Son teknoloji Türk savunma sistemleri

Son teknoloji Türk savunma sistemleri

Türkiye, son teknoloji savunma sistemlerini artık kendisi üretiyor. Ürettiği gibi kalmıyor, dünyaya stıyor

 


YERLİ FÜZE KAPLAN

ROKETSAN, son dönemde dikkati çeken ürünlerinden Kaplan füzesi (TRG-300) ve silah sistemini ilk kez 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'17) tanıtacak.

ROKETSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yabancı müşterileri tarafından kullanılan topçu roketlerini, yenilikçi yaklaşımlarla geliştirmeye devam ediyor. Firma, son olarak 122 ve 300 milimetrelik roketlerini güdümlü hale getirdi.

Bu çalışmaların ürünlerinden Kaplan füzesi (TRG-300) ve silah sistemi, 9-12 Mayıs'ta düzenlenecek 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda ilk kez sergilenecek.

ROKETSAN'ın 5 yıllık bir tasarım, geliştirme ve kalifikasyon sürecinin ardından, geçen yıl kasım ayında Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ettiği Kaplan füzesi, Türk makamları tarafından yapılan zorlu kalifikasyon testlerinde 120 kilometre menzilde etkinliğini ispatladı.

Kaplan füzesi, yüksek isabet ve tahrip gücü sayesinde 30 kilometreden 120 kilometreye kadar yüksek öncelikli hedefler üzerinde yoğun ve etkili ateş imkanı veriyor. Füze, bu üstün özellikleri sayesinde zamanında, doğru ve etkili ateş gücü yaratarak manevra birliklerine güçlü ateş desteği sağlıyor.

Uydu destekli ataletsel güdüm sistemi sayesinde hedefleri hassas olarak vurabilen Kaplan, yalıtımlı pod içerisine yerleştirilerek "pod içi füze" konfigürasyonu olarak depolanıyor, taşınıyor ve fırlatılabiliyor.

Kaplan füzesi, ROKETSAN üretimi K+ Silah Sistemi, T-122/300 ÇNRA Sistemi, Çok Kundaklı Roketatar Sistemi (ÇKRA-122/300) ile entegrasyon için uygun arayüze sahip diğer platformlarla kullanılabiliyor.

Füze silah sistemi, gece ve gündüz her türlü hava ve arazi şartlarında yüksek öncelikli hedefleri vurabiliyor.

Sahip olduğu uzun menzil ve yoğun ateş açabilme yeteneğiyle caydırıcı güç olarak kullanılan Kaplan füzesi silah sistemi, bu sayede bir manevra kuvvetinin desteklenmesinde standart taktik görevlerin yanı sıra barışı destekleme harekatından ateşle taarruza kadar oldukça geniş bir kullanım yelpazesinde önemli görevler icra etme kabiliyeti taşıyor.

Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve kaç taktiğini başarıyla uyguluyor.

Söz konusu sistem, sahip olduğu tam otomatik seyrüsefer ve tevcih sistemleri sayesinde kısım komutanı, doldurucu ve sürücü olmak üzere 3 kişilik mürettebatla atış görevi icra edebiliyor.

 

YERLİ FÜZE KAAN

Türkiye'nin ulusal füze ve roket programlarına öncülük eden ROKETSAN'ın yerli KAAN füzesi ve silah sistemi, ilk kez 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) sergilenecek.

Türk savunma sanayisinin son teknoloji ürünlerinin görücüye çıkacağı 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın en büyük sürprizlerinden birini ROKETSAN yapacak.

ROKETSAN, 9-12 Mayısta TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek fuarda, KAAN füzesi ve silah sistemini tanıtacak.

ROKETSAN tarafından geliştirilen ve üretilen 610 milimetre çaplı KAAN füzesi, ordu etki sahası içerisinde yüksek öncelikli hedefler üzerinde yoğun ve etkili ateş gücü sağlıyor.

Füze, zamanında, doğru ve etkili ateş yaratarak manevra birliklerine mükemmel ateş desteği imkanı veriyor.

Her türlü hava ve arazi şartlarında ateş desteği sağlıyor

KAAN füzesi, ataletsel güdüm sistemi veya küresel konumlama sistemi (KKS) destekli ataletsel güdüm sistemi sayesinde hedefleri hassas olarak vurabilecek. KAAN füzesi, yalıtımlı pod içerisine yerleştirilerek pod içi füze konfigürasyonu olarak depolanıyor, taşınıyor ve fırlatılabiliyor.

Sistem, gece ve gündüz, her türlü hava ve arazi şartlarında, yüksek öncelikli hedefler üzerine yoğun ateş açarak manevra birliklerine etkin ateş desteği sağlıyor.

KAAN, sahip olduğu uzun menzil ve yoğun ateş açabilme yeteneğiyle caydırıcı güç oluşturuyor. KAAN silah sistemi, bu sayede bir manevra kuvvetinin desteklenmesinde standart taktik görevlerin yanı sıra, barışı destekleme harekatından ateşle taarruza kadar oldukça geniş bir kullanım yelpazesinde çok önemli görevler alabiliyor.

 

 

ASELSAN'DAN TERMAL KAMERA

ASELSAN, geliştirerek ürettiği kızılötesi dedektörler ile termal kamera alt bileşenlerinde yurt dışı bağımlılığına son verecek önemli bir adım attı.

thumbs_b_c_af4692e11c891c86e7521cd32e75c61f.jpg

 

ASELSAN'ın elektro-optik sistemler alanındaki çalışmalarının son örneklerinden olan GÖZ-Q termal kamera, 13. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarında (IDEF’17) ilk kez görücüye çıkacak.

GÖZ-Q, kızılötesi algılayıcı birimindeki Türk mühendisler tarafından geliştirilen yüksek performanslı soğutmalı kızılötesi dedektörüyle ASELSAN’ın milli imkanlarla termal kamera üretimi konusunda ulaştığı yetkinliği göstermesi açısından önem taşıyor.

Kamera, ASELSAN’ın yıllardır sahip olduğu yüksek performanslı termal kamera tasarım ve üretim kabiliyetini, kurum tesislerinde seri üretimine başlanan kuantum kuyulu soğutmalı kızılötesi dedektörler (QWIP) ile buluşturuyor.

Sınır, sahil ve kritik tesis güvenliğinde ihtiyaç duyulan uzun menzilli ve yüksek performanslı termal görüntüleme kabiliyetine sahip GÖZ-Q, elektromanyetik spektrumun uzun kızılötesi dalga boyunda (LWIR) algılama yapıyor.

Tamamen askeri standartlara uygun geliştirilen GÖZ-Q termal kamera sistemi, sahip olduğu operatör kontrol birimi, tripod ve motorize yönlendirme birimiyle kullanıcısına 360 derece algılama imkanı sunuyor.

GÖZ-Q termal kamera, elektro-optik keşif ve gözetleme sistemleri alanında ASELSAN ile Türkiye'nin yetkinliğini ve bağımsızlığını sergilemesi nedeniyle otoriteler tarafından IDEF 2017’nin yükselen yıldızı olarak gösteriliyor.

İhracatın önündeki engel kalkıyor

Kızılötesi dedektörler, termal kameraların en kritik bileşenlerini oluşturuyor. Dedektörler, mikro ve nano ölçekte yüzbinlerce algılayıcıdan oluşuyor.

Görüşün kısıtlı olduğu gece, gündüz ve kötü hava koşullarında cisimlerin ortama yaydıkları çok küçük sıcaklık farklarını algılayan kızılötesi dedektörler sayesinde, gözle görülemeyen nesnelerin görünülebilirliği sağlanıyor.

Dünyada sayılı gelişmiş ülkelerde bulunan bu kritik teknoloji, sahip olan ülkenin ulusal koruması altında olup varlığı gelişmişlik ve üstünlük göstergesi oluşturuyor.

Kullanım alanına göre çeşitlilik gösteren kızılötesi dedektörlerin millileştirilmesi, termal kameraların diğer ülkelere ihracının önündeki en önemli engelin ortadan kalkması anlamına geliyor.

 

ASELSAN'DAN  TORPİDO

ASELSAN'ın denizaltı savunmasına yönelik geliştirdiği hafif torpido ilk kez görücüye çıkıyor.

thumbs_b_c_cea9bba9acd7595ea83bc65012db47fd.jpg

 

Son dönemde denizaltı savunma harbi konusunda çeşitli ürünler geliştiren, Torpido Karıştırma Aldatma Sistemi (HIZIR), Torpido Karşı Tedbir Dekoy Ailesi (ZOKA), yakın geleceğin en önemli teknolojilerinden Torpidoya Karşı Savunma Torpidosu (TORK), öz kaynakları ile geliştirilip üretilen SONOBOY ve ASIST ile yurt dışı pazarları da hedefleyen ASELSAN, bunlara bir yenisini ekledi.

ASELSAN tarafından geliştirilen hafif torpido, 9-12 Mayıs'ta düzenlenecek 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF’17) ilk defa sergilenecek.

TORK ile benzerlik gösteriyor

Denizaltı savunma harbinde kullanılan hafif torpido, ASELSAN tarafından geliştirilen TORK ile büyük ölçüde benzerlik gösteriyor.

Hafif torpido, su üstü gemilerinde mevcut torpido kovanlarından, helikopter ve deniz karakol uçaklarından atılabilecek yapıda geliştirildi.

 

ROKETSAN'IN YENİ FÜZELERİ YOLDA

Roketsan Genel Müdürü Roketsan Genel Müdürü Selçuk Yaşar, "Önümüzdeki 7 yılda, şu ana kadar ürettiğimiz veya kalifiye ettiklerimiz kadar ürün çeşidimiz hizmete girecek. Artık boyları 2 metre değil, 6-8 metre olan büyük sistemler, füzeler devreye girecek." dedi.

thumbs_b_c_cbab9f736f8295a62e375f948f388c0d.jpg

Roketsan'ın son 10 yılda çok yol aldığını dile getiren Yaşar, şöyle devam etti:

"Sadece 2016'da 4 ayrı ürünümüz kalifiye oldu. Önümüzdeki 7 yılda, şu ana kadar ürettiğimiz veya kalifiye ettiklerimiz kadar ürün çeşidimiz hizmete girecek. Daha büyük sistemler... Artık boyları 2 metre değil, 6-8 metre olan büyük sistemler, füzeler devreye girecek. Bunları sanayicilerimizle üreteceğiz."

 

ZIRLI AMBULANS

NATO standartlarında, yüksek balistik ve mayın koruma seviyesine sahip, 4x4 taktik tekerlekli zırhlı araçlarını sergileyecek Katmerciler, zırhlı ambulansını da ilk kez bu fuarda tanıtacak.

Savunma sanayisine Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları (TOMA) ile giriş yapan Katmerciler, 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'na (IDEF’17) büyüyen zırhlı ailesiyle katılacak. Şirket, 4x4 taktik tekerlekli zırhlı araçlarını sergilerken, zırhlı ambulansını ilk kez fuarda görücüye çıkaracak.

Katmerciler, geniş savunma portföyüyle 9-12 Mayısta düzenlenecek IDEF Fuarı'na hazırlanıyor.

Şirket, NATO standartlarında geliştirdiği, balistik olarak güçlendirilmiş taktik tekerlekli araçlarından muharebe aracı "HIZIR", personel taşıma aracı "KHAN" ve "NEFER" zırhlı 4x4 aracıyla fuarda yerini alacak. Katmerciler'in sürprizi ise ilk kez bu fuarda tanıtacağı 4x4 zırhlı ambulans olacak. Zırhlı ambulansla birlikte Katmerciler’in zırhlı ailesi daha da genişleyecek.

Segmentinin en güçlüsü HIZIR

"HIZIR", Türk savunma sanayisinde sınıfının en yüksek motor gücüne sahip, taktik tekerlekli zırhlı muharebe aracı olarak dikkati çekiyor.

Araç, NATO standartlarında, 4x4 konfigürasyonunda, manevra gücü yüksek, güvenlik güçlerinin operasyonel ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirildi. 9 personel kapasiteli, balistik açıdan güçlendirilmiş, mayın ve el yapımı patlayıcılara karşı yüksek koruma seviyesine sahip "HIZIR", kırsal ve kentsel alanlardaki yoğun çatışma koşulları altında yüksek performans gösterecek şekilde tasarlandı.

"HIZIR", komuta kontrol aracı, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer aracı, silah taşıyıcı araç (çeşitli silah sistemlerinin kolay entegrasyonu), ambulans aracı, sınır güvenliği aracı, keşif aracı olarak çeşitli konfigürasyonlar için çok yönlü, düşük maliyetli ve kolay bakım sağlayan bir platform araç niteliğinde bulunuyor.

4x4 Zırhlı Ambulans

4x4 zırhlı ambulans, yüksek riskli bölgeler için ulaşım, ilk yardım ve hastaların nakli amacıyla Ford F550 araç şasisi üzerine tasarlanıp donatıldı. Ambulansın geniş iç hacmi sayesinde ayakta operasyon gerçekleştirerek hastalara müdahale edilebiliyor.

Araç 5 hasta, 2 sağlık personeli ve sürücü dahil 8 kişilik taşıma kapasitesine sahip. 300 beygir gücüne ve 4x4 sürüş özelliklerine sahip ve her türlü yol ve iklim koşullarına uygun üretilen zırhlı ambulanslar, sürücü, sağlık personeli ve hastanın tam emniyetini sağlıyor. Ayrıca, istenilen konfigürasyonda ve farklı balistik seviyelerine uygun dizayn edilebiliyor.

Aracı ağırlaştırmayan zırhlama sistemi

Katmerciler’in yeni zırhlama sistemi ise "NEFER" adı altında sektöre sunuldu.

Zırh çeliğine göre daha hafif olan, dolayısıyla aynı koruma seviyesini sağlarken aracı ağırlaştırmayan kompozit seramik bazlı bu zırhlama sistemi, 4x4 off-road özelliklerine sahip araçlar üzerinde, hem kırsal hem de şehir içi kullanım için optimize edilebiliyor. "NEFER" zırh sistemi, Türkiye’de kategorisinin ilk örneği olarak, Rubicon Jeep üzerine uygulandı.

Toyota Land Cruiser, Volkswagen Amarok, Ford F550 gibi 4x4 off-road araçlara uygulanabilen zırhlama, paletli ve tekerlekli diğer araçlara da uygulanabilir nitelikte bulunuyor. Katmerciler, muharebe aracı "HIZIR" ve personel taşıma amaçlı "KHAN"ın yanı sıra zırhlı ambulanslarda da bu teknolojiyi kullanmak üzere çalışmalarını sürdürüyor.

Üstün mobilite ve tepki hızıyla sınıfında öne çıkan bu nitelikteki araçlar, her türlü zemin ve iklim koşulunu sorunsuzca göğüsleyebiliyor. Bu zırhlama sisteminde, araca özel, son teknoloji kompozit ve seramik bazlı malzeme sistemi geliştirilmiş olduğu için performansından neredeyse hiçbir kayba uğramayan araç tam yüksek koruma sınıfına sahip hale geliyor. Bir diğer ifadeyle, muadillerine göre manevra kabiliyeti daha yüksek ve aynı zamanda konforlu bir zırhlı araç ortaya çıkıyor.

ZPT ailesinin ilk üyesi

"KHAN" ise Katmerciler’in NATO standartlarında geliştirdiği, balistik korumalı, el bombalarına karşı yüksek güvenlik sağlayan, 4x4 taktik tekerlekli zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) ailesinin ilk üyesini oluşturuyor. 8 personel taşıma kapasiteli araç, hızlı, dinamik, çok yönlü, bakım kolaylığı sağlayan özellikleriyle dikkati çekiyor.

Toyota Land Cruiser şasisi üzerinde, yüksek balistik koruma sağlayan monokok zırh çeliği gövdeye sahip araç, kırsal ve kentsel her türlü iklim koşullarında operasyonlar için iç güvenlik güçlerinin tüm gereksinimlerini karşılayabiliyor.

TÜBİTAK tarafından yerli savunma sanayinin geliştirilmesine yönelik çabaları sonucunda önemli bir başarıya imza atıldı. TÜBİTAK'ın milli olarak geliştirdiği Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi, bir başka milli üründe başarıyla kullanılmaya başlandı.

Dünyada sayılı ülke tarafından üretilen gerçek zamanlı işletim sistemi teknolojisinde dışa bağımlılığı sona erdirecek Milli Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi'nin (GİS) gelişimini desteklemek amacıyla ASELSAN ile TÜBİTAK arasında imzalanan mutabakat anlaşmasıyla başlayan çalışmaların meyvesi, gelecek ay düzenlenecek 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF’17) görücüye çıkacak.

 

MİLLİ SİLAHA MİLLİ İŞLETİM

TÜBİTAK tarafından milli olarak geliştirilen Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi, milli bir silahta başarıyla kullanılmaya başlandı.

thumbs_b_c_b223bec7a11cf13d114680fc831f8419.jpg

GİS, savunma sanayisinin emniyet kritik ve katı gerçek zamanlı işletim sistemi ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamak üzere TÜBİTAK BİLGEM tarafından 2006'da geliştirilmeye başlandı ve 2013 başında tamamlanarak ürün haline getirildi. IDEF 2015’te ise ASELSAN ve TÜBİTAK arasında imzalanan mutabakat anlaşmasıyla çalışmalar yeni bir boyuta taşındı.

ASELSAN ve TÜBİTAK mühendislerinin ortak çalışmasıyla GİS, ASELSAN Milli Görev Bilgisayarı'na (Görevsayar) entegre edilerek, Milli Atış Kontrol Yazılımları ile SARP Uzaktan Komutalı Milli Silah Sistemi’nin tüm işlevsellik ve performans gereksinimlerini karşıladı. Böylece GİS, SARP ile sahada da kendini ispatlamış oldu.

3 bini aşkın Görevsayar teslim edildi

ASELSAN, geliştirdiği sistemlerin görev bilgisayarı ihtiyacını 2002'den beri milli imkanlarla geliştirdiği Görevsayar ailesiyle karşılıyor.

Kara, hava, deniz ve füze platformlarında kullanılmak üzere geliştirilen Görevsayar ailesi, 11 farklı ürünle platform ihtiyaçlarına (işlem gücü, haberleşme arayüzleri, çevre koşulu isterleri) göre uyarlanabiliyor.

ASELSAN sistemleriyle 3 binden fazla teslim edilen Görevsayar ailesi, hem yazılım hem donanım olarak tamamıyla milli olarak geliştirildi. Bu yerli yazılım zincirinde eksik halka olan işletim sistemi de GİS ile tamamlandı.

Hedef Milli İşlemci

Savunma sanayisine yönelik millileştirme arayışlarını sürdüren ASELSAN, millileşme misyonunun devamı olarak, Görevsayar ailesinde ve savunma sanayinin diğer ürünlerinde kullanılmak üzere Milli İşlemci geliştirme çalışmalarına da başladı.

 

ASELSAN'DAN KULAÇ SİSTEMi

ASELSAN'ın denizaltılar ve su üstü platformlarında kullanılmak üzere geliştirdiği KULAÇ İskandil Sistemi, ilk ihracat sınavından başarıyla geçti.

thumbs_b_c_c01bff6f192fb6c06b187279d052a76c.jpg

ASELSAN'ın denizaltılar ve su üstü platformlarında kullanılmak üzere geliştirdiği KULAÇ İskandil Sistemini tercih eden Endonezya, ASELSAN'ın denizaltı ve su altı akustik sistemlerine yönelik yeni taleplerde bulundu.

KULAÇ İskandil Sistemi ASELSAN tarafından denizaltılar ve su üstü platformlarında kullanılmak üzere geliştirildi. Seyir yardımcı sistemi olarak kullanılan KULAÇ, yaydığı akustik sinyalin dipten/su yüzeyinden yansımasının dinlenmesi ve gönderme/alma zamanı arasındaki farkın ölçülmesiyle derinlik tespitini gerçekleştiriyor.

ASELSAN tarafından milli olarak geliştirilen ve Türk denizaltılarında da kullanılan KULAÇ İskandil Sistemi ile Türkiye’nin su altı akustik sistemlere yönelik ilk ihracatına imza atıldı. KULAÇ İskandil Sistemi, bir süre önce Endonezya denizaltısına entegre edildi. 

KRI Nanggala 402 denizaltısında gerçekleştirilen entegrasyon ve kabul faaliyetleri çok kısa süre içinde başarıyla tamamlanarak müşteri memnuniyeti üst düzeyde sağlandı.

Sistemin denizde başarılı bir şekilde göreve başlamasının ardından Endonezya, ASELSAN ürünü denizaltı ve su altı akustik sistemlerine yönelik yeni taleplerde bulundu.

 

ASELSAN'DAN UZAKTAN KUMANDALI SİLAH SİSTERMLERİ

ASELSAN, bugüne kadar 11 ülkeye ihraç edilen Uzaktan Komutalı Silah Sistemi ailesini, yeni ürünlerle genişletti.

thumbs_b_c_dd48c3c0824a240dca44525bf9116715.jpg

ASELSAN, yurt içinde ve dışında talep gören Uzaktan Komutalı Silah Sistemi (UKSS) ailesine, yeni ihtiyaçları da dikkate alarak 2 yeni ürün ekledi.

Silah sistemleri alanında 20 yılı aşkın bir deneyime sahip ASELSAN, bugüne kadar 11 ülkeye ihraç edilen UKSS ailesinin yeni ürünlerini, 9-12 Mayıs'ta düzenlenecek 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda sergileyecek.

ASELSAN taktik kara araçlarında ve sabit tesislerde temel olarak hava ve kara hedeflerine, özellikle asimetrik tehditlere karşı yakın alan koruması amacıyla geliştirilen, ana silah olarak 12,7 milimetre uçaksavar, 7,62 milimetre makinalı tüfek, 40 milimetre bomba atar gibi silahlar takılabilen sistemi kablosuz olarak üretti.

Uzaktan komutalı olması nedeniyle araç içinden yönlendirilebilen ve ateş edebilen SARP sistemi, kablosuz haberleşme yeteneği sayesinde artık uzak mesafelerden de kontrol edilebiliyor. Bu sayede kullanıcılar, tehlikeli bölgelerden uzak ve güvenli bir yerde sistemi kullanabilme imkanına sahip oluyor.

ASELSAN’ın Birleşik Arap Emirlikleri’nde yerleşik ortak girişim firması olan IGG ASELSAN Integrated Systems firmasıyla birlikte yürütülen faaliyetler sonunda, ASELSAN UKSS’lerinin kablosuz yönetilmesine imkan veren Arayüz Uyumlama Birimi geliştirildi. Bu birim sayesinde ASELSAN UKSS ailesinin üyeleri gerektiği zaman uzaktan komuta edilebilme yeteneğine sahip olacak.

Uyumlayıcı birimin SARP sistemine entegre edilmesiyle çeşitli üst düzey son kullanıcılara atışlı gösterimler düzenlendi. Sistem, güvenli, kriptolu, karıştırılamaz haberleşme yeteneği, uzaktan hedef takip performansı, yüksek vuruş yüzdesi ve kolay kullanımı gibi üstün özellikleri ile ön plana çıkıyor.

Sistemin entegre edildiği insansız paletli araç, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de şubat ayında düzenlenen Uluslararası Savunma Sergi ve Konferansı'nda tanıtılmıştı.

Yardımcı silahlı SARP-DUAL

UKSS ailesinin bir diğer yeni üyesi SARP-DUAL'e ise ana silahların yanı sıra yardımcı silah olarak 7,62 milimetre makineli tüfek takılabiliyor.

Bu yılın başında ASELSAN tarafından tamamıyla yerli olarak geliştirilen SARP-DUAL, gelişmiş balistik çözüm uygulayabilen, bilgisayar denetimli atış kontrol fonksiyonlarına, otomatik hedef izleme ve hareket halinde atış yapabilme yeteneğine sahip, gerektiğinde silah başından elle yönlendirilebilen ve atış yapılabilen bir silah sistemi olarak dikkat çekiyor.

Opsiyonel olarak STANAG 4569 Seviye 2 zırh koruması konfigürasyonu da bulunan SARP-DUAL yüksek miktarda mühimmat depolama özelliği de taşıyor. SARP-DUAL'in üretiminde yüksek yerlilik oranı ön plana çıkıyor.

KİRPİ aracına entegrasyon çalışmaları tamamlanan SARP-DUAL’in tedarikine ilişkin, BMC firması ile alt yüklenici sözleşmesi imzalanmıştı.

ASELSAN, nisan ayında BMC ile İç Güvenlik Kuvvetleri’nin ihtiyacı kapsamında, SARP-DUAL Uzaktan Komutalı Silah Sistemi tedarikine yönelik olarak, toplam bedeli 37 milyon avro olan bir sözleşme imzalandığını duyurmuştu. Sözleşme kapsamında teslimatların bu yıl içinde tamamlanması öngörülüyor.

Sahada kendini kanıtlamış olan SARP sisteminin, zırhlı araçlardan kritik tesislerdeki sabit platformlara, ana muharebe tanklarından insansız araçlara kadar geniş bir kullanım alanı bulunuyor. Seri üretimi devam eden SARP Sistemi, yurt içerisinde ve dost yurt dışı ülkelerde faal olarak kullanılıyor.