Selman S. Akyüz

Selman S. Akyüz

25 puanmış, hedefmiş; hepsi hikaye

Konyaspor’un, Malatya deplasmanında oynadığı maçla ilgili, Konya basınında yalnızca benim yazımın bulunması hem sevindirici hem de utanç verici. Bu “rezil” maçla ilgili benden başka kimsenin görüşlerini okuma şansınızın olmaması gerçekten çok kötü. Gerçekten rezil bir maçtı. Malatyaspor’un 7 puanı var. Konyaspor’a 4. dakikada attıkları golden sonra (2 yıldır skor tabelası bozuk, dakika 5 de olabilir) bir iki cılız atak geliştirdiler. Ondan sonra hayatımda izlediğim en rezil maçlardan birine takip ettim. Bir tarafta düşmemek için 3 puan almayı dünyaya yeniden gelmeye benzeten bir takım ve taraftarları. Bir tarafta da deplasmanda gol atmayı beceremeyen, güya kaliteli bir rakip. Konyaspor gerçekten iyi takım ve iyi futbol oynuyor. “İyi futbol oynayın, iki ya da üç maç kaybedersiniz, daha sonra sonuçlar lehinize olmaya başlar” diye bir futbol kanaati vardır. Buna inanırım. Bunu benimserim. Ama gol atamazsan iyi oynadığını ya da iyi golcülerin olduğunu nasıl ispatlarsın? Cevabı yok. Ya da cevap: “çok şanssızız”

 

Kendi sahasından çıkamayan değil, çıkmayı bile düşünmeyen bir takıma 60 dakika defans oyuncularıyla birlikte yüklenen “kaliteli bir takım” nasıl gol atamaz anlamıyorum. Diyarbakırspor varken Malatyaspor’un ligden düşmesine sıcak bakmayan biriyim ama oynadıkları rezil futbola devam ederlerse düşsünler. Böyle futbol oynanmaz. Aynı şekilde Konyaspor varken, ligin ilk 5 sırasına başka takımı layık göremem. Ama Konyaspor deplasmanda böyle oynamaya devam edecekse üst sıralara nasıl çıkacak bilemiyorum. 62. dakikada Tayfun ve Volkan’ın oyuna girmesiyle sahadaki golcü sayısı 4 oluyor. Yine de gol atamıyorlar. Risk böyle alınmaz ki. Aykut Kocaman’ın maç sırasında kulübeden çıkmamasına kızanları umursamıyordum. Sahada Tayfun olmadığı halde Ahmet Belal gibi kısa bir adamı, Ömer Erdoğan ve Homola’nın arasında kafa topuyla buluşturmak isteyen ve sürekli kanatlardan orta yapmaya çalışan oyuncularını uyarmadığı için Kocaman’a ben de kızdım.

 

Türkiye’nin en iyi pas yapan takımı Konyaspor olabilir. Ama aldığı pasları ayağında tutamayarak ya da fazla tutarak bütün hücum organizasyonlarını berbat eden iki oyuncunuz varsa bu pas sevdasından vazgeçin. Murat ve Ceyhun… Sevgili Kocaman, duyduğum kadarıyla “Takımın forvete ihtiyacı yok” diyormuşsunuz. O zaman sağ kanatta oynattığınız ve hem kendisine hem de Konyaspor’a zarar veren Murat Hacıoğlu’nu forvet oynatın. O gol atmaya başlarsa, belki forvete ihtiyacınız kalmaz.

 

Ceyhun için ne diyeceğimi bilemiyorum. Aldığın her topu kaleye vurmak için ezmeni, en fazla ihtiyacımız olan dikine atak başlatma çalışmalarını bitirmeni, bir tarafa bırakıyorum. Diğer maçta iyi oynarsın olur biter. Ama koskoca Malatya şehrinin taraftarlarına dönüp terbiye sınırlarını aşan hareketler yapacaksın, maçtan sonra da “bu etki tepki meselesi, onlar küfür etti, ben de ettim” diyeceksin. Senden başka hiçbir Konyaspor futbolcusuna küfür edilmiyor. Hiçbir futbolcumuz da senin gibi tribünleri kışkırtmıyor. Sen taraftar değilsin futbolcusun. Hem de elit bir futbolcu.

 

Sonuç mu? Deplasmanda maç alamıyorsanız, hedefmiş, ilk 5 içinde olmakmış, büyük takım olmakmış hepsi hikaye… Konyaspor iyi takım ama büyük takım değil...

Önceki ve Sonraki Yazılar