SİVİL TOPLUMA DAİR 2…

Geçen haftaki yazımızda sivil topluma dair paylaşımlarda bulunmuştuk. STK olarak bilinen Sivil Toplum Kuruluşlarının Devlet tarafından yönlendirilme riskinden, STK’ların kurumsal bağımsızlık noktasında hassasiyet göstermesi gerektiğinden, açık şeffaf katılımcı yönetim sergilenmesinden ve çatışmasız yöntemlerle lider değişimi başarması gerektiğinden bahsetmiştik. Son olarak ta STK liderlerinin  kurumsal itibar ile zahid yaşam arasındaki ikilemde hata yapmaması gerektiğini ifade etmiştik.

Geçen Hafaki yazım için tıklayın.

Bu haftaki yazımızda STK’lara dair yazmaya devam edeceğiz. Bir durum tesbitine dair olabildiğince objektif bir dil ve analitik bir yöntem izlemeye çalışacağız inşallah…

Faaliyet alanları itibarı ile bir alanda ihtisaslaşan STK’larımızla birlikte kendisine bir faaliyet alanı, uzmanlık alanı belirlemeyen ihtiyaç değerlendirilen her alanda faaliyet gösteren STK’larımız da mevcuttur.  Bu kategorideki STK’larımız daha çok bir cemaat/cemiyet yapılanması içinde bir mensubiyet çerçevesinde faaliyet sürdürmektedir. Bu STK’larımız eğitim alanından, öğrenci barınma alanına, iyilik hareketlerinden ticari faaliyetlere kadar çok geniş bir spektrumda faaliyet gösterebilmektedir. Cemaat/cemiyetin merkezi aklı çerçevesinde herhangi bir ihtisas alanı belirlemeden merkezi aklın öncelediği tüm alanlarda faaliyet sürdürebilmektedir. Yine merkezi aklın önceliklerine göre siyaset ile ilişkileri biçimlenmektedir ve bu ilişki kırılganlık/değişkenlik gösterebilmektedir. İslami bir STK grubu bir seçimde öngörülemez bir biçimde laikçi bir partiyi desteklerken bir sonraki seçimde ki daha birkaç yıl bile geçmeden skalanın çok uzağında bir başka partiyi destekleyebilmektedir veya bölgesel tercihler geliştirebilmektedir tabi merkezi aklın stratejileri çerçevesinde… Bu STK’ların Siyaset ile ilişkisini belirleyen temel saik cemaat/cemiyetin bekasıdır, öncelikleridir. STK - siyaset ilişkilerini bir sonraki yazımıza bırakıp bu haftaki yazımın asıl konusuna gelmek işitiyorum.  

Son yıllarda sayısı ve ağırlığı artmaya başlayan kendisine bir ihtisas alanı, ana faaliyet alanı belirleyen STK’lar…

İyilik hareketlerinden,  Gençlik STK’larına, Eğitim STK’larından, Mesleki Dayanışma ve Birlik STK’larına, Hemşeri STK’larından, Aile ve Kadın STK’larına, spesik bir faaliyet alanına indirgenmiş STK’lara kadar uzanan bir liste…  (İnsan Hakları, Uyuşturucu ile Mucadele, Cami Dernekleri, vb.)

Medeniyetimizin sivil alanı önemseyen önceleyen bir sosyal düzen tahayyülü vardır. Bu nedenle İslami STK’ların ihtisas alanını belirlenmesinde Müslüman stratejik aklının önceliklerine uygun bir yönlendirme yapılması zorunluluktur. Gerek insan kaynağımızın gerekse mali kaynaklarımızın sınırlılığı nedeni ile İslami STK’larımız, ana faaliyet alanını belirlerken Müslüman stratejik aklının gereklerine göre hareket mecburiyeti vardır. Ne yazık ki üzülerek ifade etmek gerekir ki, İslami STK’larımız faaliyet alanlarını belirlerken bu stratejik aklı önemsememektedirler. Afrika’da İslami STK’lara danışmanlık yapan bir dostumun ifadesi sizlerle paylaşmak istiyorum:  ‘Afrika’da içlerinde Konya’dan STK’lı arkadaşlarımızın olduğu Türkiye STK’ları gıda organizasyonu yaparken, sağlık hizmeti sunarken hatta su kuyuları açarken misyoner teşkilatları ile çok olumlu ilişkiler içinde idik. Ancak ne zaman bu STK’lar gençlik ve eğitim alanına girmeye başladılar misyoner teşkilatları ile ilişkilerimiz bozulmaya başladı.’ Bu tesbit önemlidir. Bu tesbit Türkiye’deki STK faaliyetleri açısından da önemlidir. Misyoner teşkilatları da iyilik hareketi dediğimiz gıda organizasyonu yapıyorlar, sağlık hizmeti sunuyorlar ama buna stratejik bakıyorlar, yerli halkla güven ilişkisinin tesisine yönelik bir süreç olarak değerlendiriyorlar. Asıl stratejik hedefleri insan kaynağının kontrolü, Gençlik ve Eğitim çalışmaları…

Bu anlatımdan büyük fedakarlık yapan iyilik hareketi yöneten STK’larımızı zem ettiğimiz sonucu çıkarılmamalıdır. Rıza-i İlahi için çok büyük fedakarlık göstererek çalışan ve en iyi olduğumuz alandır, İyilik Hareketi STK’larımız… İslami STK’ların meşruiyet alanını genişletme açısından güvene dayalı iletişimi inşa açısından İyilik Hareketi STK’larımız hayati öneme haizdir.   İyilik Hareketi STK’larımızın inşa ettiği iletişim ve meşruiyet alanı, derhal Gençlik ve Eğitim STK’larımızca değerlendirilmelidir. Bir hatırlatma, Gençlik ve Eğitim STK’larımızın da bir hususu gündemlerine alması gerekir; mezun izleme yani daha önce hizmet verdiği gençlerle iletişimi derinleştirerek sürdürme…

Ufukta doğan güneş İslamın güneşi olacaksa, bu güneşi gören göz Gençlik ve Eğitim STK’larımızn rahle-i tedrisinden geçen göz olacaktır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum