Doç. Dr. Murat Kayacan

Doç. Dr. Murat Kayacan

5S+1

Diyeceksiniz bu ne, şifre mi? Hayır slogan. Sille Salı Sohbetleri Saat Sekizde. Yazın bu sohbetler 9’a alındığı için slogan bozulmasın diye sonuna 1 ekleniyormuş. Mustafa Güçlü Bey’in izahı bu. Aydınlar Ocağı’nın düzenli olarak yaptığı ve benim ilk defa katıldığım programın konuğu Yeniden Milli Mücadele hareketinin üst düzey üyelerinden İrfan Küçükköylü idi. Programın düzenleyicisi Mustafa Güçlü Bey’e teşekkür ediyorum, ancak programın süresini ve konuşmacıyı sınırlasaydı, konu sorularla açılsaydı daha iyi olurdu. Zira konuşmacı monolog tarzında programı götürünce, anılarını, faziletlerini de anlatmaya başladı. Bu nedenle dinleyiciler programı hiç beklenmedik bir anda, ama belki de doğal bir şekilde bitirdiler. İrfan Küçükköylü İslâmcılık uzmanı olarak medya dünyasında arz-ı endam eden Ruşen Çakır’ın bu hareket hakkında bir eser kaleme alacağını duymuş, ancak erken davranıp ondan önce bu hareketi yazmaya karar vermiş. Zira hareketin bir üyesi hareketi daha iyi tanımlarmış ve bu konuda yazılacak diğer eserlere referans olurmuş.Yazar, konuşmasında “Şu anda arkadaşlarımız, ST֒lerde, Anayasa Mahkemesi’nde, ticari hayatta, holdinglerde var” diye hareketten sitayişle bahsetti, ama orada “toplumu dönüştürme” güçlerinin ve zihni berraklıklarının ne düzeyde olduğuna değinmedi.Kahramanlıklarını anlatırken, “MGK sekreterini dinliyordum. Onun, ‘Peygamber Türk olsaydı, Kur'an da Türkçe olurdu’ sözüne sadece ben itiraz ettim” dedi. Halbuki MGK sekreteri doğru söylüyordu. Zira Allah her kavme kendi içinden peygamber gönderir.Konya Milliyetçiler Birliği Başkanlığı da yapmış olan yazarın “Bizim için akaid safiyeti çok önemliydi” sözü de ilginçti doğrusu.Ordu-millet bütünlüğüne önem verdiklerini bugün de bu sloganın önemli olduğunu vurgulayan İrfan Küçükköylü, bir yandan da “Elemanlarımız, silahlı mücadeleye girmedi, terörden uzak durduk” diye hareketi övdü. Anlaşılan o ki onun için şiddetin resmi olmayanı kötüydü.Yazara göre hareketin liderleri kuruculuk özelliğine sahipmiş. Hareketi çökertme konusunda da mahirler miydi acaba? Zira hareket on yıl gibi kısa bir süre içinde nasıl kuşa döndü, izahı zor.Konuşmada Müslüman kimliğine yapılan vurgu çok, ama çok zayıftı. Bu belki de İslâm’a saygılı olmak gibi Müslüman olmayanların bile benimseyebileceği muğlak bir ilkeye sahip olmalarındandı.İlkeler arasında sayılan anti-kapitalist oluşa dair konuşmacımız pek bir şey söylemedi. Ancak diğer bir ilke anti-komünist olmanın gereklerinden birini yerine getirmişler ve komünist mezalimine dair resim sergisi açmışlar.İrfan Küçükköylü sık sık, “O zaman genciz tabi” diyerek şaşaalı dönemlerinde öncü kadronun 20-30 yaşlarında olduğuna vurgu yaptı. Bu durumda böylesine toy delikanlıların tamamen özgür iradeleriyle Türkiye çapında şubeleri bulunan, yazarın demesine göre sadece Konya’da 30, bu hareketin başka bir üyesinden dinlediklerime göre 183 mahallesinde çalışma yapan, dergilere, yurtlara sahip bir örgüt kurup işletmeleri bayağı büyük bir başarı) değil mi?Yazara göre, tarihin en milli hareketi de, (Türkiye’yi küçük Amerika yapmaya çalışan) AP imiş.Görüldüğü gibi yazar o günlerde hareketin fikri seviyesi ne ise, hâlâ orada. Bu nedenle konuyu anlatmaya başlamadan, “Bu eser bir otokritik (özeleştiri) değildir” demesi pek bir şey ifade etmedi. Zira insan başladığı yerde ise neyi eleştirecek ki!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.