Yüz yıl öncesinden Konya’nın Kaderi

Tarih kaçı gösterir bilinmez ama Konya’nın ERENLERDEN ve ENBİYALARDAN soy ismini aldığı söylenir.

     Dünya kuruldu kurulalı gürül gürül akıp gelen ulu bir çayın suyunun durulduğu yer. Çatalhüyük’ten bahsedilir.

               HU. KON. YA = KONYA. Mealen izah edecek olursak

(HU dostlarım) (KON yeter burada kalalım) ifadeleri ile tescil edilmiş olan KONYA’NIN soy kütüğü ismini ERENLERDEN almıştır.

     Artık ezanlar sokaktaki taşın üzerinde değil minarelerden okunur. Düşman çizmesi ile çiğnenmez. İlelebet DEVLET SİMGESİ ile payidar olur. Modern mimari ile şehirler kurulur.

     İŞTE BU GÜN Kİ  KONYA OLUR.

     Fakat ne yazık ki tarihi kalıntılar, siyasi çalkantılar milletleri daima kan gölü haline getirebilmiştir.

     Vahşet insanlığın yaratılışından beri kendini hakim kılabilmiştir. Bu vahşet Konya’nın zaman zaman belalar getirmiştir başına. Tarihi kalıntılar var. Vaktiyle yaşanmış olayların tatlı tarafı yok. Her yönü ile acı.. Mesela DELİ BAŞI VAKASI. Mesela KAHRAMAN OĞULLARININ yaptığı sıkıntılar. Fakat ne çare yaşanmış bir kere. Sırası gelmişken bugün konumuz.

     Konya şehrinin batıda demiryolundan doğuya doğru şimdiki NALÇACI arasında kardeş kanı akıtılarak kanlı bir savaş cereyan etmiştir.

     Yıldırım Bayezit’in padişahlığı zamanında devlete baş kaldıran Karaman Oğulları beyi Alaaddin Bey ile Osmanlı oğullarının savaştığı bir acı muharebenin öyküsünü dile getireceğiz maalesef.

     Tarihi kayıtlara göre kardeş kanının sel olup aktığı bu şavaştan sonra Karaman Oğullarından Alaaddin Bey ESİR DÜŞER…

     Osmanlı oğulları savaşın galibidir.

     Alaaddin Bey aynı zamanda Yıldırım Bayezid’in kız kardeşsinin eli ile evlendirdiği kocasıdır. Saltanat mensuplarının eniştesidir.

      Cereyan aden bu kanlı savaşın bittiği gün akşamı çok sevdiği kız kardeşi ağabeyi olan Yıldırım Bayezid’in bulunduğu çadıra izin alır girer. Her iki taraf da bitkin, üzgün vaziyette. Kucağında getirdiği taze çocuğunun  aşkına bükük boynu ve yaşlı gözleri ile ağabeyinin yakasına yapışır. Çocuğunu kucağına bırakır.

      Kocası Alaaddin’in affını beklemektedir. Nikahımı kıydığın kocamı bağışla der.

      Cihan padişahı BAYEZİD HAN sıkıntılı anlar yaşamaktadır.

      Huzurunda bekleyen veziri azama affı için bakar.AFFETTİM der. Ve lakin ortalıkta hıçkırıktan başka ses seda yok.

      Vezirin başı öne eğik ve büküktür.

      Feleğin bu acı cilvesi karşısında HÜNKAR da göz yaşını tutamaz.

      Enişte Alaaddin boğdurulmuş hakkın rahmetine kavuşmuştur.

      İşte o gündür bu gündür o semtin adı GARİPLER olarak kullanılmaktadır. Bu nedenlerden dolayı olsa gerek o semtin kullanılan diğer bir adı ZİNDAN KALEDİR. Yakın tarihe kadar şehitlerin kullanımından artan devasa çukur vardi kapatılmıştır. Katlı otopark ve okul vardır. O semtteki tarihi kalıntılar geçmişi hatırlamaya yeterlidir.

      Ne yazık ki TARİH TEKERRÜR ETMEKTEDİR. Her iki tarafında kıblesi aynı. Peki ŞEHİTLİK MERTEBESİ  HANGİ TARAFINDADIR ACABA.

Devam edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum