

Çelik, bu süreçte fırsatçılık yapanların da söz konusu olduğuna işaret ederek, bunlara yönelik katı tedbirler alındığını bildirdi. Vatandaşlardan gelen şikayetlerin ayrıntılı incelendiğini ve takip edildiğini belirten Çelik, "Vatandaşlarımız krizde fırsatçılık yaparak gelir elde etmeye, rant elde etmeye çalışanları muhakkak şikayet etmelidir. Hiçbir vatandaşımıza haksızlık yapacak, krizi fırsata dönüştürecek şekilde istismar tavrına müsaade etmemiz mümkün değildir." diye konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya teşekkür eden Çelik, "Daha Dünya Sağlık Örgütü tedbirleri almadan, ilan etmeden evvel, kendisi bizlerle de paylaşmıştı, Bilim Kurulunun kurulmasıyla, bilim adamlarımızın tavsiyesiyle, siyaset ve Bilim Kurulu arasında son derece doğru bir ilişki kurarak bu mücadeleyi yürütüyoruz. Allah'ın yardımıyla, bilim insanlarımızın rehberliğinde, idarenin tedbirleri ve milletimizin desteğiyle bu sıkıntılı süreci de atlatacağımıza hiçbir şüphemiz yoktur. Bunu da atlatacağız. Ama bu tedbirleri almamız ve bu şekilde insanımızın hayatını azami derecede korumamız son derecek önemlidir." ifadelerini kullandı.

Dışarıyla irtibatı kesme, sosyal mesafeyi koruma gibi kişileri salgından koruyacak tedbirlere zaman zaman uyulmadığına dair illerden gelen görüntülerin kendilerini üzdüğünü ve kaygılandırdığını dile getiren Çelik, şöyle dedi:

"En üzüldüğümüz konulardan biri şu olmuştur, hayatlarını korumak için 65 yaş üzerindeki büyüklerimize sokağa çıkma yasağı getirildiğinde bazı kişilerin, sosyal medyada da görüldüğü ve büyük tepki topladı, büyüklerimize incitici birtakım davranışlarda bulunduğunu gördük. Dünyanın bazı yerlerinden, yaşlıların ölüme terk edildiği gibi çok üzücü haberler geliyor. Bazı görüntüler de görüyoruz. Halbuki biz yaşlılarımızdan ve büyüklerimizden bahsederken hayata vurgu yapan, onların hayat yolculuğunda her zaman bizimle olmasını ifade eden bir cümle kurarız.

Ne zaman bir büyüğümüzden, yaşlımızdan bahsedilse, 'Allah başımızdan eksik etmesin.' deriz. Bu onlara olan, hayat içindeki tecrübelerine olan hürmetimizin neticesidir. O sebeple o tip birtakım kısmi ve marjinal incitici şeylere karşı derhal İçişleri Bakanlığı tedbirlerini aldı, gereken yapıldı. Bunun ötesinde de bütün tedbirlerin yaşlılarımızın hayatını zorlaştırmak için değil, korumak için zorunlu olduğunu bir kere daha ifade etmek isteriz."

(Sürecek)


Kaynak:Haber Kaynağı