Moro İslami Kurtuluş Cephesi, barış sürecinden umutlu

Moro İslami Kurtuluş Cephesi, barış sürecinden umutlu

MİKC lideri İbrahim:- "Yeni gelecek yönetimin barış sürecinin kazanımlarını sürdüreceğini ve süreci uygulamaya devam edeceğini umuyoruz"- "Filipinler yönetiminin dosdoğru bir şekilde barış sürecine öncelik vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü ancak bu ş

KUALA LUMPUR/ANKARA (AA) - Filipinler'deki Moro İslami Kurtuluş Cephesi Lideri Hacı Murat İbrahim (MİKC), Bangsamoro Temel Yasasının (BTY) senatodan geçmemesinin barış sürecinin sonu olmadığını belirterek, "Yeni gelecek yönetimin barış sürecinin kazanımlarını sürdüreceğini ve süreci uygulamaya devam edeceğini umuyoruz" dedi.

Filipinler'de 40 yılı aşkın süredir bağımsızlık mücadelesi veren Moro İslami Kurtuluş Cephesi'nin (MİKC) lideri Murat İbrahim, 27 Mart 2014'te imzalanan Bangsamoro Barış Anlaşması'ndan ardından ülkede devam eden sürece ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

BTY'nin senatodan geçmemesinin barış sürecinin sonu olmadığını söyleyen İbrahim, "Çünkü süreç kapsamlı anlaşmanın imzalanmasıyla tamamlanmıştı. Şu an içinde bulunduğumuz süreç, uygulama süreci. Yani, tam olarak üzerinde anlaşılan şeyin uygulanmasının bir şekli. Bu nedenle yeni gelecek yönetimin barış sürecinin kazanımlarını sürdüreceğini ve süreci uygulamaya devam edeceğini umuyoruz" şeklinde konuştu.

- "Mevcut yönetimin çabalarını takdir ediyoruz"

Filipinler'de 9 Mayıs'ta yapılacak genel seçimler ve devlet başkanlığı seçimlerini takiben yeni yönetimin temmuz ayında göreve başlamasının beklendiğini belirten İbrahim, yeni iktidarın barış sürecinin takibi konusunda daha tutarlı ve ısrarcı olmasını dört gözle beklediklerini ifade etti. İbrahim, "Yine de mevcut yönetimin çabalarını takdir ediyoruz" diye konuştu.

- "Üzerimizde çok fazla baskı var"

İbrahim, "Tabandaki farklı örgütlerden ve alt kadrolardan mücadelenin yeniden başlatılmasına dair baskı görüyor musunuz?" sorusuna şöyle cevap verdi:

"Aslında, üzerimizde çok fazla baskı var. İnsanlarımız uzun süredir bekliyor. 40 yıldan uzun süredir devam eden zor bir mücadele ve 17 yıldan uzun süredir devam eden müzakereler var. Onlara, şu an yapmaya çalıştığımız şeyin, gittiğimiz yolun Bangsamoro sorununun nihai çözümü için tek yol olduğu umudunu vererek onları tutmaya çalışıyoruz. Baskı var, ancak şimdiye kadar Bangsamoro liderliği örgütü kontrol etmeyi başardı. Ancak bunu çok daha uzun süre devam ettiremeyiz. Zaten çok beklendi. Bu nedenle bir sonraki Filipinler yönetiminin dosdoğru bir şekilde barış sürecine öncelik vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü ancak bu şekilde insanlarımızı kontrol edebilir ve bölgede terör ile diğer grupların yayılmasını engelleyebiliriz"

- "Türkiye barış sürecinde çok aktif"

İbrahim, Filipinler'deki barış sürecinde Türkiye ve Suudi Arabistan'ın önemli roller oynadığını, Malezya'nın da süreci kolaylaştıran ülke olduğunu söyledi. İbrahim, barış sürecinin devam ettirilmesini istediklerini ve bunu sağlamaya çalıştıklarının altını çizerek, süreci destekleyen uluslararası STK'lar arasında aktif Türk STK'ları bulunduğunu belirtti.

"Türkiye barış sürecinde çok aktif" diyen İbrahim, diğer İslam ülkelerine ve İslam dünyasına Mindanao’daki Müslümanların sorunlarına daha fazla destek vermeleri çağrısında bulundu. İbrahim, şunları kaydetti:

"Açıkçası, bu olayda aktif rol oynayan, destekleyen daha çok Batı ülkesi var. Avrupa Birliği, diğer Avrupa ülkeleri destekte daha aktifler. Japonya da çok aktif. Ancak saydıklarımız dışındaki Müslüman ülkeler süreçte çok aktif değiller. Bu nedenle bize daha fazla destek vermeleri için kendilerine sesleniyoruz, çağrıda bulunuyoruz"

- "İslam dünyası Mindanao barış sürecini görmelidir"

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni'nin, Mindanao'yu ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İbrahim, "Ben geçen hafta Genel Sekreter ve azınlıklar birimiyle görüşmek için İİT’nin merkezindeydim. Genel Sekreter barış sürecine desteğini açıkladı. Eminim konuyla ilgili bir şeyler yapacaklar" dedi.

İslam dünyasının birçok yerinde çatışmalar, anlaşmazlıklar ve savaşlar yaşandığına işaret eden İbrahim, "Mindanao’daki barış sürecinin, anlaşmanın imzalanmasının, İslam dünyasının her yerinde ateş ve çatışma varken olması ironik bir durum. İslam dünyası Ortadoğu ve başka bölgelerdeki sorunlara odaklanmış olsa da ilgili olduğu için bu barış sürecini de görmelidir. Çünkü özellikle Müslüman azınlıkların bulunduğu yerlerde çatışma çıkma riski bulunuyor. Bu süreç başarıya ulaşırsa, başka yerlerde aynı sürecin benimsenmesi teşvik edilebilir, çatışmaların patlak vermesi önlenebilir" şeklinde konuştu.

- "Bu mücadele amacına ulaşmalı"

Barış sürecinin tamamen başarısızlığa uğraması durumunda, MİKC'nin yeniden mücadeleye döneceği yönündeki yorumları da değerlendiren İbrahim şunları söyledi:

"Mücadele her zaman var, bitmiş değil, hep orada. Ancak barış sürecine gerçekten çok fazla yatırım yaptık. Düşünün, 17 seneden daha fazla bir süre. Barış sürecinden şimdiden çok fazla kazanım elde ettik. Bu nedenle elde ettiğimiz kazanımları korumak için elimizden geleni yapacağız. Ancak mücadele her zaman devam ediyor. Eğer barış sürecini korumak için tüm yollar ve araçlar tükenirse, mücadeleyi devam ettirmekten başka seçeneğimiz yok. Çünkü bu mücadele amacına ulaşmalı."

- "Anayasanın değiştirilmesi için çalışacağız"

İbrahim, BTY'nin seçimlerden sonraki dönemde senato tarafından kabul edilmesin ardından, Filipinler Anayasa Mahkemesinin BTY'ye bir müdahalede bulunmasından endişe ettiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü hakikaten Anayasa Mahkemesine, kapsamlı anlaşmanın anayasaya aykırı olduğunu ilan etmesini talep eden bir başvuru yapıldı. Ancak biz eminiz ki, Filipinler hükümeti, hatta gelecek yönetim konuya daha geniş bir açıdan bakacak, çünkü yasanın anayasaya aykırı bulunması durumunda Filipinler hükümeti üzerinde çok negatif bir etkisi olacak. Çünkü tüm sürece uluslararası toplum şahit oldu. Barış sürecinin model olması bekleniyor. Tüm süreç çok iyi inşa edildi. Biz, Yüksek Mahkemenin yasayı anayasaya aykırı bulmasını beklemiyoruz, ki bunu sadece Yüksek Mahkeme yapabilir. Yasanın bazı kısımları anayasaya aykırı bulunsa bile, biz bunu 'yasanın ayrılabilirliği' olarak adlandırıp, söz konusu kısmı bir kenara bırakıp yasanın geri kalanıyla yola devam edeceğiz. Sonra bu hükmün uygulanması için anayasanın değiştirilmesine çabalayacağız."

İbrahim, bölgede bağımsız olarak faaliyet gösteren çeşitli grupları kontrol altında tutmanın tek yolunun, onlara barış süreci için umut olduğunu göstermekten geçtiğini vurgulayarak, yeni kurulacak hükümetin de barış sürecine bağlılığını göstermek zorunda olduğunu ifade etti.

- MİCK'nin yapılanması

Filipinler’in Sulu ve Zamboanga bölgelerindeki Müslümanlar ve Hristiyanlar ile bağlantıları olduğunu da dile getiren İbrahim, MİKC'nin yapılanması hakkında şu bilgileri verdi:

"MİKC’nin önemli siyasi bir kanadı da var, bu en üst organ olan Merkez Komite, köylere kadar işleri yürüten bir organizasyon. Köylerde kendi komitelerimiz var. Bu halkımız ve toplum ile güçlü bağlarımızın olmasını sağlıyor. Her topluluk siyasi bir topluluk oluyor. MİKC’nin askeri kanadı da aynı şekilde, köy seviyesinden en yüksek seviyeye kadar işleri görüyor. Köylerde de askeri gücümüz var. Bunlar, halkımızı zenginleştiren mekanizmalar, ancak tabii ki bazı zorluklarla da karşılaştık, çünkü bölgede hükümet operasyonu oldu. Ancak sürekli olarak bölgedeki insanlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz."

MİCK'in insan kaynağına yönelik, 2001'den bu yana barış müzakerelerinde anlaştıkları üzere rehabilitasyon ve gelişim programları uyguladıklarını anlatan İbrahim, bu tür programlara devam edeceklerini söyledi.

İbrahim, insan kaynakları programlarında barış sürecinde yer alan farklı taraflar ve uluslararası STK'lar ile birlikte çalışmalarını sürüdüreceklerini bildirdi.

Filipinler ordusunun, 25 Ocak 2015'de Mindanao Adası'nda MİKC idaresindeki Maguindanao bölgesinde Mervan olarak bilinen Malezyalı bomba yapımcısı Zülkifi bin Hir'i yakalamak için düzenlediği operasyonla ilgili de bilgiler veren İbrahim, Mervan'a barınma sağladıkları yünündeki iddiaları da kesin bir dille reddetti.

İbrahim, "Güvenlik güçleri Mervan’a operasyon düzenlediği zaman Mervan’ın orada olduğundan haberimiz yoktu. Ancak biliyorsunuz Mindanao büyük bir yer ve çok sayıda grup var. Bölgeye gizlice girmiş ve burada geceyi geçirmiş ve tanınmamış olabilirler, bölgedeki yerel halkın lehçesini öğrenmiş ve bu şekilde orada kalmış olabilirler. MİKC’nin bu terörist grupları barındırdığı iddialarında kesinlikle doğruluk payı yoktur. Bölgedeki insanlar Mervan’ı tanımıyorlar çünkü başka bir isim kullanıyor ve yerel halkı iyi tanıyor" dedi.

- "BİÖS'ü geri kazanmaya, ikna etmeye çalışıyoruz"

Filipinler hükümetinin Bangsamoro İslami Özgürlük Savaşçıları'na (BİÖS) karşı ülkenin güneyinde yürüttüğü operasyonlara ilişikin görüşlerini de açıklayan İbrahim, şunları kaydetti:

"Bu olaydan önce BİÖS ile diyaloğumuz vardı, çünkü BİÖS çok önceden MİKC içinde yer alıyordu. Ancak, başarısızlığa uğramasından sonra kendilerini MİKC’den uzaklaştırmaya başladılar ve sonunda kendi BİÖS örgütlerini oluşturdular. İlişkimize gelince, halen onlarla konuşuyorduk, tekrar MİKC’ye katılmaya teşvik ediyorduk. Bu süreçten önce, barış sürecinin ilerleyişini engellemeyecek bir eylemde bulunmamayı kabul etmişlerdi. Bizimle buna dair bir belge imzaladılar hatta. Ancak temel yasasın kabul edilmemesinden sonra eylemlerine tekrar başladılar. Barış süreci için umut kalmadığını bu nedenle mücadeleye devam edeceklerini söylüyorlar. Biz de onları geri kazanmaya, ikna etmeye çalışıyoruz."

Filipinler'de Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkenin güneyindeki direniş hareketi Moro İslami Kurtuluş Cephesi, yaklaşık 40 yıl süren, 120 bin kişinin ölümüne neden olan ve 2 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı çatışmaların ardından hükümetle, 27 Mart 2014'te Bangsamoro Barış Anlaşması'nı imzalamıştı. Bu anlaşmanın ardından, Mindanao ve çevre adalarda "Müslüman Mindanao Özerk Bölgesi" adıyla faaliyet gösterecek siyasi yapının temeli olarak Bangsamoro Temel Yasası hazırlanmıştı.

Tarihi anlaşma kapsamında taraflar, silahlarını 16 Haziran'da sembolik olarak bırakmıştı. Maguindanao bölgesinde düzenlenen silah bırakma törenine Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi Lideri Hacı Murat İbrahim katılmıştı. Törende 145 savaşçı silahlarını, Türk Büyükelçi Haydar Berk başkanlığındaki bağımsız kurula teslim etmişti.

Moro İslami Kurtuluş Cephesi, barış sürecinden umutlu

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :