AK Parti Grup Toplantısı

AK Parti Grup Toplantısı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2)- "Ey Arap Ligi, acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz? Siz Suriye'yi Arap Liginden çıkardınız, şimdi de Türkiye'ye hakaret etmek için Suriye'yi almak gibi bir projeyi hayata sokmaya ç

TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ey Arap Ligi, acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz? Siz Suriye'yi Arap Liginden çıkardınız, şimdi de Türkiye'ye hakaret etmek için Suriye'yi almak gibi bir projeyi hayata sokmaya çalışıyorsunuz." dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Suriye meselesinin kuzey Afrika ve Orta Doğu coğrafyasının yeniden dizayn edilmesini amaçlayan bir projenin ürünü olduğunu vurgulayarak, Suriye yönetimine ortada henüz hiçbir çatışma yokken demokrasiden, hukuktan, haktan, adaletten yana tavır takınması için çok tavsiyede bulunduklarını, bunun için çok çabaladıklarını hatırlattı.

"Özellikle vatandaş dahi sayılmadıkları için ezilen, horlanan, dışlanan Kürt kardeşlerimize, ülkemizle irtibatları sebebiyle baskı altında tutulan Türkmen kardeşlerimize hakkaniyetle davranılması için ısrarcı olduk. Bunu bizzat Esed'in kendisine defaatle söylemiş bir liderim." diyen Erdoğan, ne yazık ki bu tekliflerin değerlendirmeye alınmadığını tam tersine baskı, şiddet ve zulüm yolunun seçildiğini söyledi.

Suriye'de yaklaşık 1 milyon masum insanın hayatına mal olan krizin böyle başladığını anımsatan Erdoğan, son 8 yılda ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 12 milyon kişinin evlerinden kaçmalarına, bu kişilerinin yarısının da ülke dışına gitmesine yol açan çatışmaların yaşandığını aktardı.

Suriye dışına giden 6 milyon civarındaki Suriyelinin 4 milyonun da Türkiye'ye geldiğine dikkati çeken Erdoğan, bu kişilerin 3 milyon 650 bininin ağırlıklı olarak Arap, Türkmen, Ezidi, Keldanilerden, 350 bin kişinin de ağırlıklı olarak Kobani'den gelen Kürtlerden oluştuğunu anlattı.

- "Ey Arap Ligi, acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkat edin tamamına yakını Arap olan bu mülteciler. Maalesef ifadeyi kullanmakta bile edep ettiğim Arap Ligine hiç yakışmıyor. Ey Arap Ligi, acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz? Siz Suriye'yi Arap Liginden çıkardınız, şimdi de Türkiye'ye hakaret etmek için Suriye'yi almak gibi bir projeyi hayata sokmaya çalışıyorsunuz." diye konuştu.

Yaşanan kaos ortamını fırsat bilen bazı güçlerin "DEAŞ" adı altında bir "cinayet makinesi" icat edip, iplerini sürekli ellerinde tutarak, bu terör örgütünü ortaya saldığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arap Liginin bugün bu mültecilerle ilgili bir Allah kuruşu destek verdiği vaki mi? Hayır. Avrupa Birliğinin 3 milyar avro uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla Kızılay'a, AFAD'a gönderdiği destek. Verdiği söz, 6 milyar avroydu ama biz gelse de gelmese de şu ana kadar bu konuda yaptığımız harcama 40 milyar doları aşmıştır. DEAŞ'ın faaliyet gösterdiği, katliamlar yaptığı, müdahalelere sebebiyet verdiği bölgelerin tamamı da coğrafyamızın kadim halklarının yaşadığı yerlerdir. İslam ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bu vahşi örgüt İslam ve Müslümanların en büyük düşmanıdır, yüz karasıdır."

- "DEAŞ balonunu söndürdük"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün dahi hala bölgede Müslümanlar lehine atılabilecek her adımın önüne DEAŞ faktörünün bir engel olarak çıkartıldığının altını çizerek, "Üstelik DEAŞ'ı proje olarak geliştiren, maddi olarak destekleyen, fiilen yönlendiren ülkeler, bugün karşımıza güya 'en büyük DEAŞ düşmanı' görüntüsüyle çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Bu konuda kimin ne rol oynadığını gayet iyi bildiklerini vurgulayan Erdoğan, "DEAŞ'ın bölgedeki çöküşünü başlatan ise yine biz olduk. Nerede başlattık bunu, El Bab'da. Orada 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getiren biz olduk. Ama bunlar, başta FETÖ'cüler olmak üzere hep aleyhte, güya biz 'DEAŞ'a karşı müşfikmişiz.' Tıpkı bir balon gibi sürekli şişirilen, gücü sadece masumlara yeten bu örgütün foyasını, Fırat Kalkanı Harekatı ile biz ortaya çıkardık. Bu harekatta yaklaşık 3 bin teröristi etkisiz hale getirerek, DEAŞ balonunu söndürdük." dedi.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından müttefiklere, Rakka ve Deyrizor başta olmak üzere, Suriye'de DEAŞ'ın elindeki diğer yerleri de özgürleştirmeyi teklif ettiklerini, hatta harekat planlarının bile hazır olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ancak o anda anlaşılmaz gibi gözüken ama artık gayet iyi bildiğimiz sebeplerle müttefikler Türkiye gibi meşru bir güç yerine PKK, YPG gibi bir terör örgütüyle hareket etmeyi tercih ettiler. Hala onlarla beraberler. Teröristler Fransa'da bir eylem yaptığında Fransız halkının acısını paylaşmak üzere, tüm dünya ile birlikte biz de oradaydık. Buna karşılık, DEAŞ ülkemizde 50, 100 kişinin öldüğü pek çok canlı bomba saldırısı gerçekleştirdiğinde yanımızda hiç kimseyi bulamadık.

Mesele DEAŞ değil, hele PKK hiç değil, sadece ve sadece bölgemize yönelik bir projenin hayata geçirilmesi olduğu gerçeği attığımız her adımda bir kez daha karşımıza çıktı. Bu durumda önümüzde iki yol vardı. Ya Avrupa'da ve Amerika'da yazılan bu senaryoda bize biçilen role teslim olacak, yanı başımıza gelenlere ve geleceklere rıza gösterecek, kasap bıçağına boynumuzu uzatacaktık ya da mücadele edecektik."

- "Milletimizle birlikte mücadele bayrağını yükselttik"

Türkiye'nin ve Türk milletinin mazisinde teslim olma seçeneğinin asla olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz de yapmamız gerekeni yaptık. Milletimizle birlikte mücadele bayrağını yükselttik. 'Ya istiklal ya ölüm' diyerek devletini kurmuş bir millete başka türlüsü zaten yakışmazdı." dedi.

Suriye'de Türkiye'nin başlattığı operasyonun ardından DEAŞ tehdidi ortadan kalktığında karşılarında garip bir manzarayla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bir tarafta rejim 100 binlerce insanı katlederek, milyonlarca insanı yerinden ederek ilerliyordu. Diğer tarafta ise PKK/YPG, Amerika'nın ve Avrupa'nın sınırsız desteğiyle 1 milyon Kürt'ü, Arap'ı, Türkmen'i, Süryani'yi ve her kesimden insanı yerinden ederek, sınırlarımız dibinde bir terör koridoru oluşturuyordu.

Bugün sivil kayıpları konusundaki hassasiyetlerinden dem vurarak karşımıza dikilenlerin hiçbirinin de o günlerde sesi çıkmıyordu. Biz İdlib'de 4 milyon insanın hayatını kurtarmak için var gücümüzle çalışırken, yasak savma kabilinden cılız sesler dışında bunların hiçbirinden destek göremedik. Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'i teröristlerden temizlerken, destek bir yana sürekli eleştiriye maruz kaldık. Şimdi Barış Pınarı Harekatı'nı yürütüyoruz. Bu defa çok daha aleni bir dirençle hatta saldırıyla karşı karşıyayız."

(Sürecek)




Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :