"Türk-İslam davasının gönüllü askeri: Osman Yüksel Serdengeçti"

"Türk-İslam davasının gönüllü askeri: Osman Yüksel Serdengeçti"

Serdengeçti dergisinin kurucusu, siyasetçi, gazeteci ve şair Osman Yüksel Serdengeçti, vefatının 33. yılında Cumhuriyet döneminde Türk-İslam düşüncesinin mücadeleci fikir adamlarından biri olarak anılıyor

İSTANBUL (AA) - SALİHA ÖZDEMİR - Serdengeçti dergisinin kurucusu, siyasetçi, gazeteci ve şair Osman Yüksel Serdengeçti, vefatının 33. yılında Cumhuriyet döneminde Türk-İslam düşüncesinin mücadeleci fikir adamlarından biri olarak anılıyor.

Asıl adı Osman Zeki Yüksel olan Serdengeçti, 15 Mayıs 1917'de Antalya'nın Akseki ilçesinde dünyaya geldi.

Öğrencisi olduğu Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde 1944 Mayısında yaşanan milliyetçilik olaylarına karıştığı için, yazar, şair ve düşünür Hüseyin Nihal Atsız ile birlikte bir süre hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra öğrenimi için yeniden fakülteye başvuran yazar, bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan yazısı nedeniyle yeniden hapse girdi.

- "Milliyetçilik bizim için vasıta değil bizatihi gayedir"

Osman Yüksel Serdengeçti, hapisten çıktıktan sonra 1947'de "Serdengeçti" dergisini kurdu. Derginin ilk sayısında "Serdengeçtiler" imzasıyla yayımlanan başyazıda, "Serdengeçtiler kelimenin tam manasıyla milliyetçidirler. Milliyetçilik bizim için bir vasıta değil, bizatihi gayedir." ifadeleriyle manifestosunu ortaya koydu. Yazar, bu dergideki yazılarında kullandığı Serdengeçti mahlasını, daha sonra soyad olarak aldı. Dönemin siyasi iradesi tarafından sürekli kapatılan, toplatılan dergi 33 sayı çıktı.

Türk-İslam düşüncesine önemli katkılar sağlayan Serdengeçti dergisi, döneminde keskin bir biçimde Türk ırkını savunan dergilerin aksine, İslamcılık ve milliyetçiliği ilk defa bir arada dillendirebilen, Said Nursi ve Risaleler hakkında yazıların da çıktığı bir dergi olarak tarihteki yerini aldı.

Siyasetle de ilgilenen Serdengeçti, 1965-1969 yıllarında Adalet Partisi Antalya Milletvekilliği sırasında kravat takmadığı için aldığı uyarıları dikkate almayınca genel kurula girişi yasaklandı. Bu kez beline bağladığı kravatla genel kurula giren yazar, kravatı boynuna takması gerektiği söylendiğinde "Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım." gibi cevapları ve partisine yönelttiği eleştiriler yüzünden bir süre sonra partiden ihraç edildi.

- "8 defa mahpus, bir defa mebus"

Serdengeçti, mütevazı kişiliği, mücadeleci ruhu ile Cumhuriyetten sonraki 50 yılın fikir ve siyaset hayatında en çok gündem oluşturan şahsiyetlerden biri olmanın yanı sıra nüktedanlığı ile de tanındı. Bir yazısında kendisini "8 defa mahpus, bir defa mebus" olarak tanımlayan yazarın, bir duruşma sırasında kendisine, "Evladım sen burada Allah demenin yasak olduğunu bilmiyor musun?" diye soran hakime, yutkunmadan "Allah Allah!" diye cevap verdiği bilinir.

Yazar Beşir Ayvazoğlu tarafından, "Benzersiz zekasını ve sanatkarlık hassasiyetini davasına feda eden büyük ruhlardan biriydi." ifadesiyle tanımlanan Serdengeçti'nin, "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız" sloganın da kaynağı olduğu birçok yazar tarafından dile getirilir.

Yeni İstanbul gazetesinde "Selam" başlığı altında yazılar kaleme alan, TRT Radyosu'nda konuşmalar yaptığı da bilinen yazar, "Mabedsiz Şehir", "Bu Millet Neden Ağlar?", "Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?", "Ayasofya Davası", "Mevlana ve Mehmet Akif", "Türklüğün Perişan Hali", "Gülünç Hakikatlar", "Kara Kitap", "Müslüman Çocuğunun Şiir Kitabı", "Radyo Konuşmaları", "Akdeniz Hilalindir" eserlerini okuyucuyla buluşturdu.

Serdengeçti, parkinson hastalığına yakalanmasının ardından 10 Kasım 1983'te Ankara'da hayatını kaybetti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :