TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu

AK Parti Samsun Milletvekili Karaaslan:- "Diyarbakır hepimizin şehridir, bu şehrin kadim değerlerini korumak hepimizin görevidir"- "Tarihi dokuyu koruyacağız, insanımızın hak ve hukukunu da koruyacağız. Bunlar, hafıza ve izler silinmeden yapılacak. Bu Diy

TBMM (AA) - AK Parti Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Diyarbakır'ın kadim değerlerinin korunacağını vurgulayarak, "Tarihi dokuyu koruyacağız, insanımızın hak ve hukukunu da koruyacağız. Bunlar, hafıza ve izler silinmeden yapılacak. Bu Diyarbakır için kentsel ihya projesidir." dedi.

HDP, Danışma Kurulu toplanamadığından, "Sur ve Silopi için alınan acele kamulaştırma kararından etkilenecek yurttaşların yaşayacağı hak gasbının ve bu karanın doğuracağı olumsuz sonuçların araştırılması" amacıyla verdiği araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisini Genel Kurula getirdi.

Grup önerisi üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, Diyarbakır'ın Sur ve Şırnak'ın Silopi ilçelerindeki kamulaştırma kararlarını eleştirdi. Söz konusu kamulaştırma kararının Anayasa ve yasalara aykırı olduğunu ileri süren Demirel, "Sur'un özgün dokusuna ilişkin AKP hükümetinin yürüttüğü politika gasbetmektir, insanların malına el koymaktır." diye konuştu.

Demirel, Diyarbakır ve Silopi'de bini aşkın sivil toplum kuruluşunun kamulaştırma kararının iptali için dava açtığını söyledi.

AK Parti Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Sur ve Silopi'de devletin yıkım yapacağı, halkın mağdur edileceği gibi bir algı çalışması yapıldığını belirterek, "Bu gerçek değil. Orada yıkımı yapan, halkı mağdur eden terör örgütüdür." dedi.

Diyarbakır Suriçi'nin birinci derece kentsel SİT alanı olduğunu, 2009 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Sur Belediyesi, TOKİ ve valiliğin ortaklaşa Alipaşa, Lalebey ve Cevatpaşa mahallelerinde kamulaştırma kararı aldığını ve o dönem yıkımların başladığını anlatan Karaaslan, "Bugün ne değişti? Bundan birkaç yıl önce bu kararın altına imza atan Büyükşehir Belediyesi bugün karşımızda çok farklı bir argümanla duruyor." ifadesini kullandı.

Karaaslan, "Suriçi Koruma Planı 1990 yılında hazırlandı ama korunmadı, yetersiz kaldı. 2008'de bu plan askıya alındı, yeni plan hazırlandı. Koruma Planının ötesinde bir şey söylüyor muyuz? Hayır. Neye karşı çıkıldığının, hangi argümanla 'devletin burayı yıkacağının, halkı mağdur edeceğinin' daha detaylı paylaşılmasını istiyorum." diye konuştu.

"Diyarbakır hepimizin şehridir, bu şehrin kadim değerlerini korumak hepimizin görevidir." diyen Karaaslan, öncelikli hedefin alandaki kaçak, sağlıksız, güvensiz yapıların yıkılarak tarihi ve kültürel varlığının ön plana çıkartılması olduğunu kaydetti.

Karaaslan, "Tarihi ve kültürel değere sahip başta surlar olmak üzere köşk, konak, kilise, han, hamam, cami restore edilerek kente tekrar kazandırılacak. Tarihi dokuyu koruyacağız, insanımızın hak ve hukukunu da koruyacağız. Bunlar, hafıza ve izler silinmeden yapılacak. Bu Diyarbakır için kentsel ihya projesidir. Dünyada örnek olacak bir projeye imza atacağız." dedi.

-"Kamulaştırma kararı Anayasaya aykırı"

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminin Cumhuriyet tarihinin en kanlı dönemi olduğunu öne sürerek, "Kendi tarihine bir çok yıkım sığdırdı, bunlardan bir tanesi Sur, Silopi ve Cizre." ifadesini kullandı.

Sur'un 7 bin yıllık tarihi olduğunu ve tarihinde görmediği yıkımı son 6 ayda yaşadığını savunan Tanrıkulu, "Kamulaştırma kararı Anayasaya aykırı. Danıştay kararına göre de acil kamulaştırma kararları her parsel için ayrı ayrı yapılmalıdır. Bir kentte acele kamulaştırma yapılıyor ama kentten kimseyle istişare yapmadan bunu yapıyorsunuz. Bu acele neden? Nedeni ders verme, öç alma, insanları hizaya getirme. Kimsenin terörle mücadeleye itirazı yok ama bu mücadele halkla olamaz, yurttaşlarla olamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Tanrıkulu, Diyarbakır'da ticaretin yüzde 80'inin Sur ilçesinde yapıldığını, şimdi ise ilçenin birçok caddesinin trafiğe kapatıldığını, insanların ticaret yapamaz hale geldiğini söyledi.

AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır ise Tanrıkulu'nun "Davutoğlu dönemi en kanlı dönem olduğu" ifadesinin açık bir bühtan, yalan, çarpıtma ve yönlendirme olduğunu söyleyerek, "Bunu şiddetle reddediyoruz." dedi. Çakır, terör örgütünün son 5-6 aydır sürdürdüğü terör eylemlerine karşı devletin hukuktan kaynaklı haklarıyla vatandaşlarının hayat haklarını korumak için mücadelede bulunduğunu vurguladı.

- Galip Ensarioğlu'nun sözleri

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu da Sur ilçesinin sembolik ve tarihi öneme sahip olduğunu, Diyarbakır'ın kalbi, özü olduğunu, kendisinin de orada doğup, terör örgütünce yakılan Yavuz Selim İlkokulu'nda okuduğunu anlattı.

HDP'li Demirel'in sözlerinin tamamının yanlış, yalan olduğunu savunan Ensarioğlu, "Öldürdünüz, şimdi de mallarına el koyuyorsunuz' dedi. Keşke şiddeti sivil alana taşıyanlara, ölümlere, yıkımlara sebep olanlara da buradan ya da başka bir yerde tek bir kelime söyleyebilseydiniz. Devleti bilerek operasyona tahrik ettiler, oraların yıkılmasına, tahrip olmasına sebep oldular." dedi.

Ensarioğlu, 2009'daki yerel seçimin ardından yapılan kamulaştırma nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığının o dönemde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yıkım işi için 16 milyon lira verdiğini anlattı.

Belediyenin yıkım işini ihale ettiğini dile getiren Ensarioğlu, "Müteahhit geldi, dedi ki, 'Yıkıma başladım, benim kepçelerimi yaktılar'. Döndüm dedim ki, 'Arkadaşlar biz büyükşehirden aldık ihaleyi, sizinkilerin haberi var, niye engel oluyorsunuz?'. Dediler ki 'Vallahi Osman'a da bunun hesabını sorarız, biz burayı yıktırmayız'. Şimdi eğer oralardan siyasi talimat alıyorsa hiçbir şey yapamaz ama kimse kalkıp milletin malına el konuyor demesin." ifadesini kullandı.

Ensarioğlu, "Tarihi mekanların hızla aslına uygun şekilde restorasyonu yapılacak, evlerinden, yurtlarından olan, zarar gören vatandaşın zararı en acil şekilde karşılanacak. Sur'un içinde tarihi dokuya uygun taş bina dışında bir şey yapılmayacak. Belediyenin hazırladığı imar planına göre hazırlanacak." diye konuştu.

HDP Grup Başkanvekili Demirel ise "Hatibi dinledik. Eğer başarabilseydi 7 yılda Bingöl Devlet Hastanesini yapmış olurdu, halen ihalesi kendisinde, bunu başaramadı." dedi.

-"Her aileden istisnasız bir kişiyi işe alacağız"

Ensarioğlu da yerinden söz alarak milletvekili olmadan önce müteahhitlik yaptığını, ancak şimdi şirket ile kendisinin ve ailesinin ilgisi kalmadığını, Bingöl Devlet Hastanesinin yapım işini takip ettiğini, inşaatın yüzde 90 oranında tamamlandığını, birkaç ay içinde, süresi içinde biteceğini söyledi.

Mehmet Galip Ensarioğlu, "Sur'un altında kalacaksınız. Bugün o tahribatı onarmaya, yaraları sarmaya çalışıyoruz. Bunun telaşı içindesiniz. Oradaki tarihi ayağa kaldıracağımızı çok iyi biliyorsunuz. Sur'da evi olanlara gerçek bedellerinin çok üzerinde para ödeyeceğiz. Her aileden istisnasız bir kişiyi işe alacağız, herkesin zararını karşılayacağız. Vergi borçlarını öteleyeceğiz, faizsiz kredi sağlayacağız ve orayı ihya edeceğiz." diye konuştu.

-"Soykırım" tartışması

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Sur'da sadece fiziksel katliam planlanmadı. Sur'da planlanan çok net bir kültürel, tarihi, ekolojik, ekonomik, toplumsal, sosyal soykırım planının devreye konulmasıdır. Sur, Diyarbakır ve bütün bölgenin kalbidir. Siz, Sur nezdinde bir soykırım planının, katliam konseptinin üzerine koymak istiyorsunuz." iddiasında bulundu.

Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, "Soykırım da yapmıyoruz, gasp da yapmıyoruz. Kim soykırım ve gasp yapıyorsa Allah onların belasını versin. Soykırım da yapan, gasp da yapan ortalığı yakıp yıkan terör örgütüdür. Sadece terör örgütü müdür? Terör örgütüne her türlü desteği veren herkes de en az terör örgütü kadar sorumludur." dedi.

TBMM Başkanvekili Bahçekapılı da Baluken'in "soykırım" kelimesini kullandığını anımsatarak, "Bunu kabul etmemiz mümkün değil. İnanıyorum ki Mecliste görev yapan herkes siyasi aidiyeti ne olursa olsun tüm halkların, Kürt ve Türk halklarının da kardeş olduğuna inanmaktadır." diye konuştu.

Söz alan Baluken, fiziksel soykırım olarak ifade ettiği bir şey olmadığını, "soykırım" ifadesini kültürel, sosyolojik bir ifade olarak kullandığını belirtti. Baluken, "Eğer isteseydik Mehmet Ağar'ın il başkanlığını yapan bir insanın her suçunu teşhir ederdik." ifadelerini kullandı.

-"Niye aceleniz? Yakacak mısınız, ne yapacaksınız?"

Ensarioğlu da 16 yıl DYP il başkanlığını yaptığını, bu partinin değişik kademelerinde görev aldığını anlatarak, "Bütün Diyarbakır beni iyi tanır. Kimse size selam vermeye çekinirken, Kürt sorunu var diyen bendim. O gün de köy yakmalara karşı çıkan bendim, bugün de sizin yakmanıza karşı çıkan benim. Hastaneyi yakanlara laf etmezsiniz. Niye aceleniz? Yakacak mısınız, ne yapacaksınız? Ambulansı kurşunlayana laf etmezsiniz..." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmaların ardından HDP'nin önerisi kabul edilmedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler