AK Parti Koalisyonu..

2002 yılında seçim olduğunda her kesimden bir oh sesi yükselmişti. Nihayet koalisyonlar devri bitiyor, tek parti hükümetleri ile gereken işler daha hızlı ve faydalı sonuçlara ulaşacak. İlk zamanlardaki görüntü gerçekten de böyle idi.

Sonra derelerin altından çok sular aktı, tutulamayan çenelerden çok laflar döküldü. Öyle laflar söylendi ki akrep etmezmiş akrabanın akrabaya yaptığını dedirtecek ölçüde. Hele Unakıtan’ın yapmadım dediği, ama Yeni Şafak’ta manşet olan açıklaması da içerden hançerlenmenin en güzel örneği.

Şimdi ortaya çıkan manzaraya bakarak, AK Parti’nin tek bir odaklı parti olmaktan giderek çok odaklı bir koalisyon partisi manzarası aldığını görüyoruz. Yani yeniden koalisyon dönemleri başlıyor. Bu seferki koalisyon kolun kırılıp yen içinde kaldığı kavgalara sebep olacak veya tek parti hükümeti umutlarının sonu olacak. İkinci şık giderek daha yakın gibi....

Mal varlığı tartışması, Ofer davaları, Galataport ihalesi, Tüpraş  ile başlayan tartışma, AK Parti’nin iç yüzünü öğrenmek bakımından faydalı oldu.

En büyük pay Başbakan’ın. Son kararı ben veririm derken anlatmak istediği de bu zaten. Manzara ve ortaya çıkan çatlak en büyük gruba sahip olmasına rağmen Başbakanın yalnızları oynadığı. Çevresinde güveneceği kimse yok. Çok adama rağmen kendini yalnız hissediyor. Son zamanlardaki hırçınlık, karamsarlık ve hata üstüne hata yapması da muhtemelen bu yalnızlığından. Bakanlar hakkında söylediği onca olumsuz lafa rağmen değiştirememesi de ayrı bir sıkıntı. Sürekli gündemde olmasına rağmen kabinede revizyon yapamıyor. Mesele denge meselesi.

İkinci büyük grup Dışişleri Bakanı’na ait. Zaten Konya’nın tek bakanının alınmasının arka planındaki sebep bu çatışmanın başlamış olmasıydı. Gül’ü kendine rakip gördüğünden çevresini boşaltma operasyonu idi. Dış ilişkilerde meselâ; AB sürecinde bir müzakereci atanmaması, Babacan’ın bunu belli olmayan yetkiyle sürdürmesinin sebebi de bu. Aslında müzakerecinin Bakan Gül olması gerekirken ona yetki vermeyerek tavrını göstermiş, hatta devam ettirmiş oldu. Yeni atanan tarım bakanının bunca badireye rağmen yerinde kalması da bundan. İki domateste sinek bulundu diye bir bakan görevden alınırken, diğeri başarısızlığa rağmen yerinde duruyor.

Diğer bir grup başını Abdüllatif Şener’in çektiği Sivaslılar veya Çerkezler grubu. Hasbelkader bu grup ile tanışıklığım olduğundan biliyorum. Son derece disiplinli ve organize. Sessizce Galataport’un bir Ofer’e gitmesini engelledikleri için de bu grubu seviyorum. Şener parti içi aktif kavgalardan uzak, işini yapıyor. Geçen hafta istifa tartışılması gereken bir müessesedir diyerek tavrını da belirlemişti. Eminim bazı yanlışların dizginlenmesinde zaman içinde çok ciddi roller oynayacak...

Bu kadar yanlışa rağmen yerini ve grubunu koruyan İçişleri Bakanı da ayrı bir oluşum. Diğer tarafta Meclis Başkanı. Kendine has tavırları ve sözleriyle ayrı bir grup. Tunca Toskay’ın önünü kesmek için görevden aldığı Kürşat Tüzmen’i de hesaba katacak olursanız grup sayısı artıyor. Bu arada Melih Gölçek’i de unutmayın. Son zamanlarda rüya ile iş yapmak moda ya. Ben de rüyamda Sayın Gökçek’i ölmüş olarak gördüm. Allah uzun ömür versin, tabirinde başına devlet kuşu konacak diyor.

Şimdiye kadar bu kadar çok ortaklı bir koalisyon kurulmamış, yürümemişti de. Allah bu kadar grubu bir arada tutmaya çabalayan AKePe Parti eş başkanı Tayyip Erdoğan’a sabır versin. Erdoğan her defasında bu “Eş Genel Başkan”lardan onay alarak partiyi zor da olsa idare etmeye çalışıyor!

Kimse kınadığının durumuna düşmeden ölmezmiş. Bunca yıldır Demirel’in, İnönü’nün, Türkeş’in, Çiller’in, Yılmaz’ın mal varlıklarını ağızlarına sakız edenlerin kendi kalelerine attıkları gölü gömemezlikten gelemeyiz. Yasal engellerin arkasına sığınamazsınız. Başka AKP milletvekilleri nasıl rahat açıklıyor. Turhan Çömez hemen açıkladı. Korkacak bir şeyleri olmayan mal varlıklarını açıklıyor. Eğer yasal engel ise CHP grubunun verdiği yasa teklifine evet dersiniz yasal engel de kalkar.

Tabi bu arada değerli Konya vekillerinin durumunu da hatırlayalım. Onların mal varlıkları ne alemde? Baksanıza Konya’da arsa kalmadı. Bir de bunları öğrensek de ona göre tavır alsak. Ankara’daki tartışmaların Konya’ya sıçramayacağını umarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.