Vakıf kültürünün yüzük taşları: Osmanlı'nın kadın banileri

Vakıf kültürünün yüzük taşları: Osmanlı'nın kadın banileri

Toplumsal hayatın başlamasıyla beraber insanlık tarihinde insanlık için yardım teşebbüsleri de görülmeye başlanırken, sosyal adaletin sağlanmasında Türk-İslam devletlerinde vakıf kültürü toplumun en önemli unsurları haline geldi- Osmanlı'nın kuruluşundan

İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Toplumsal hayatın başlamasıyla beraber insanlık tarihinde insanlık için yardım teşebbüsleri de görülmeye başlanırken, sosyal adaletin sağlanmasında Türk-İslam devletlerinde vakıf kültürü toplumun en önemli unsurları haline geldi.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Osmanlı Devleti, vakıf müessesinin en yaygın ve etkin olduğu dönem olarak biliniyor. Osmanlı, kendinden önceki devletlerin kurumlarından faydalanırken, daha önce kurulan vakıf anlayışını dünyaya örnek olacak şekilde mükemmelleştirmiştir.

Özellikle 14 ve 16. yüzyıllarda sultan merkezli olarak teşekkül ettirilen vakıflara, 16. yüzyıldan sonra dikkate değer büyüklükteki kadın vakıfları eşlik etmiştir. Yaşanan bu süreç Osmanlı'nın vakıf anlayışında yaşanan değişikliğe işaret ederken, 17. yüzyılda devletteki saltanat sistemi değişikliği de kadın merkezli vakıf anlayışının gelişmesine katkı yapmıştır.

Osmanlı'nın kuruluşunda tarih sahnesinden ayrıldığı döneme kadar hayır işlerinde kadınların etkisi gözle görülür derecede büyüktür. Osmanlı'dan günümüze ulaşan ilk vakfiyenin bir kadına ait olması da bunun en önemli örneklerindendir.

Söz konusu eser Bizans İmparatoru 3. Andronikos Palaiologos'un kızı olan ve Orhan Gazi ile evlenen Asporça Hatun'a aittir. Vakfiye 1323'te düzenlenirken, vakfedilen mülklerin gelirlerine ilişkin pazartesi ve cuma geceleri üç hafızın Asporça Hatun ve çocuklarına Kur'an okuması, Ramazan ve Kurban bayramlarında fakirlere yemek dağıtılması, her yıl okunacak mevlidin kendisi ve çocuklarının ruhuna bağışlanması, kandil gecelerinde kandillerin yakılması gibi şartlar konulmuştur.

Osmanlı'da, 2. Bayezid'in validesi Gülbahar Hatun, 2. Bayezid'in oğlu Şehşinşah'ın annesi Hüsnüşah Hatun, Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbahar Hatun, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Valide Sultan, kızı Mihrimah Sultan, eşi Haseki Hürrem Sultan, 3. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan, 3. Mehmet'in annesi Safiye Sultan, 1. Ahmet'in eşi 4. Murat ve Sultan İbrahim'in anneleri Kösem Mahpeyker Sultan, 4. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan, 4. Mehmet'in eşi Rabia Gülnuş Emetullah Sultan, 1. Mahmut'un annesi Salih Sultan, 3. Mustafa'nın eşi Mihrişah Sultan, 2. Mahmut'un eşi Bezmialem Sultan, Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Sultan gibi isimler vakıf kurmada, hayır işlerinde isimleri en çok bilinen kadınlardır.

Padişah eşi ve annesi olan kadın banilerin en çok bilinenleri ise Haseki Hürrem Sultan, Bezmialem Sultan, Kösem Mahpeyker Sultan ve Pertevniyal Sultan olmuştur.

- Haseki Hürrem Sultan

Bir döneme damgasını vuran Haseki Hürrem Sultan, Osmanlı tarihinde vakfettiği eserlerle de adından söz ettirmiştir. En büyük eseri İstanbul'da Haseki semtinde bulunan cami, medrese, mektep, imaret ve darüşşifadan oluşan külliyesidir. Kariye ismiyle bilinen tekkeyi medreseye çevirten Hürrem Sultan, Ayasofya yakınlarındaki çifte hamamın da banisidir. Hürrem Sultan'ın eserleri sadece İstanbul'da değil, Osmanlı'nın hakim olduğu kutsal beldelerde de mevcuttu. Kudüs, Mekke ve Medine'de çok sayıda vakfiyesi bulunan Haseki Hürrem Sultan'ın Kudüs'teki imareti, insanlara yemek verilen ve diğer ihtiyaçlarının temin edildiği bir vakfiyeydi.

Öte yandan Kanuni Sultan Süleyman da eşinin ölümünden sonra Mekke ve Medine'de imaretler yaptırmış, ve Edirne'ye su getirterek çeşmeler yaptırmıştır.

- Kösem Mahpeyker Sultan

Devletin idari gücünü uzun süre elinde tutan Kösem Sultan'ın gelirinin büyüklüğü de dikkati çekmektedir. Kösem Sultan büyük gelirini cömertçe hayır işlerinde harcarken, hapishanelere giderek borçluların borçlarını ödediği bilinmektedir. Hizmetindeki kızların çeyizini hazırladığı bilinen Kösem Sultan'ın en önemli hayır eserlerinden biri Üsküdar Çinili Cami, gelmektedir. Bu camiye ilave okul, çeşme, darülhadis, çifte hamam, Anadolu Kavağı Mescidi, Şehremini, Yenikapı ve Beşiktaş yaptırdığı çok sayıda çeşmesi bulunmaktadır. Kösem Sultan'ın hacıların su ihtiyaçlarının karşılanması, Haremeyn'de fakirlere yardım edilmesi için vakıf tesis ettiği de bilinmektedir. İstanbul'da Büyük Valide Han da onun vakfiyeleri arasındadır.

- Bezmialem Sultan

Osmanlı'nın ihtişamlı kadın vakıflarının son temsilcilerinden olan Bezmialem Sultan, bugün hala faaliyetlerini sürdüren Şehremini'deki Gureba-yi Müslimin Hastahanesi, Mekke'deki Gureba-yi Müslimin Hastanesi, Cağaloğlu'nda hala faaliyette olan Valide Mektebi, Bezmialem Valide Mektebi, Bezmialem Valide Sıbyan Mektebi, Dolmabahçe Camisi, Gureba Hastanesi Camisi, Galata Köprüsü ve Osmanlı coğrafyasında çok sayıda çeşmeyi vakfettiği bilinmektedir.

- Pertevniyal Sultan

Pertevniyal Valide Sultan'ın en önemli vakfiyesi kendi adıyla anılan külliyesidir. Fatih Aksaray'da inşa edilen bu külliyede cami, mektep, muvakkithane, sebil ve türbe bulunmaktaydı. Hayırseverliğiyle ünlü olan Pertevniyal Sultan'ın vakıflarına gelir sağlamak amacıyla sur dışında bulunan tarlalar, sur içindeki bazı dükkanlar, Üsküdar Paşalimanı'ndaki erzak ambarları arkasındaki boş arsa, Tırhala, Yenişehir, Alasonya, Persepe, Florina'daki çiftlikleri, Bursa'da ipek fabrikası, Bahçekapı'da şehremaneti önündeki arsalar, Galata'da bazı arsalar gibi birçok mülk kendisine tahsis edilmişti.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :