Üniversitelere bu uyarı yeter: Slogan değil fikir üretin!

Üniversitelere bu uyarı yeter: Slogan değil fikir üretin!

Başbakan Davutoğlu: -Türk aydını yetiştirmek istiyoruz! -Kapıda bekledim! -Yargı ve üniversitede sayısal rekabet üzücü... -Aslında zam yapılmadı... -Yükseköğretim reformuna ihtiyaç var... - Kendini yenilemeyen bir eğitimci, bir müddet sonra makineleşir...

Başbakan Davutoğlu: -iPhone 1 nesli ile iPhone 5 nesli farklılaşıyor...  -Türk aydını yetiştirmek istiyoruz! -Kapıda bekledim! -Yargı ve üniversitede sayısal rekabet üzücü... -Aslında zam yapılmadı... -Yükseköğretim reformuna ihtiyaç var... - Kendini yenilemeyen bir eğitimci, bir müddet sonra makineleşir...

Başkent'te YÖK'teki Yükseköğretim Akademik Arşiv Projesi tanıtım toplantısına katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, üniversite yönetimlerine ve akademisyenlere önemli uyarılarda bulundu. Başbakan, bir Türk aydını yetiştirmenin, üniversitelerin üzerinde bir borç olduğunu söyledi.Davutoğlu, “Öğretim üyelerimiz, hiç kimsenin tahkir edilmediği, dışlanmadığı, herkesin kendi fikrini, ideolojileştirmeden, dogmatik bir hale dönüştürmeden savunabildiği, üniversite amfilerini propaganda mekanı değil, ama her türlü fikrin serbestçe tartışılabildiği mekanlar haline getirme sorumluluğuna sahiptir” dedi. Tezlerini kopyala yapıştır usulüyle hazırlayan akademisyenleri hazzetmediğini belirten Başbakan, “Şu şunu dedi, bu bunu dedi, o da onu dedi. Peki kardeşim sen ne diyorsun?” diye sordu. Davutoğlu özetle şunları ifade etti: “Yükseköğretim reformuna ihtiyaç var. Dünyanın örnek göstereceği bir model oluşturalım. Mümkün olduğu kadar üniversitenin özgürlük alanını genişleten, fikir özgürlüğü bağlamında tahkim edilmiş yerler haline getirelim. Üniversiteler tek düşünceye, ekole, gruba ait olarak görülemez.”

İŞTE AYRINTILAR

Öğretim üyelerinin özlük haklarını diğer muadillerle eşit noktaya getirdiklerini belirten Davutoğlu, kendisine, "Siz akademisyen olduğunuz için akademisyenlere destek veriyorsunuz. Bize de verin" denildiğini, akademisyen olarak, öğretim üyeleriyle birçok şeyi paylaştığını, ama Başbakan olarak hiçbir meslek grubu arasında ayrım yapmadığını aktardı.

Mesleğe başlayan araştırma görevlileri ile genç diplomatlar ya da kamudaki uzman yardımcılarının maaşları arasında ciddi fark olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"O zaman ne oluyor? Öğretim üyeliği teşvik edilmemiş oluyor. Negatif teşvik oluyor. Şunu hepimiz yaşadık: Ben Boğaziçi Üniversitesini çift anadalla bitirdikten sonra, uzun süre, yurt dışında da değişik şeyler yapabilmek için araştırma görevlisi olmaya da niyetlenmedim. Fakat ne kadar zorluk çektiğimizi hepimiz biliriz, o yıllarda. Elinizde iyi bir diploma var. Herhangi bir diploma, fark etmez. İlla iyi olması anlamında söylemiyorum. İş dünyasında iyi bir maaşla iş bulabileceksiniz, evlenmeniz de lazım, belki o sırada bir gönül ilişkiniz de var, önce oraya gitmeye başlıyor iyi zihinler. Gitsinler, iş dünyasında da iyi zihinlere ihtiyaç var. Sonra kamu bürokrasisinin diğer alanlarına gidiyor. Eğer büyük bir aşkla çileye hazır değilse, üniversiteye gelmiyor. Çünkü bir sürü şeyi ertelemesi gerekiyor, onu bitirene kadar. Yaptığımız düzenleme aslında bu farkı gidererek, hayata atılma düşüncesindeki genç mezunlara, 'Akademisyenlik size asgari hayat şartlarını sağlar' güvencesini vermek. Bunu vermezsek, bütün bu açtığımız üniversiteler mekan olarak bulunur ama öğretim kalitesi itibarıyla gelişmez. Onun için bunu yaptık. Bunu, herhangi bir meslek grubunu diğerine tercih ettiğimiz için değil, hakkaniyet gereği olarak yaptık. Ama şimdi üniversitelerimize düşen görev de genç mezunlarımıza akademik hayata girerken düşen görev de bu öğrencilerimizin, kardeşlerimizin, genç neslin, gençlerimizin iyi akademisyenler olarak yetişmesini sağlamaktır."

iPHONE'U ÖRNEK GÖSTERDİ

Öğretim üyelerinin, akademik eğitim ile akademik araştırma arasındaki dengeyi muhafaza etmeleri gerektiğini, bazı öğretim üyelerinin, zamanla eğitim makineleri haline dönüştüğünü gördüğünü ifade eden Davutoğlu, "Yani, okuyor, mezun oluyor, doktorayı yapıyor, ondan sonra aynı dersi yıllarca vererek, yüzlerce binlerce öğrenciye tekrar tekrar aynı konuyu anlatan bir öğretim üyesi haline dönüşüyor" dedi.

Bazı hocaların, aynı dersi birden çok şubeye anlatmayı tercih ettiğini, kendisinin ise akademisyenken bundan hoşlanmadığını, değişik dersleri anlatmayı heyecan verici bulduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bunu, 'öbürü yanlıştır' diye söylemiyorum, şunun için söylüyorum: Eğitim esastır, ama araştırmayla kendini yenilemeyen bir eğitimci, bir müddet sonra makineleşir" diye konuştu. Davutoğlu, artık 3-5 yılda neslin değiştiğini, bunun farkında olunması gerektiğinin altını çizerek, "Ben serisini unutuyorum, ama iPhone 1 nesli ile iPhone 5 nesli farklılaşıyor. Ona intibak eden çocuklar da farklılaşıyor. Şu anda teknoloji kullanımı ve bilgi kullanımı itibarıyla nesil değişimi artık 30 yıl değil, 5 yıldır, 3 yıldır bazen. O zaman öğretim üyesinin de kendisini yenilemesi lazım" ifadelerini kullandı. AA 

Önceki ve Sonraki Haberler