"Türkiye ile Kolombiya'daki süreç kıyaslanamaz"

"Türkiye ile Kolombiya'daki süreç kıyaslanamaz"

Türkiye'nin Bogota Büyükelçisi Yürür:- "FARC'ın yaklaşım biçimiyle PKK arasında, silahlı eylemin her türlüsüne başvurmak, katliamlara imza atmak dışında bir benzerlik görmüyorum. Dolayısıyla Türkiye'deki süreç ile Kolombiya'daki süreçleri birbirinden ayır

BOGOTA (AA) - TUĞRUL ÇAM - Türkiye'nin Bogota Büyükelçisi Engin Yürür, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile hükümet arasındaki anlaşmanın referandumda reddedilmesiyle gündeme gelen Kolombiya'daki durum ile Türkiye'dekinin kıyaslamanın yanlış olduğunu belirterek, "FARC'ın yaklaşım biçimiyle PKK arasında, silahlı eylemin her türlüsüne başvurmak, katliamlara imza atmak dışında bir benzerlik görmüyorum." dedi.

Yürür, Marksist Leninist örgüt FARC ile hükümet arasında geçen hafta varılan barış anlaşmasına halkın "hayır" oyu vermesinin nedenleri ve bundan sonra ülkeyi nelerin beklediği konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Referandumda yüzde 50,2 oranında "hayır" çıkmasının aslında sürpriz olmadığını ifade eden Yürür, "Aslında 'evet'in kazanma ihtimali vardı ancak bu kadar küçük bir farkla kazanabilirdi." diye konuştu.

Kolombiya'da barışa kimsenin karşı olmadığını dile getiren Yürür, "Kolombiya halkı barışı istemedi' gibi bir düşünceye girmemek gerekiyor. Anlaşmanın bazı unsurlarına ve FARC liderlerinin demokratik haklara sahip olup siyasete girmelerine karşı olan grupların desteğiyle bu sonuç çıktı." değerlendirmesini yaptı.

Büyükelçi Yürür, bundan sonra Kolombiya'yı neyin beklediğine yönelik de 2012'de başlayan barış görüşmelerinin ülkeyi bir olgunluğa getirdiğini söyleyerek, şöyle devam etti:

"Bugünkü şartlarda savaş taraftarı olan kimse yok. FARC gerilla örgütü içinde de yok, devlette de yok. Kolombiya'da tekrar FARC ile hükümet güçleri arasında bir silahlı çatışmanın olabileceğini düşünmek en azından şu önümüzdeki yakın dönem için pek mümkün değil."

- "Hükümet muhalefeti dikkate almak zorunda"

Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos'un anlaşmaya karşı çıkan muhalefetle bir araya gelme ve FARC ile tekrar görüşmek üzere bir heyeti Küba'ya gönderme kararı aldığını hatırlatan Yürür, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar barış görüşmelerine hiçbir destek vermemiş bir muhalefet söz konusu. Bu muhalefetin tavrı elbette belirleyici olacak. Referandumun galibi de şu sırada muhalif grup. Dolayısıyla onların söylediklerini yönetim dikkate almak zorunda."

Santos'un aslında anlaşmayı referanduma götürmek zorunda olmadığını ancak siyaseten halkın onayını almak istediğini belirten Yürür, anlaşmanın reddedilmesinden sonra metinde bazı rötuşlar yapılması gerekebileceğini aktardı.

Yürür, 4 yıl süren uzun ve zorlu sürecin ardından anlaşmaya varıldığını anımsatarak, "Belki de Kolombiya halkını en çok rahatsız eden ama ülkenin gerçekleri çerçevesinde daha iyisine de ulaşılamayacak olan geçiş dönemi adaleti konusu bence bundan sonraki görüşmelerin en sıkıntılı yanlarından biri olacak." dedi.

Adaletin tesis edilmesinde bazı sıkıntılar bulunduğunu vurgulayan Büyükelçi Yürür, müzakerelerde "geçiş dönemi adaleti" ana başlığının FARC gerillalarının uluslararası statüsü çerçevesinde Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni (UCM) kuran Roma Statüsü'ne uygun şekilde belirlendiğini ve UCM savcısının önerileri ve denetiminde yapıldığını söyledi.

Yürür, FARC'ın eylemlerinin terör eylemleri olarak nitelendirilse bile "gerilla statüsü" kazandığını, örgütün silah bırakma, ülkeye uyum sağlama, toplumla kucaklaşma ve 52 yıllık savaşı bitirme sözü verdiğini hatırlattı.

Büyükelçi Yürür, anlaşmaya muhalefet edenlerin öne sürdüğü "suçunu itiraf eden örgüt mensuplarına hafif cezalar bile verilmeyeceğine" yönelik hükümlere karşı örgüt üyelerine "Hayır, sen ömrünün sonuna kadar hapiste kalacaksın" demenin mümkün olmadığını çünkü FARC dışında yıllar boyunca paramiliter grupların da çeşitli uyuşturucu kartellerinin de hatta bazı devlet görevlilerinin de çeşitli ağır suçlara bulaştığına işaret etti.

Yürür, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Roma Statüsü çerçevesinde yapılan bir anlaşmada eğer bir tarafın yargılanmasını istiyorsanız öbür tarafın da yargılanmasını göze alacaksınız demektir. Bu çerçevede bir müzakere yapıldı ama o bütün cinayetler, insan kaçırmalar, cinsel suçlar için bir adil yargılama beklerseniz 52 yılda işlenen suçların yargılanması yüzlerce yıl sürebilir. Buna ne mahkemeler yetebilir ne insanların ömürleri yeter yargılamaya ne de sanıkların yargılanmaya ömrü yeter."

"Burada önemli bir detay var." ifadesini kullanan Büyükelçi Yürür, Kolombiya gibi Hristiyan bir toplumda af dilemenin "birçok sorunu halledebildiğine" vurgu yaptı.

Yürür, "FARC da af diledi. Hem birçok kurbandan şahsen af dilediler hem de milletin önünde bütün yaşananlar için af dilediler ama anlaşılan o ki affa mazhar olamadılar." şeklinde konuştu.

- "Türkiye ile Kolombiya'daki süreç kıyaslanamaz"

Türkiye'deki durumla Kolombiya'dakini kıyaslamanın yanlışlığına dikkati çeken Yürür, suç eylemleri konusunda benzer noktalar bulunduğunu ancak bunun dışında benzerlik aramanın zor olduğunu söyledi.

Büyükelçi Yürür, şöyle devam etti:

"FARC'ın belki bir dönem dış desteği olmuş olabilir, belki bir dönem bizde PKK'nın uyguladığı gibi ülkeye girip eylem yapıp ülke dışına çıkmış olabilirler ama bunun dışında diğer ülkelerin vatandaşlarıyla veya diğer ülkelerin yönetimleriyle yakın bir işbirliğine girdikleri konusunda somut kanıt yok. Ülke içinde mücadele etmişler çoğunlukla. FARC'ın yurt dışında bazı temaslarının olduğunu, bazı liderlerinin Venezuela'da bir süre kaldıklarını, Ekvador ve Venezuela'ya bazı grupların vur-kaç eylemlerinden sonra kaçtıklarını biliyoruz ama PKK'nın yaptığı gibi lider kadrosunun, hatta militan kadrosunun başka bir ülkede konuşlanıp oradan terör eylemlerine girişmeleri gibi bir konu söz konusu olmadı. Ayrıca uluslararası stratejik yaklaşımlarda yerleri asla olmadı."

Yürür, iki örgütün uyuşturucu kaçakçılığı gibi mali gelir edinmede benzerlikleri olduğunu ancak iki örgütün yaklaşımları arasında büyük farklar bulunduğunu dile getirdi.

FARC'ın "gerilla statüsü kazanmış, bir anlamda uluslararası meşruiyet kazanmış, dolayısıyla kendisini bir iç savaşın mücadele eden tarafı olarak gören bir örgüt" olduğunu ifade eden Yürür, "FARC'ın yaklaşım biçimiyle PKK arasında, silahlı eylemin her türlüsüne başvurmak, katliamlara imza atmak dışında bir benzerlik görmüyorum. Dolayısıyla Türkiye'deki süreç ile Kolombiya'daki süreçleri birbirinden ayırmak lazım, kıyas yapmak mümkün değil." dedi.

- "Türkiye için Kolombiya çok önemli"

Kolombiya'nın gerek ham madde kaynakları gerekse yetişmiş insan kalitesi bakımından bölgenin en önemli ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Büyükelçi Yürür, ülkenin 70 yıldır yaşadığı şiddet ortamına rağmen geldiği kalkınma noktasının dikkatle ele alınması gerektiğini kaydetti.

Yürür, Kolombiya'nın Türkiye açısından önemini anlatırken de iki ülke arasında yıllık yaklaşık 1 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

"Kolombiya'nın gerçek anlamda modernleşmesi, özellikle kırsal kesimin modernleşmesi barışla ancak söz konusu olabilecektir. Önümüzdeki dönemin barış içinde geçmesi Kolombiya için çok önemlidir. Türkiye için Kolombiya bölgedeki en önemli ülkelerden bir tanesidir. Bundan sonraki dönemde barışın sürmesiyle Türk iş adamlarının yatırımlar için gelmeleri, Türk devletinin de barışın kalıcı olabilmesi için anlaşma onaylanmadan dahi gerekli işbirliği destek çalışmalarını aksatmadan sürdürmesi Türkiye'nin bölgedeki geleceği için öneme haiz bir konudur."

Kolombiya'da 52 yıl süren, 250 bin kişinin ölümü, 6 milyon kişinin yerlerinden olmasına yol açan iç savaşı bitirmek için hükümet ile FARC arasında 4 yıllık müzakerelerin ardından geçen hafta barış anlaşması imzalanmıştı.

Halkın onayı için pazar günü referanduma götürülen anlaşmaya oy kullananların yüzde 50,2'si "hayır" demiş, "evet" kararının çıkacağını öngören anketler nedeniyle bu sonuç "sürpriz" olarak nitelendirilmişti.

"Hayır" oylarının fazla olmasının önemli gerekçeleri arasında halkın FARC'a fazla taviz verildiğini düşünmesi gösteriliyor. Anlaşmaya göre, FARC gerillaları 6 ay içinde Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde silah bırakacak, kurulması planlanan özel mahkemede suç işlediğini itiraf eden FARC üyeleri hapis cezası yerine "bir çeşit kamu hizmeti" yaparak topluma entegre edilecek, örgüt yılda milyarlarca dolar gelir elde ettiği uyuşturucu ticaretini sonlandıracak ve eylemlerinin kurbanlarına ve ailelerine tazminat ödeyecekti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler